Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanları anlatılması en zor şeyin gerçekler olduğunu biliyordum.
"Başarı denen şey nedir ki? Anlatılması zor gizli bir güç, basiret, bir şeye hazır olma... Salt var olmakla insanın çevresindeki hareketleri etkilemesi, onları baskı altında tutma bilinci... Sözünü geçirebileceğine inanma... Başarı ve mutluluk bizim içimizdedir, başka hiçbir yerde değil. Onu tutmasını bilmeliyiz, sıkı sıkı ve var gücümüzle. Burada, bende olduğu gibi, birşeyler gevşemeye, çözülmeye ve yıkılmaya başlayınca, çevremizdeki her şey hemen denetimimizden çıkar, bize başkaldırır bize karşı koyar ve bizim etkimizden çıkar... İşte o zaman her şey birbiri arkasına gelir, başarısızlık başarısızlığı izler ve sonunda bitersiniz. Son günlerde bir yerde okuduğum bir Türk atasözünü, 'Ev yapan ölür,' diyen atasözünü sıkça anımsadım. Bunun ille de ölüm olması gerekmez kuşkusuz. Ama bir geriye gidiş... bir çöküş... sonun başlangıcı... anlıyor musun Tony?"
Sayfa 470Kitabı okudu
Reklam
Dezenformasyon Filistin'in haklı davasının dünyaya anlatılması, bugün adeta işgalin bizatihi kendisi kadar zor ve girift bir meseleye dönüştü. Reuters'tan New York Times'a, dünyanın "anlı şanlı" medya organları gözümüzün önünde yaşananları çarpıtarak sunarken, Filistinli gençler aynı zamanda sosyal medyadaki yalanlarla ve suçlamalarla da uğraşıyor. İsrail'i eleştiren herkesi "antisemitist" veya "Arapçı” ilân ederek boğmaya çalışan Siyonist propagandanın şuurlu veya şuursuz uzantıları, Kudüs'le ilgili her konuyu farklı şekillerde itibarsızlaştırma peşinde. Bunların Türkiye ayağı da var üstelik. Argümanları pek çeşitli: "Doğu Türkistan için sesiniz neden çıkmıyor?" (oysa çıkıyor), "Sizinki Arap hayranlığı" (hayır, Kudüs bizim için kimlik meselesi), "Ku- düs'ü dinî duygular için istismar eden İslâmcılar..." (Kudüs'te esas dinî istismarı Yahudiler yapıyor)
Sayfa 141Kitabı okudu
Necip Fazıl
Necip Fazıl,bütün dahiler gibi anlaşılması ve anlatılması son derece zor bir sanatkardır.
Sayfa 23 - KapıKitabı okuyor
Özelliklerine, kişiliğine dair şeylerin bir çırpıda tam olarak anlatılması zor insanlar vardır. Toplumların gerçekten de çok büyük çoğunluğunu oluşturan bu insanlara genellikle “sıradan”, “çoğunluk” denir.
Sayfa 583Kitabı okudu
Kendini tanımak "dıştan içe" sessiz bir yolculuktur, anlatılması ve paylaşılması zor, bazen sadece kokusu alınabilir. Akmakta olan bir ırmağın, aynı zamanda kaynağına doğru yolculuk edebilmesini çağrıştıran bir süreç, kaynağa ulaşılamasa da yolculuğun kendisine değer.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
vücut benim,ben de düşüncelerimi istediğim gibi saklarım, oyunumu oynarım.
Hayata tutunmak, anlatılması zor bir şey. insan ne yıkımlar yaşıyor ama öyle ya da böyle devam ediyorsun yola. Yürürken sağ kolun düşüyor, sonra sol gözün. Düşenleri yerden toplayıp idareten yerine takarak ilerliyorsun bir şekilde. Artık o gözü ters mi taktın, sadece iç organlarını mı görüyorsun fark etmiyor. Dıştan bir bütün halindesin ya... En zarar gören şey, umut edebilme yetin oluyor. Her seferinde bir parça daha kapıyorsun kendini. Keşke vücutlarımız olmasaydı ve ortada ruhlar şeklinde gezebilseydik.Vücutlarımız ruhumuzu saklayabilmemiz için ideal bir kılıf sadece. Ruhun belki onun boynuna sarılmak, kucağına oturup, küçücük kalmak istiyor ama yüzünde bir mimik bile kıpırdamıyor. Oyunculuğun bir meslek olması ne kadar manidar.
Sayfa 210Kitabı okudu
İnsanlara anlatılması en zor şeyin gerçekler olduğunu biliyorum.
“ Özelliklerine, kişiliğine dair şeylerin bir çırpıda tam olarak anlatılması zor insanlar vardır. Toplumların gerçekten de çok büyük çoğunluğunu oluşturan bu insanlara genellikle “sıradan çoğunluk” denir. Yazarlar romanlarında, öykülerinde çoğu zaman toplumda belirgin özellikleri olan tipleri ele almaya ve onları canlı, sanat değeri olacak biçimde anlatmaya çalışır. Değişik özellikleri olan bu çeşit tiplere toplumda sık rastlanmaz ama, aslında bunlar gerçeğin kendinden de gerçektir.”
Sayfa 584Kitabı okudu
"Alevilerde anlatılması zor bir Atatürk tutkusu vardır, gösterdiği yola bağlılık vardır ... Onikinci İmam Mehdi'nin Atatürk olduğunu söyleyecek kadar O'na inançlarını belirtmişlerdir. "
Reklam
Ne olursa olsun, amacımı gerçekleştirmeye kararlıyım. Anlatılması zor öyküme on kere, yüz kere baştan başlamak zorunda kalsam, hep aynı çıkmaza varsam bile, her seferinde yeni baştan başlayacağım.
yazılması gerekeni yazmaktır tüm gayretim ve anlatılması zor olanları dökmek sözcüklere, hepsi bu.
Sayfa 311Kitabı okudu
"Özelliklerine, kişiliğine dair şeylerin bir çırpıda tam olarak anlatılması zor insanlar vardır. Toplumların gerçekten de çok büyük çoğunluğunu oluşturan bu insanlara genellikle 'sıradan', 'çoğunluk' denir. Yazarlar romanlarında, öykülerinde çoğu zaman toplumda belirgin özellikleri olan tipleri ele almaya ve onları canlı, sanat değeri olacak biçimde anlatmaya çalışır. Değişik özellikleri olan bu çeşit tiplere toplumda sık rastlanmaz ama, aslında bunlar gerçeğin kendinden de gerçektir. Örneğin Podkolyosin kendine özgü, hatta abartılı bir karakterdir belki, ama asla uydurma değildir. Kafası çalışan çok kişi Gogol'ün Podkolyosin'ini öğrendikten hemen sonra, iyi yürekli tanıdıklarının, dostlarının yüzlercesinin Podkolyosin'e korkunç derecede benzediğini düşünmeye başlar. Gogol'ü okumadan önce de dostlarının birer Podkolyosin olduğunu biliyorlardı, ama onların adının Podkolyosin olduğundan henüz haberleri yoktu. Gerçek hayatta düğünden hemen önce damat adayları nadiren pencereden atlayıp kaçar; uygunsuzluğundan hiç söz etmiyorum bile. Yine de pek çok damat adayı, hem de ağırbaşlı, akıllı uslu olanları, düğününün hemen öncesinde ruhunun derinliklerinde Podkolyosin olmak istediğini itirafa hazırdır. Her koca da adım başı 'Tu l'as voulu George Dandin!'* diye bağırmamıştır... Ama Tanrım, balayından sonra, (kim bilir, belki nikâhın ertesi günü bile), dünyada kaç koca milyonlarca, milyarlarca kez yürekten böyle çığlıklar atmıştır." * Bunu sen istedın George Dandin! (Moliere'ın "George Dandin" oyunundan) (ç.n.)
Konfor, yaşandığı sırada anlatılması en zor şeydir. Konfor alanı içindeyken atmosferimiz sanki kapkalın bir gamsızlık tabakasıyla kaplıdır. Bizi o alandan çıkarabilecek bütün ihtimallerin kafasını o atmosfere sürte sürte eritiriz. Rahatla, rahatla! Kim mutsuz olmayı ister ki zaten? Konfor alanımızdan bizi çekip çıkartmak için uzanan elleri bir bir reddedişimiz, sahte mutlulukların oluşumuzdan değil mi? Oysaki hesaba katmadığımız bir şey vardır. Bilinçli tek bir mutsuzluk, bilinçsiz çoğu mutluluktan yeğdir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Kendini tanımak "dıştan içe" sessiz bir yolculuktur, anlatılması ve paylaşılması zor, bazen sadece kokusu alınabilir. Akmakta olan bir ırmağın, aynı zamanda kaynağına doğru yolculuk edebilmesini çağrıştıran bir süreç, kaynağa ulaşılamasa da yolculuğun kendisine değer. Hoşça kalın!
Sayfa 100Kitabı okudu
619 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.