Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
"Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.”
İnsanın yolculuğu bir ömür boyu sürer, sessiz bir gemi gibi. Bazen açık denizlerde, masmavi bir gökyüzünün altında, esen rüzgârlarla yelkenlerini şişere şişere dingin, kaygısız ve tasasız bir şekilde yol alır. Bazen de karla, tipiyle, borayla, denizlerin
Arife günü gelince, yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün, o günde olduğu kadar insan cehennemden azad olunmaz. Kim Arife günü; gerek dünya ve gerekse ahiretle ilgili olarak Allah'tan birşey isterse, Allah onun dileğini karşılar. Arife günü tutulan oruç, hem geçmiş ve hemde gelecek senenin günahlarına kefaret olur.
~Hz. Muhammed (s.a.v)
Bir aşk şiirine başlarsın. Canından çekersin her bir dizeyi. Şiir, sevgilinin kirpiğinden ruhuna, dünyada olmayan büyülü yollar açar. Sen bile sözünün karşısında tutulur kalırsın. Sonra dünya döner. Sevgili, dönen dünyaya karışır. Onun boşalttığı yere, yalnızlık, hatıra, keder. Pişmanlık denen gökyüzü kadar bir " gönül yarası " gelip oturur. Akif Efendi'nin Gönül muhabbeti âdet eylemiş bir kere, yoksa / Ne bende aşk ne sende cemal kalmıştır dediği yerlere varırsın. Sözüne, şiirine kaynaklık eden kişi, o sözlerin uzağına düşmüştür. Sen, o sesin ,aşkın uzağına düşmüşsündür. Ama bir bakarsın ki başka aşklarda, başka seslerde sürüp gidiyor sözlerin. Hemde daha bir değerlenerek. Bazı harfler ekleyerek, bazı harfleri silerek yazdıklarının üstünden bir daha geçersin.
Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?
Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.
Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına!
Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına!
Çevirdim başımı, nereye ettimse bir nazar.
Gördüm ki, Noel için hazır, yer-yer çarşı-pazar.
Haykırmak gelmişti içimden, seslendim millete.
Heyhat!
Neyzen daha küçük bir çocukken etrafına topladığı akranlarına kendi yaptığı kavalı çalarken, on üç yaşına geldiğinde sara (epilepsi) hastası olacağını nereden bilebilirdi? Bu hastalık bir yandan eğitim hayatının bitmesine sebep olurken, diğer yandan onu “Neyzen Tevfik” yapan yaşantısına da başlangıç olmuştu. İzmir Mevlevihanesi, İstanbul Fethiye
Önsöz
"İnsanlar duygu ve düşüncelerine göre hareket eder. Sevgi, nefret, korku, ümid, zan, inanç, şüphe, bilgi gib uni manevî kuvvetler, insanları içten içe, şu veya bu şekilde davranmaya zorlar. Nefret ettiğimiz bir şeyi yapmak bize çok güç gelir. Korku kaleleri yükseltir, hendekleri derinleştirirken sevgi bütün kapıları açar ve bütün
Selamaleyküm, dostlar. Sezai karakoç ün yakın tanıdığı, Edebiyat Ortamı Dergisinin sahibi şair Arif Ay küçük hacimli bir Sezai Karakoç biyografi kitabı hakkında bir değerlendirme yazmıştım. Fikirleriniz benim için önemli.
“En büyük acı şu: insanlık hadım edildi
Hakiki düşünceden gerçek duyarlılıktan ve öz bilgiden
Bayrakların ve sancakların
Devamlı Atatürk hakkında yazılanları okuyup dururuz da, neden hiç kimse Atatürk'ün kendi kalemini/yazdıklarını okumaz???
Beni çok üzen ve şoke eden bir kitaptı.
Atatürk'ün ateist olduğunu zaten biliyordum ancak onun bu kadar katı bir pozitivist/materyalist olduğuna kitaptaki kendisinin bazı orijinal el yazmalarıyla şahit oldum.
.
Ahmet Arif’in sevgisinin yüceliğinden bahsetmek istiyorum sadece.
•Bir insanın gelmeyeceğini bilerek beklemek..
•Sevmediğini bilerek sevmeye devam etmek..
•Kendini boş verip sevdiği için yaşamak..
•Sevdiğini düşüne bildiği için kendini şanslı görmek..
•Görmeden, dokunmadan çok sevmek..
Bütün bu umutsuz duyguların içerisinde bizim göremediğimiz umudu görmek seni nasıl güzel insan yapıyor anlatamam.
Tek canı sağ olsun da, yel essin kokusu gelsin. Cümlesiyle yaşamak senin ki..
Benim için çok farklı bir deneyim oldu. Sevmek istedikten sonra hiçbir şey bahane olamazı gösterdin, bir kere bile kavuşmamışken, hem kavuşma ümidini yitirmemek hemde Leylasının kararına saygı duyarak gelmeyeni sevmeye devam etmek. Çok yüce insansın.
.
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
Oğuzcan’dan Dörtlüklerin Var Oluşları: Yüz Yıl Yanarım Yanmayı Öğrendimse
Dörtlükler, şiir dilinin anlam ve biçim itibariyle birbirini tamamlayıp bütünlük sağlamasıdır. Dört satırlık şiir birimidir. Varlığında var olan bir duygu, his ve iletişim aracıdır. Türk şiir dünyasında da en çok kullanılan dörtlükler olmuştur. Divan ü Lügat-it-Türk’teki
. . .
SÖZLERİN BÜYÜKLERİ, BÜYÜKLERİN SÖZLERİ
*******
(Allah dostlarının sözleri ve güzel halleri, birer manevî askerdir. Allah onlarla zayıf kalpleri kuvvetlendirir, maneviyatı bozuk olanları düzeltir. Mümin, onlarla destek