Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aradığı için 'Ağlar "
Tanımadığı birini .. O akşam rastlantıyla gördüğü .. Ömrü boyunca beklediği birini .. Ne pahasına olursa olsun ... Hayatına bile mâl olsa .. Bir daha görmek istediği birini ..
Yüreğini anlamak bir insanın..
Varoluş itirafı Genç adam, dış dünyada bulamadığı neyse, nelerin kırıklığı, nelerin hevesiyse, katılmak için dergâhın kapısını çalar. Binlerce gecenin ve yakarışın esrarından süzülmüş, aksakallı, incecik, “uçuk bir İsa tasviri gibi”* bir derviş açar kapıyı. Genç, içinde yapraklı bir göl, gölgeli bir sesle dergâha katılmak istediğini söyler. Derviş, dalgınlıktan öte gözlerle bakar gence. Bir şey söylemeden usulca kapatır kapıyı. Şaşkın kalıverir Tanrı heveskârı. Kısacık, uzunca, bir zaman sonra kapı açılır. Derviş, elinde su dolu bir kova, bir şey söylemeden gencin önüne koyar. Sonra bin yıllık bir bilginin karşılığını bulmak ister gibi bakar yüzüne. Genç, bu sırrı binlerce yıl önceden biliyormuş gibi incecik bir gülümsemeyle yanı başındaki gül ağacından bir yaprak koparır, suyun üstüne bırakır. Derviş, üstündeki esrara yakışan bir gülümseme, aradığı yanıtı bulmanın sessiz sevinciyle, dergâhın kapısını ardına kadar açar. Derviş, harflerin sesiyle büyüyü bozmadan, genci incitmeden “doluyuz” demiştir. Genç, bilgeliği görmüştür, inceliği görmüştür, içerdeki dünyayı görmüştür. Kendi sığlığında boğulan dünyadan, doğru yere geldiğine bir daha inanmıştır. “Ben taşırmam” demiştir. Kapı, sessiz bir alfabeye, onun çağrışım yüklü cümlelerine, dışarının kaybettiği bir sonsuzluğa açılmıştır. { *Edip Cansever }
Reklam
En berbat çarlar Prusya'yı taklit etmişlerdi. Çağımızda, Rus ya da Leh halkı hakkını aradığı her seferinde, tepkiciler Kayzeri yardımlarına çağırmakla tehdit ettiler. Rus soylu sınıfının yarısı Alman; halkı şişlediklerinden ötürü en fazla seçilen generaller Almanlar; despotluğu destekleyen, danışmanlık eden bürokratlar Alman; işçi grevlerini,
Sayfa 152 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 151
192 syf.
7/10 puan verdi
Ne aradığını bilmeyen bulduğunu anlayamaz!
Öncelikle farkındayım ki bu kitap için yeterince inceleme denizi oluşmuş. Ama bu denizde bir damla su da neden ben olmayaydım ki. (: Şu ahir hayatta herkes bir arayış içindedir. Kimi iyiyi, kimi güzeli arar. Kimi maviyi, kimi beyazı, kimi de siyahı.. Kimi sıcağı, kimi soğuğu.. Kimi için bir avuç mutluluktur aradığı veyahut da yalnızlık.. Kimileri
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,7bin okunma
162 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
!!!!!SPOİLER!!!! Yazar bir Devlet Üniversitesi Kütüphanesinde arşivde çalışan bir memurdur. Okur olarak yazarın bilinç akışına adapte olmada zorlanmadım. Zaten bir boşlukta ve arayışta olan yazar devlet üniversitesi kütüphanesi arşiv yetkilisi yazarın kısaltımıyla DÜKAY’ın ortadan kaybolmasıyla olaylar zinciri başlar. DÜKAY’ın yerine atanır
Gariplerin Kitabı
Gariplerin KitabıIan Dallas · Şule Yayınları · 2011799 okunma
Sessizce "de" anlaşabilmek
VAROLUŞ İTİRAFI Genç adam, dış dünyada bulamadığı neyse, nelerin kırıklığı, nelerin hevesiyse, katılmak için dergâhın kapısını çaldı. Binlerce gecenin ve yakarışın esrarından süzülmüş, aksakallı, incecik, uçuk bir İsa tasviri gibi bir derviş açtı kapıyı. Genç, içinde yapraklı bir göl, gölgeli bir sesle dergâha katılmak istediğini söyledi. Derviş, dalgınlıktan öte gözlerle baktı gence. Bir şey söylemeden usulca kapattı kapıyı. Şaşkın kalıverdi tanrı heveskârı. Kısacık, uzunca, bir zaman sonra kapı açıldı. Derviş, elinde su dolu bir kova, bir şey söylemeden gencin önüne koydu. Sonra bin yıllık bir bilginin karşılığını bulmak ister gibi baktı yüzüne. Genç, bu sırrı binlerce yıl önceden biliyormuş gibi incecik bir gülümsemeyle yanı başındaki gül ağacından bir yaprak kopardı, suyun üstüne bıraktı. Derviş, üstündeki esrara yakışan bir gülümseme, aradığı yanıtı bulmanın sessiz sevinciyle, dergâhın kapısını ardına kadar açtı. Derviş, harflerin sesiyle büyüyü bozmadan, genci incitmeden "doluyuz" demiştir. Genç, bilgeliği görmüştür, inceliği görmüştür, içerdeki dünyayı görmüştür. Kendi sığlığında boğulan dünyadan, doğru yere geldiğine bir daha inanmıştır. "Ben taşırmam" demiştir. Kapı, sessiz bir alfabeye, onun çağrışım yüklü cümlelerine, dışarının kaybettiği bir sonsuzluğa açılmıştır.
Reklam
Genç adam, dış dünyada bulamadığı neyse, nelerin kırıklığı, nelerin hevesiyse, katılmak için dergahın kapısını çaldı. Bir derviş açtı kapıyı. Genç gölgeli bir sesle dergaha katılmak istediğini söyledi. Derviş bir şey söylemeden usulca kapattı kapıyı. Şaşkın kaldı. Kısacık bir zaman sonra kapı açıldı. Derviş, elinde su dolu bir kova, bir şey söylemeden gencin önüne koydu. Genç, bu sırrı binlerce yıl önceden biliyorumuş gibi incecik bir gülümsemeyle bir yaprak kopardı ve suyun üzerine bıraktı. Derviş, aradığı yanıtı bulmanın sevinciyle, dergahın kapısını ardına kadar açtı. Derviş, harflerin sesiyle, genci incitmeden “doluyuz” demiştir. Genç bilgeliği görmüştür, inceliği görmüştür. Kendi sığlığında boğulan dünyadan, doğru yere geldiğine bir daha inanmıştır. “Ben taşırmam.” demiştir. Kapı, sessiz bir alfabeye, onun çağrışım yüklü cümlelerine, dışarının kaybettiği bir sonsuzluğa açılmıştır.
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Lise öğrencisiyken Agatha Christie okumaya bayılırdım. Belki de yayınlanan tüm seri kitaplarını okumuşumdur. O günlerden bu yana polisiye roman okuduğumu pek söyleyemem. Dün Nurhan Işkın’ın Katilin Özrü* romanını bitirdim. Roman çok sürükleyici olduğu gibi yazı dili de yalın. Hemen sizi sarıp sarmalıyor. Gözleriniz satırlar arasında dolaşırken
Katilin Özrü
Katilin ÖzrüNurhan Işkın · Kozalak Yayınevi · 2014227 okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
Yedinci Mühür filminde 14. yüzyıl ortalarında Antonius Block ve silahtarı Jöns Kutsal topraklarda Haçlılar adına uzun yıllar savaştıktan sonra vatanları olan İsveç’e geri dönerler.Ancak İsveç’te veba salgını vardır artık şehirde ölüm kol gezmektedir. Ölüm beklenmedik bir anda Antonius Block’un karşısına çıkıp Blockun canını almak ister. Fakat
Yedinci Mühür
Yedinci MühürIngmar Bergman · Bilgi Yayınevi · 1966221 okunma
Sosyal ağlar ,insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşımını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde herkesin aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedir.
Reklam
632 syf.
·
Puan vermedi
·
228 günde okudu
OBLOMOV ÜZERİNE * Niçin her şey böyle berbat oldu? Sana kim beddua etti İlya? Ne günah işledin? İyi yüreklisin, zekisin, duygulusun,soylusun. Ama gene de eriyip gidiyorsun. Seni için için yiyen nedir? Bu hastalığın bir adı yok mu ? *Batıda hayaller gerçekleştirmek için kurulur, doğuda gerçeklerden kaçmak için... *Hayat konusunda şairim,
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,1bin okunma
Facebook gibi yeni sosyal ağlar, tüketimin kayıtsızca sürdüğü, sosyal faaliyetlerin rutinleştiği ve ahlaken uyuşmuş bir çağda insanın ilgi çekme umuduyla mahremiyetinden belli parçalarla gösteriş yapmasına hizmet etmektedir. Mahremiyetinizi hevesli bir şekilde gözler Önüne sermek (buna işiniz, başarınız ve ailenizle ilgili hikâyeler, yüzlerce veya binlerce sanal “arkadaşınızla” paylaşılan şahsi resimler ve aile fotoğrafları eşlik eder), kamusal alanın ikamesi olur ve aynı zamanda yeni (akışkan) bir kamusal alan yaratır. İnsanların olgunlaşmamış edebi yaratımlar için ilham, onay, ilgi, yeni konular ve karakter prototiplerini aradığı yer bu alandır. Aynı zamanda hayranlardan ve arkadaşlardan oluşan yarı küresel bir seyirci kitlesinin de şekillendiği arenaya dönüşmektedir.
296 syf.
10/10 puan verdi
Okudugum kitabın tüm sorunsal düzen - yaşam, ölüm, kader, vicdan- içerisinde kaybolmuşken, sona doğru yapraklar hızlanırken, yazarın evreni, kimliği, toplumu ve kendisini sorularla boğarken yazmaya başladığım bu incelemeye, yağmur damlalarının gökyüzünden yeryuzune dansı, her bir damlanın yere inişinde ki hızı, o hızdaki aşkı, aşkla toprağı
İçimizdeki Kara Delik
İçimizdeki Kara DelikOşin Çilingir · Aras Yayınları · 20064 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
“Mesafelerin cahiliyiz. Çocuğa darp ederek kabilesini yıkar, çocuğu öldürerek atasına kıyarlar. Yaşadığı zulmün tastamam mağduru saymazlar. Can veren hiçbir çocuğu lütfedip de felaketin öznesi yapmazlar. Yapılsa dahi isimler eksik kalır. Çocuğu ölen ana babaların acısını tarif edebilecek medeniyeti kurmadık hala. Halbuki sadece kendi makamındadır
Barbarın Kahkahası
Barbarın KahkahasıSema Kaygusuz · Metis Yayınları · 20201,840 okunma
Facebook gibi yeni sosyal ağlar, tüketimin kayıtsızca sürdüğ ü , sosyal fa aliyetlerin rutinleştiği ve ahlaken uyuşmuş bir çağda insanın ilgi çekme umuduyla mahremiyetinden belli parçalarla gösteriş yapmasına hizmet etmektedir. Mahremiyetinizi hevesli bir şekilde gözler önüne sermek (buna işiniz, başarınız ve aile­ nizle ilgili hikayeler, yü zlerce veya binlerce sanal "arkadaşınızla ' ' paylaşılan şahsi resimler ve aile fo toğraf l arı eşli k eder), kamusal alanın ikamesi olur ve aynı zamanda yeni (akışkan) bir kamusal alan yaratır. İnsanların olgunlaşmamış edebi yaratımlar için ilham, onay, ilgi, yeni konular ve karakter prototiplerini aradığı yer bu alandır. Aynı zamanda hayranlardan ve arkadaşlardan oluşan yarı küresel bir seyirci kitlesinin de şekillendiği arenaya dönüşmektedir.
Sayfa 139
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.