Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir anlık öfke zamanla yerini mutluluğa bırakır, öfkenin sıcaklığı ise zamanla geçer; ancak bir ülke yok olursa geri dönüşü yoktur ve ölenlere de kimse geri getiremez.
Sayfa 40 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Önümüze koyduğumuz hedeflere sağsalim ulaşmamızı çoğu zaman mümkün kılan şey de, bize tükendiğimizi söyleyen böylesi anlık duygulara takılmayıp yola devam etmemizdir.
Reklam
“ Algılama... Anlık bir aristokratik kibir... Sonra farkındalık... Teklif edileni kavrayış...”
Sayfa 232Kitabı okudu
sen, ben... biz artık geçmiş zamanız. bir anlık öfke, binlerce sahne...
Tanrım! Bir anlık mutluluk! Koskoca bir ömürde az şey mi?
Reklam
Doğanın,yaşamın,düşlerin,duyguların bana sunabildiğinden daha çoğunu yaşamam,daha çoğunu algılamam,daha büyüğünü duymam gerek.Her nesneyi,her canlıyı,herhangi bir insanı,anlık her görüntüyü yaşantıya dönüştürmeliyim.Yaşamı büyütmek,kendimce geliştirmek,derinleştirmek,genişletmek,rüzgarlarla estirmek,yağmurlarla yağdırmalıyım,ta ki kendimi canlı ya da cansız doğmuş ya da doğmamış tek bir nokta olarak görene dek...
Bu gerçekten şaşırtıcı mıydı? Nezha'nın sesini duyunca bile nostalji Rin'in göğsünü tırmalıyordu. O da bu yakınlığı geri istiyordu. Otuz saniye önce onu öldürmeye hazır olmasının önemi yoktu. Sesi, varlığı kalbini ağrıtıyordu. -çaresizce bir an için etraflarındaki savaşın durmasını, anlık bir ateşkesle yeniden arkadaş gibi konuşabilmelerini diledi. Bir kerecik.
"Tanrım! Bir anlık mutluluk! Koskaca ömürde az şey mi?"
Tanrım! Bir anlık mutluluk koskoca bir ömürde az şey mi?...
Sayfa 62 - Kültür yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gaflet, yani bir anlık boşluk. İçindeki boşluklar boş bırakmaya gelmez, şeytan insanı doldurmanın ustasıdır. Denilir ki Hz. Âdem ilk yaratıldığında balçık hâlinde cennette yatıyorken şeytan gelip ruhsuz bedeni bir iki dürtmüş, ardından içini dolduracağını düşünmüş. “Ben doldururum bu boşlukları,” demiş. İnsanı gözüne kestirdiği ilk yer, içindeki boşlukları fark ettiği o an olmuş.
Bir süre sonra insanlar pek de umrunda olmuyor. Kimseyi değiştirmeye çalışmıyorsun. Kimin ne düşündüğünü, kimin ne yaptığını umursamıyorsun. Yorulunca kendi kabuğuna çekilip o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun. Anlık mutluluklar yaşayıp, derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit kimseye ihtiyacın olmuyor. Siz buna “Yalnızlık” diyorsunuz, ben ise “Huzur"
Hiçbir bedensel haz,insanın ruhunu tatmin etmez. Haddizatında bedensel haz insanı tatmin etmez. İnsanın daima haz veren şeyleri değiştirmesi, ondan ona intikal ederek hep yenisini ve daha iyisini araması bu bunalımın eseridir. Bu durum,bir odaya hapsolmuş birinin sürekli odanın içinde gezinmesi gibidir. Farklı yerde de dursa aynı odanın içindedir fakat o intikal durumu bir anlık da olsa hapis halini unutmasını sağlar. İşte insanın tatminsizliğinin ve mutsuzluğunun kaynağı budur. İnsan ruhuna yönelip onu güçlendirdiğinde özgürleşecektir çünkü insan bedeni insanın kemâlata ulaşmasına engeldir.
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Sofinin yeryüzünde bir tek dikili ağacı yok.Babası,ağanın babasının kölesi imiş,şimdi de kendisi ağanın yarışçısı.Kendisi dünyadan vazgeç miş görünüyor.Bu dünyadan ne gördük.Dünya bir anlık diyor.Başka edebi bir dünya var saadet orada.Oradaki yerini iyi yapacaksın. Gerisi boş.Ben on yıldır Kabeye gitmek,haccetmek için para topluyorum. Sofinin karısı yüzünü gözünü örtmüş. Uzun etekleri yerde sürükleniyordu.
Sayfa 24 - YkyKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.