Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
168 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Sevmek ne uzun kelime! On Üç Günün Mektupları, Cemal Süreya’nın eşine yazdığı mektuplardan oluşuyor. Eşi Zuhal Tekkanat’ın hastanede yattığı bir dönem usanmadan her gün yazdığı mektuplar. Aslında mektuplar bana göre çok özel hatıralar. Okurken o özele dahil olduğum için biraz mahcubiyet hissetsem de gerçek duyguların, olayların güzelliğinde
On Üç Günün Mektupları
On Üç Günün MektuplarıCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 20184,606 okunma
624 syf.
·
Puan vermedi
Enver Paşa'nın Naciye Sultan'a yazdığı sürgün mektupları
İttihat ve Terakki’nin başı Enver Paşa! 42 yaşında hayata veda eden bir adam. Hikâyesinde Yok Yok savaş, aşk, gözyaşı, intikam, hırs, şehvet, özlem, kıskançlık ve çok derin bir yalnızlık.. Sürgün yıllarında Naciye Sultan’a yazdığı 400 kadar mektubu var.Müthiş bir derinlik, müthiş bir entelektüel birikim, bitmez tükenmez bir hasret ve cephelerden kır çiçekleri toplayıp mektupların içine koyacak kadar da büyük bir romantizm. Aralarında dağlar, yollar, düşmanlar ve kurşunlar olsa da devlerin aşkı büyüktü: Enver Paşa ile Naciye Sultan. Enver Paşa ve Naciye Sultan’ın hayatları çoğunlukla vuslatın hasretiyle sürmüştü. İki aşık Enver Bey’in Türkistan dağlarında şehit olmasına kadar defalarca birbirinden ayrı düşmüştü. "Sevgili melek! Bugün çadırımın üzerinde sabah dolaşırken topladığım bir ilkbahar lalesini takdim ediyorum. Artık günde böylece cicime naçiz bir çiçek takdim edeceğim. Umarım ki Berlin demetlerine tercih edersin. Seni öpe öpe rüzgârlı, berrak, yıldızlı bu gecede, mehtapta senin güzel gözlerini araştırarak çekildim. Hava çok soğuk, üstümü yarım örten kürkümün altında titriyorum. Âh! Ne olur senin yanında olsam, sarılsaydım. Yavrularımı öp. Hüda'ya emanet olun ruhum"
Naciyem Ruhum Efendim
Naciyem Ruhum EfendimMurat Bardakçı · İş Bankası Yayınları · 2016116 okunma
Reklam
625 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
56 günde okudu
Birisi "Aşk" mı dedi ♡
Tarihin gördüğü, en tutkulu aşklardan birisi de hiç kuşkusuz Naciye Sultan ve Enver Paşa’nın aşkıdır. Bu eser, kabaca Enver paşanın yurt dışına çıkmak zorunda kaldığı (Çünkü 1.Dünya Savaşı sonunda İngilizler, İttihat ve Terakki Cemiyeti yöneticilerine karşı bir tutuklama emri çıkartmıştır. Bu yüzden o ve diğer arkadaşları mücadelelerine yurt
Naciyem Ruhum Efendim
Naciyem Ruhum EfendimMurat Bardakçı · İş Bankası Yayınları · 2016116 okunma
277 syf.
·
Puan vermedi
Aramakla yetinsek bunlar gelmeyecekti başımıza. Yine de memnunum. İyi ettin geldiğine. Taş olup kalmaktansa, ağaç olup yanmak iyi. Ellerini ver, ellerini. Öpüşmeye susadım. Tırnak uçlarından öpmeye başlayacağım seni. Titreme, yanıyorsun. Kitap şiir ve mektuplardan oluşuyor. Şiirlerinin çoğu ölüm temalı, fakat mektupları aşk ile dolu. Ne kadar zıt konular içerse de. İkisinin yaralarını taşıyan adam aynı. Şiirlerden sonra Sahibini Arayan Mektuplar, Hüzün Şarkıları ve Mihriban’a Mektuplar var. Öyle bir aşkla, öyle bir bağlılıkla yazılmış ki bu mektuplar insan hayrete düşüyor. Kimmiş bu Mihriban, nasıl bir kadınmış diye düşünüyor.
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,9bin okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Mürebbiye- İnceleme
İçinde kısa kısa dört öykü bulunuyor Stefan'ın bu kitabında. Mürebbiye; Evin üniversite okuyan Otto adında gence aşık olmasıyla haraketlerinin değişmesi, bakıcısı olduğu iki çocuğu ihmal etmesine üzerine de kızların bunu fark edip gece gündüz, sürekli olarak mürebbiyelerini izlemesiyle yetişkin dünyasının acımasızlığı, güvensizliği,
Mürebbiye
MürebbiyeStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202126,4bin okunma
184 syf.
9/10 puan verdi
İnsancıklar—Bir caddede karşılıklı pansiyon dairelerde yaşayan fakir iki kişinin mektuplaşmalarını anlatıyor. İlerleyen mektuplaşmalarda karakterlerin hikayelerine daha derinden değiniliyor, fakirliği cümleler ile gözler önüne sererken bu duyguyu size adeta tattırıyor Dostoyevski. Bu karakterlerden birisi bazen aşk sözleri ile bazen de çocukça davranış ve şikayetlerle dolu mektupları yazanlardan birisi Makar Devuşkin. Çok da eğitimli olmayan, dar gelirli bir katip olmasına rağmen öksüz kalmış bir genç kadına hem maddi yardımda bulunup hem de yarenlik ve babalık eden gururlu bir adam. Bu adamın yalnızlığından ötürü bağlandığı genç kadın Varenka Dobroselova ise görece daha eğitimli ve kibar fakat yardıma muhtaç, çaresiz bi genç kız. Bu iki insanın, birbirlerine yazdıkları gün be gün mektuplarda, başlarına gelen olan biteni anlatmasıyla gözümüzün önünden pek çok farklı karakterin geçidi başlıyor. Dostoyevski’nin ilk romanı olması nedeniyle okuduğum bu roman da olayların mektup örgüsünde geçmesi ve her mektupta fakirliği çaresizliği kalbimin derinliklerinde hissetmem nedeniyle o kadar çok sevdim ki ! Çaresizliği anlatan durumları günümüzde yaşıyor olmamız da ayrı bir konu!!! Sizler de bu eseri okumalısınız diye düşünüyorum…
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362bin okunma
Reklam
160 syf.
7/10 puan verdi
~ Canım Aliye Ruhum Filiz ~
Merhabalar uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı ve kısa bir süre önce okudum. ‌Sabahattin Ali'nin mini bir otobiyografisi denilebilir;nasıl biri,nasıl bir eş ve baba olduğuna dair bilgiler okurken,şair ve yazar olarak yetiştiği dönemin sosyal, ekonomik,siyasi şartlarına da tanıklık ediyoruz.1935-1948 yılları arasında eşi Aliye ve kızı Filiz için yazdığı mektupları okuyoruz.Sevgi,sadakatini ve babalık duygularına yoğun bir şekilde tanıklık ettiğimiz Sabahattin Ali, eşine Canım Aliye ve kızına ise Ruhum Filiz diye hitap ediyor. ‌Kitapta bahsi geçen ve okumadığım diğer kitaplarını da merak ediyorum,bir solukta okunabilecek sevgi ve aşk kokulu dolu dolu bir eser.Bunlara ek Aliye Ali ve Filiz Ali'nin de cevap mektupları,bahsi geçen fotoğraflara da yer verilsin isterdim.Okuyun okutturun.Tavsiye ile.
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,4bin okunma
·
Puan vermedi
Leylim Leylim, Milena'ya Mektuplar ile On Üç Günün Mektupları'nı ve başka kitaplaşmış mektupları okurum. Belge niteliğinde yazılar, duyguların ete kemiğe büründüğü, her an kanayacakmış gibi derin yara tanımları, mektubun içine girdiğinde yazanın çığlıklarının kulaklarını sağır edecekmiş gibi bir empati kurduran yazılar. Ayrılığı, kavuşamamayı, özlemi, sevdayı ne de güzel anlatmışlar. Her bir mektup hem yazanın hem de hitap edilenin çevreleri tarafından önemsenen kişiler olmasına rağmen aslında mevcut şartlarda birbirlerinin eksikliğinde ne kadar aciz duruma düştüklerini de gösteriyor. Aşk ve beraberinde zaman içinde insanın yüreğine işlediği vuslat ve ayrılık duygusu ile hasreti ifade eden cümleler bu duygulara yabancı olanlar tarafından irite edici bulunup sıkça hem eleştiriye maruz bırakılmışlar hem de psikolojik bir rahatsızlıkla itham edilmişlerdir. Tarihte yeryüzüne iz bırakmış her kişi (edebiyattan bilime, siyasetten spora) kamuya mal olmuş kişiliklerinin esiri olmadan ve bir meydan okurcasına duygularını belgeleyerek de büyük karakterler olduğunu kanıtlamışlardır. Varsın, çağın akıllı! insanları bu mektuplardan psikolojik tahlil yapsın, hastalık teşhisi koysun. Ancak unutmasınlar ki dünyayı öfke, hırs, kin, nefret değil, güzellik ve sevgi kurtaracaktır. Sonu hüsran bile olsa bir aşk, yaşanmaya değerdir. Hüsran denilen şey de zaten istenerek inşa edilmez. Çaba, sevginin büyütülmesi için harcanmalıdır. Hedef, ne Leyla olsun ne Kerem ne de Ferhat. Kendimize şans tanımak, içimizdeki aşkın büyüklüğüne, özel olduğuna, benzersiz olduğuna inanmak olsun. İnsan kendi hislerinden şüphe etmemeli...
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,6bin okunma
232 syf.
2/10 puan verdi
Bu aşk değil, aşk böyle bir şey değil sadece saplantı...
Leylim Leylim
Leylim Leylim
Ahmed Arif
Ahmed Arif
Leyla Erbil
Leyla Erbil
An itibariyle Ahmed Arif'in burada kayıtlı olan dört kitabından üç tanesini okumuş olarak bulunuyorum. İncelemenin hemen başında söyleyeyim şiirleri güzel lakin nesir yani düz yazı mektupta ise Ahmed Arif cidden çok yavan ve hoş olmayan şekilde yazmış bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Mektuplara gelecek olursak
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,2bin okunma
97 syf.
7/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
"Yaz akşamları" bir kitap olsaydı bu kitap olabilirdi.
Bazı kitaplar vardır, okumak yaz akşamı gibi hissettirir. Böyle camı açacaksınız sonuna kadar, dışarıdan bir kaç çocuk sesi, dondurma yemeye çıkmış insanlar, yüzünüze doğru esen rüzgar... Bu kitap benim için tam olarak böyleydi. Ankara ve Mersin etrafında dönen iç içe öyküler bir ailenin başına gelenleri anlatıyor. Üç erkek kardeşin aşkları, kafa karışıklıkları, yaz akşamları çıkılan sokaklar, gidilen anneanne evleri, tuzlu deniz, gecenin bir yarısı askerlerin alıp götürdüğü bir baba, dostlarla rakı sofraları, aşk mektupları, eski günler ve bir de değinilen bir iki önemli mesele. Çok fazla derin konulara girilmemesi, günlük ve bilinen olayların işlenişi ve az sayfa sayısı size kısa bir nostalji havası verebilir. Benim
Barış Bıçakçı
Barış Bıçakçı
'dan okuduğum ilk kitap. "Bayıldım!" diyemem ama ağır kitaplar sonrası tatlı bir mola olabilir. Bana bir tane daha Barış Bıçakçı kitabı okutur. Benden fazla seveni illa ki vardır. Sizde sevebilirsiniz, bir bakın derim. Okuyun, okutturun efenim. İyi akşamlar.
Aramızdaki En Kısa Mesafe
Aramızdaki En Kısa Mesafe
Barış Bıçakçı
Barış Bıçakçı
Aramızdaki En Kısa Mesafe
Aramızdaki En Kısa MesafeBarış Bıçakçı · İletişim Yayınları · 20123,392 okunma
Reklam
176 syf.
8/10 puan verdi
Bir garip Orhan Veli vs realist bir inceleme
“Bir de sevgilim vardır, pek muteber; İsmini söyleyemem, Edebiyat tarihçisi bulsun.” Edebiyat tarihçisi bulmuş sevgilisini, bize de okumak düştü. :) Kimi zaman şahısların özelini okuyormuşum gibi gelse de mektup okumayı seviyorum. Hep şiirleriyle tanıdığım, mektubu da mı varmış diye şaşırıp okumaya başladığım bir Orhan Veli eseri oldu.
Yalnız Seni Arıyorum
Yalnız Seni ArıyorumOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20243,490 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
Yemin ederim bu kadın her seferinde aynı kitabı farklı isimlerle yazıp duruyor. Yine kalbi kırık olduğu için piçlik yapan bir adam ve onun hayatını değiştiren bir kızın aşkını okudum. Bir insanın aklına hiç mi başka fikir gelmez inanılmaz doğrusu. Peki, neden her kitabın aynı şekilde olduğunu bilmene rağmen okumaya devam ediyorsun diye sorabilirsiniz. Sormazsınız da neyse ben yine de söyleyeyim: bilmiyorum. İnsanın hayatını değiştiren gerçek aşk zırvalıklarına inanmıyorum ve bu yüzden okumadığım kesin. Sanırım kitapların her ne yaşanmış olursa olsun temiz ve pürüzsüz bir sonla bitmelerini seviyorum ve karakterler arasındaki dinamiği okumayı da. Konularının hep aynı olmasına rağmen yazarın bazı kitaplarını beğenip bazılarını beğenmediğim gerçeği de var. Bunun sebebi kesinlikle kadın karakter. Bu tarz kitaplarda erkekler hep muhteşem ve kusursuz yazılmaya çalışıldığı için kitabın bütün yükü kadın karakterin omuzlarına kalıyor. Kadın salaksa o kitabı beğenmiyorum, çok basit. Bu kitabı beğendim mesela çünkü kadın kendine saygısı olan, zeki, güzel ve tatlı derecede manyaktı. Daha iyi bir kombinasyon olamaz. Çok fazla drama ve toksiklik yoktu. Adamla aralarındaki ilişki tatlıydı. Sürekli güzel güzel birbirlerini yemelerini de sevdim.
Nefret Mektupları
Nefret MektuplarıVi Keeland · Epsilon Yayınları · 2021556 okunma
155 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 saatte okudu
Canım Aliye, Ruhum Filiz - Sabahattin ALİ
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'nin ilk okuduğum kitabı olmasına rağmen hayranlıkla okudum ve bir günde, rahatlıkla bitirdim. Bu kitap bize Sabahattin Ali'nin yaşadığı olayların ailesine nasıl yansıttığını, aile bağlarının nasıl olduğunu çok iyi anlatıyor. Sabahattin Ali'nin yoksulluk içinde yaşadığı dönemde karısı Aliye'ye yazdığı mektuplar can alıcı. Ancak daha can alıcı bir şey varsa o da yaşadığı şeyleri tüm gerçekliğiyle, bütün acılarıyla karısına anlatırken kızına (Filiz) yazdığı mektuplarda sadece iyi olduğundan ve onu çok sevdiğinden bahsetmesi beni çok duygulandırdı. Aynı zamanda kitaptaki sayfalarda Sabahattin Ali'nin gerçek el yazılarını okuyor olmamız da gayet hoş bir detay. Sabahattin Ali ile Aliye arasındaki aşkın günümüzdeki aşklarla hiçbir alakası bulunmuyor çünkü bu aşk gayet masum. Çocuğuna davranışları da bir o kadar içten. Okurken "Bu adam çok romantik!" demekten hiç çekinmedim. Ancak kitapta en zorlandığım şey ise (ki bunun başka bir yolu olduğunu düşünmüyorum o yüzden yayınevini suçlama gibi bir amacım yok!) mektuplarda bol bol eski kelimelerin kullanılması. O yüzden kitabı okurken bir yandan da Google'ı açık tutun! Kitapta kısa da olsa
Sırça Köşk
Sırça Köşk
kitabından da bahsediliyor onu okumakta gayet manidardı. Onun haricinde Sabahattin Ali'nin cezaevinden yazdığı mektupları okumakta insanda derin etkiler bırakıyor. Tek söyleyebileceğim şey: İyi ki varsın Sabahattin Ali!
Canım Aliye, Ruhum Filiz
Canım Aliye, Ruhum FilizSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202024,4bin okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
İnceleme, yazar ve kitabın amaçları uğruna yazılmak istenmektedir. Yazarın kitabı çıkarmak için bağlandığı ilimsel yöntemlerin ilim ve irfan yönünde bizlere sunduğu gelecek vaadinden başka birşey değildir. İlim ve irfan yazar kısmını çok hareketli yapıda görürken, kitap kısmı faaliyetlerini tamamlamıştır. Kitap iki düşünceyi ortaya çıkarmıştır; 1- Zor olan ne varsa hayatın içinde olanla geçinmek gerektiği 2- Yaşamın bağbozumlarına bakarak geçen bir yaşam mümkün görünmemektedir. Kaç yaşında olursak olalım yaşam bizlere hakikati ve güzel görselliğini göstermekten geri durmaz. Evet ama yaşam ne demekti? İşte kitapta bu sorunun cevabını bulacağınız yazılar vardır. Saygılarımla...
Aşk Mektupları
Aşk MektuplarıHalil Cibran · Kaknüs Yayınları · 2012307 okunma
126 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Roman esas olarak genç ve duygusal Wether'in iç dünyasını anlatıyor, Werther anladığım kadarıyla zaten hayatın anlamını da çözmeye çalışan yoğun düşünceli bir karakterdir. Lotte adında evli, güzel bir kadına olan tutkusundan dolayı içsel çatışmaları artıyor. Lotte'nin evli olması esas karakterimizin acılarını arttırır, ayrca Lotte'nin kocasının iyi bir insan olması ve ana karakterimize olan davranışlarının iyiliği ana karakterimizi vicdanen büyük ölçüde çıkmaza sokup kendi iç dünyasında ki seslerin çoğalmasına ve sonucunda daha fazla karmaşıklığa sebep oluyordu. Kendi ruhunu ve toplumun beklentilerini sorguladığı mektuplarla Werther'in iç mücadelelerini ve açmazlarını okuyucuya aktarıyor. Goethe romanlarında duyguları derinlemesine inceleyerek aşk, tutku, acı ve umutsuzluk gibi evrensel temaları keşfeder. Wether'in iç monologları ve mektupları okuyucuların onun iç dünyasını ve yaşadığı acıları derinden hissetmesine olanak tanıyor. Bu romanın duygusal yoğunluğu ve iç çatışmaları etkileyicidir. Alman Romantizminin de öncü eserlerinden biri olarak kabul edilen "Genç Werther'in Acıları", bireyin iç dünyasına ve duygularına odaklanan, dönemin sosyal ve duygusal normlarına meydan okuyan bir eserdir. Kitabın sonunda bu acılara daha fazla dayanamayan Werther bir şişe şarap ve biraz ekmek eşliğinde son mektubunu yazarken kafasına sıkıp intihar etmesiyle son bulur.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,8bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.