Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
"Keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım." (s. 44)
O kadar çok duydum ki bu dizeyi... Hiç hangi kitabın neresinde geçiyor diye bakmamışım bugüne dek... Ama ister istemez "keşke" diyor insan. Keşke gölgesine razı bir fesleğen olsaydım.
Kitaba başlar başlamaz içim burkuldu. Onlar ne acıklı dizelerdi öyle...
"Artık
Sevgili dostum...
Bugün yokluğunun yüzüncü günü. Geçen yüz gün boyunca seni aramadığım yer kalmadı. Sen kitapları çok severdin ve ben de bu yüzden ilk olarak seni kitaplarda aramaya başladım. Belki yemyeşil kırlardan koparılmış ve kitabın arasında kurutulmuş masum bir papatya gibi sen de bir kitabın sayfaları arasında kalmışsındır. Belki de çok
Türkiye içerisinde bana başlıktaki cümleyi dedirten gruplardan oluşmaktadır.
10-20 yıl sonrasında dinlenen grupların bu tür gruplardan oluşacağını düşünüyorum. Türk müziğinin çeşitlenmesi konusunda yeni akımlar, yeni denemelere ihtiyacımızın olduğu bu dönemde popüler kültür haricinde pek çok eser veren grubu tanımak, aynı zamanda onlara gelecek
Lirik bir inceleme olsun bari. Şahsen benim ihtiyacım varmış.
Musil’in Niteliksiz Adam’ını okuyorum bu aralar. Nasıl bir zorlanma, anlatamam. Ama okuyacağım. Çünkü ben Musil’i çok seviyorum. Darlandım ya, nefes almak için araya Mustafa Kutlu’yu soktum. Onun Uzun hikaye’sini. Ah ne iyi etmişim. Bu bir masal ki! Ne kadar da bir masala ihtiyacım
İncelemeye kitabın giriş cümlesi ile başlayacağım. Son cümlesi ile de bitireceğim.
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum."
Hayatta birçok an yaşıyoruz. Çoğunlukla da o anların kıymetini bilmiyoruz bu bir gerçek. Peki o "an" hayatta yaşadığınız en güzel anıysa ve bir daha karamsar bir şekilde devam edeceksek hayata..
Zaman
İnsan her zaman annesini sever mi?
Babasızlık nasıl bir duygudur? Ya da annesizlik?
Sevdiğiniz halde başkaları için sevmiyormuş gibi davranmak zorunda kaldınız mı hiç?
Geçmiş her zaman geçmişte kalır mı?
Fakirlik utanılacak bir şey midir?
Aşk var mıdır?
Adalet nedir?
Namuslu olmak ne demek?
Yaşadığı yeri değişince insan da değişir mi?
Her
Kitabı kimler okumasın?
- kitap beni yormasın ya, yatarak okuyacağım ben diyorsanız
- Kitap mı okuyoruz bulmaca mı çözüyoruz, hiç sevmem simgelerle dolu kitapları diyorsanız
- Ben öyle çok da meraklı değilim, anlamadığım bir sürü isimle, şiirle, göndermelerle, dipnotlarla uğraşamam diyorsanız
Kalanlarla yola devam edelim
Adını
‘’Selim öldü. Selimlik de ölmüştür.’’
Ve her başlangıç, taze bir yaşamla ortaya çıkarken,
Bir ölümden doğdu bu roman.
Bu ölümle doğuşun sebebi, Atay’ın her daim üzerinde düşündüğü ve ölene dek de bundan vazgeçemediği (yarım kalan kitabı, bazılarımız için hala kabuk bağlamaz bir yaradır) bir kavramdı. Bu kavram, bizzat Atay’ın da ifade ettiği
Şarkılar mesela, işimizi epey zorlaştırır. Sanat eserleri, yani iyi olanlar, genellikle bizden uzun yaşarlar. Unutmak istediğimiz bir mesele varsa ve onlarla bağlantılıysa, her karşılaştığımızda bize hatırlatırlar.
Bana yalanlar söyle güzel gözlüm. Beni bu dünyanın sahteliğine inandır.
Şarkılar mı?
Hayır! Onlar bana artık anı yüklü acılardan başka bir şey vermiyor.
Kitaplar mı?
Hayır! yarım kalan aşkları anlatıyor her cümlesiyle.
Peki ya ne sevgilim bu dünya da güzel olan ne var?
Sen mi? Ah sen evet...! Sen bu dünyadaki en güzel yalandın, inandım...
[...]
Suskunluk iyi gelir kimi zaman ruha, ta ki o suskunluğa nidâ olan şiirler olduğu vakit .Gözlerim parçalı bulutlu nedense hep bu şiir kitabını okurken ama bir damla yaş gözükmüyor etrafta. Telâşları kalmayanlar ülkesidir. Kalbi hüzünlerle bekleyişlerde olanların mekanıdır. Sıtareye bakıp hayal kuranların şiiridir sitare. Şiirde geçen Züheyr'in
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
Kalırsa, sadece o hüzün kalır.
Sen de anladın ki yapa-yalnızız...
Buluşmamız yasak,
Görüşmemiz uzak...
Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
«Ana hukukunun kadına muazzam bir toplumsal iktidar konumu sağladığı dönemleri ve halkları bir tarafa bırakırsak, kadın cinsinin durumu sürekli ezilenlerin, ikinci sınıf insanın, aşağı bir cinsin durumu idi. Erkeğin çıkarcılığı, daha güçlü olanın kanlı şiddeti, kadının
ve toplumsal etkisinin gelişmesini demir zincirlere vurdu ve bu olgunun üstünü