Güzel görünüş kırılgan ve tehdit altındadır. Kendisinin ötekisi tarafından, çirkin tarafından "sürekli rahatsız edilir": "Güzelliğin kendisinden, kendisinin üzerinden ortaya çıkararak ve tapınak alanıymış gibi dışarıda tutarak çirkinliğe dayattığı indirgeme, çirkinin karşısında bir tür acziyete sahiptir." Güzel ve çirkin arasındaki ilişki çelişkili ve ikirciklidir. Güzel çirkini basitçe reddetmez.Onun itibarını lekelemez. Daha ziyade, biçimlendiren tin [Geist] donuk bir ışığa dönüşmemek için biçimsize, yani düşmanına ihtiyaç duyar. Biçimlendirici rasyonalite, kendisini biçimsiz ve çirkin olana bağlayan mimesise dayanır. Tin, "yenilgiye uğramanın mimetik özlemine" sahiptir ve bu da çirkinden başka bir şey değil dir. Güzel, felaket ile bunalım, çirkin ile hortlak, ötekinin zorla içeri girmesi ile aynının donup kalması arasında mukimdir. Adorno'nun doğal güzel fikri, tam olarak biçimin eğilmez özdeşliğine karşı durmaktadır. Özdeş olmayana şahitlik etmektedir: "Doğal güzel, evrensel özdeşlik büyüsünün altındaki şeylerdeki özdeş olmayanın izidir. Büyü kaldığı sürece, özdeş olmayanın pozitif varoluşu olmaz. Bundan dolayı doğal güzel, insanın içkinliğini aşacağını vadettiği (şey) kadar dağıtılmış ve belirsiz kalır.