Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İtalyanlar genellikle zaman konusunda rahat olup, geçerli bir nedenden dolayı geç kalmak sorun oluşturmamaktadır. Ancak kasıtlı gecikme ve özensiz zaman ayırmak kabalık sayılır. (...) İtalyanlardan olabildiğince yazılı olarak bilgi almaya çalışılmalıdır. Karşı tarafın esnekliğini deneyerek 11. saatte çarpıcı değişiklikler yapma isteği, bilinen bir
Sayfa 167Kitabı okudu
Parayı Dünyanın Tanrısı Yapan Bir Uygarlık Olarak Batı Uygarlığı
Batı uygarlığı, paraya merkeze alan bir uygarlıktır. Batı uygarlığında para, her şeyin belirleyicisi olmuştur. Batı dünyasında para, insanî ve doğal olan her şeyi bozmuştur. Para, insan ilişkilerinde etkili bir unsur konumuna gelmiştir. Hatta aile içi ilişkilerde bile para önemli bir yer tutmaya başlamıştır. Engels, Batı uygarlığında paranın gündelik hayatta ve insanlar arası ilişkilerde başat hale gelmesi sürecini, kapitalizmin doğuşuyla temellendirmiştir. Engels'e göre, kapitalizmi inşa eden ve gelişmesine kaynaklık eden modern sanayi, Amerika'nın keşfiyle hazırlanan dünya pazarını yaratmıştır. Dünya pazarı ise, ticarete, gemiciliğe ve kara ulaştırmacılığına ciddi bir gelişme kazandırmıştır. Bu gelişme, aynı zamanda, sanayinin yayılmasını etkilemiştir. Sanayinin, ticaretin, gemiciliğin ve demiryollarının gelişmesiyle birlikte kapitalizmin aktörü olan burjuvazi de palazlanmış, sermayesini arttırmış ve feodalizmden kalma bütün sosyal sınıfları geri plana itmiştir. Burjuvazi, Avrupa'da üstünlüğü ele geçirdiği her yerde, bütün feodal, ataerkil ve pastoral ilişkilere son vermiştir. Yer aldığı toplumda, yani kapitalist toplumda, çoğunluk üzerindeki egemenliğini sürekli olarak arttıran burjuvazi, insanı doğal efendilerine bağlayan çok çeşitli feodal bağları acımasızca koparmış, insan ile insan arasında çıplak çıkardan ve katı nakit ödemeden başka hiçbir şey bırakmamıştır.
Sayfa 205 - Anı YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Günümüzde insanların birbirlerine olan sevgilerinin azaldığından bahsediyorsak, bunu artırmanın yolunun mutluluğun iki önemli ayağını canlandırmak olduğunu bilmeliyiz: Bunlardan birincisi, güçlü aile bağları, diğeri de arkadaşlıktır.
Benlikleri ile çocukları arasında bir bedel ödenmesi hali devam eder: Anneler, kabul edilemez olarak görüldüğü için tecrübelerini kendi çocuklarıyla paylaşmadığında – erkek ve kız çocukların annelerinin içindeki önemli birtakım yönlerle, kendisinden bir şeyler öğrenebilecekleri yönlerle bağları kopar. Çocukların, anneliğe dönüşümün mecburen ya da münhasıran doğayı takip eden bir durum değil de, yalnızca kültürel ve toplumsal beklentilerin bir yan ürünü olup olmadığını doğrulama imkanı engellenir ve paylaşmayan annelerin, aile ağında yer alan değişik tipteki ilişkilerle bağı kopar. Hikayeyi toplumsal beklentilere uysun diye sınırlayarak veya örterek çocukları korumak, bu durumun çocukları; annelerini sorgulayan, düşünen, değerlendiren, özlem çeken, arzu eden, hayal kuran, hatırlayan, hayıflanan, tahayyül eden, takdir eden ve karar veren insanlar olarak tanımaktan alıkoyması anlamına gelebilir. Bu yollarla anneler, toplumun gözünde, ailenin gözünde ve kendi gözlerinde Luce Irigaray'in güzelce tarif ettiği gibi meçhul ya da sıklıkla saklı bir yüze sahip olarak görülebilir: "Aynada kendinize bakıyorsunuz. Ve çoktan orada kendi annenizi görüyorsunuz. Ve az sonra, kızınızı bir anne olarak görüyorsunuz. İkisinin arasında, siz nesiniz? Hangi alan yalnızca size ait? Kendinizi hangi çerçeveye koymak zorundasınız? Ve tüm bu maskelerin altından yüzünüzün görülmesi nasıl mümkün olacak?"
Sayfa 212
Kişinin, ruhu çocuk kalan bir insanın yanında sıkılması mümkün değildir. Böyle biri, yüreği çocuk kaldığı ve çocuk ruhlu bir yapıya sahip olduğu için moralinizin bozuk olduğu sırada sizi güldürmenin bir yolunu bulur. Onunlayken kendinizi hayatın akışına bırakırsınız. Onun için klişe güzellik anlayışı önemli değildir. Mutlu olabilmek ve edebilmek için meşru olan her şekle girilebilir. "Başkaları ne der?" kaygısı da gütmez. Sadece sevdiklerinin düsüncesine önem verir. Onları mutlu etmek kolaydır. Küçük şeylerle mutlu olabilirler. Mutlu oldukları zaman da neşelerini gözlerindeki parıltıdan görebilirsiniz. Sevdiklerinin arkasından giderler, onları yarı yolda bırakmazlar. Çünkü sevdikleri insanı kaybetmek istemezler. Değer verdikleri insanlardan az da olsa ilgi beklerler. Sevildiklerinden emin olmak isterler. Çünkü aile bağları kuvvetlidir.
Sayfa 366 - TahlilKitabı okuyor
Aile, beynimizin ve zekamızın gelişiminde çok önemli bir rol oynamıştır. Sosyal etkileşimler ve aile bağları sosyal, duygusal ve bilişsel beceriler geliştirmemize yardımcı olmuştur. Aile işbirliği bize hayatta kalmak ve çevreye uyum sağlamak için ihtiyaç duyduğumuz bilgi ve becerileri sağlamıştır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Yapılan araştırmalarda mutsuz, başarısız madde kullanan gençlerde iki önemli ortak nokta tespit edildi: zayıf aile bağları ve kötü arkadaş.
Toplumlar arasında yeniliğe açıklık farkları nasıl ortaya çıkıyor? Teknoloji tarihçileri en azından 14 açıklayıcı etmenden oluşan uzun bir liste sunuyorlar bize. Birincisi ortalama ömür uzunluğudur. Daha sonraki beş etmen ekonomiyle ve toplumun örgütlenme biçimiyle ilgilidir: (1) Klasik çağlarda kölelerin emeğinin ucuz olması görünüşe bakılırsa
Eski Roma'da fahişelik erkekler için önemli bir kurumdu. Özgür Roma'lılar için aile bağları içinde cinsel ilişkinin önemi sadece elinde bulundurdukları serveti sürdürecek varislerin yetişmesi ile sınırlıydı. Roma'lı kadınlar her ne kadar doğumları sınırlamak için pek çok gebeliği önleyici yöntemler kullanıyor olsa da servetin sürdürülmesi için biri erkek olmak üzere iki çocuğun doğumu sonrasında Roma'h erkek, cinsel zevkini fahişeler ve kendi cinsleriyle sürdürmeyi tercih ediyordu. Bu nedenle Roma'da fahişelik çok yaygın ve etkin bir kurum olarak varlığını sürdürmüştür.
Sayfa 11
Bölüm 2
Açıkça görülmektedir ki, aldatıcı bir kitle hareketinin önemli sayıda taraftar toplayabilmesi için mevcut grup bağlarını yıkması gerekmektedir. Potansiyel taraftarlar arasında en uygun olan kişi, kendinin, küçük, anlamsız ve yoksul olan yönlerini maskelemek üzere içine karışacağı ve içinde kişiliğini eriteceği bir topluluktan yoksun olan bağımsız kişidir. Aile, kabile, vatan vs. bağlarının zayıfladığı ve çöküntü halinde olduğu bir yer bulan kitle hareketi, derhal oraya sokulur ve meyvelerini toplamaya başlar. Bu bağların güçlü olduğu yerlerde ise, bunları zayıflatıp koparmak için hücuma geçer. Diğer yandan, son zamanlarda Rusya’da Bolşeviklerin aile dayanışmasını desteklemesi ve ulusal, ırksal ve dini birliği teşvik etmesi gibi durumlarda bu, Bolşevik hareketinin dinamik aşamasını tamamladığının, kendine özgü hayat biçimini kurduğunun ve artık başlıca uğraşının bu düzeni korumak olduğunun bir işaretidir. Komünizmin hâlâ mücadeleci bir hareket olduğu dünyanın diğer taraflarındaysa bu ideolojinin taraftarları, aileyi parçalamak, ulusal, ırksal ve dini bağları gözden düşürmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
Reklam
Yapılan araştırmalarda mutsuz, başarısız, madde kullanan gençlerde iki önemli ortak nokta tespit edildi: zayıf aile bağları ve kötü arkadaş. Bu iki unsur gerçekten de insan hayatına ciddi bir biçimde etki eder.
Sayfa 31 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
83 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.