Amerikalı yazar George Raymond Richard Martin'in bu aralar sıkça rastladığım, sosyal medya kullanan hemen hemen herkesin bir kere de olsa okuduğu çok güzelbir cümlesi var. Bu cümleyi okuduktan sonra, iyi ki kitaplar var hee, diyorsunuz kendinize. Kitap okuyor olmanın verdiği o eşsiz huzuru ve gururu yaşıyorsunuz. Aslında günde 1 saat de olsa
Kişinin biri kişinin birine ‘senin yerin yurdun neresi’ diye sormuş. Kişinin biri ‘nereyi seversen orası senin dünyandır. Ben edebiyatı severim, edebiyatlıyım’ demiş. Güya edebiyat günlük yaşamdan kaçmak için en iyi ülkeymiş. Kaybolmak isteyenler en iyi orada kaybolurmuş. Sevmek isteyenler en iyi orada severmiş. Orada hayallerimize ulaşmak istesek
İlginç hem de çok ilginç ! Marquez’in ve Borges’İn ayak sesleri. Günümüzün edebiyat anlayışını özellikle bu çok satanların bu kadar sorumsuzca davranmasını hep yadırgamışımdır. Okurlarımız ne yazık ki bestseller furyasında, ergen aşk konuların, dini ve manevi duyguların tahribatında yazılmış kitaplar arasında hapsolmuş, ezilmiş, nefessiz kalmış
Carlos Fuentes’e şu cümleyi kurduran kitaptan bahsediyoruz: "İngilizce nesirde Ulysses neyse İspanyolca nesirde Seksek odur.” Hak ettiği biçimde anlatması epeyce zor bir kitap. Naçizane, bir deneme benimki.
Seksek, eski adıyla Rayuela..155 bölümlük, 752 sayfalık bu dev romanın ilk 56 bölümü, asıl roman. Yazar, ilk 56 bölümü okuduktan sonra
#okudumbitti #kitapyorum Çağlayan Aslan
#babamıngözyaşları #sayfa126
#mayısayı 10.kitap
Yorumu uzun diye geçmeyin.Unutmayın!
Yorum uzunsa,o kitap güzeldir
"YAZMASAM DELİRECEKTİM" kitabımızın ilk denemesi.Böyle başlıyor kitabın hikayesi.
Bu güzel kitapta 6 deneme ve 13 kısa öykü yer alıyor.Yoruma geçmeden Çağlayan Bey'e YAZDIKLARI
Dostoyevski. Çok fazla Dostoyevski. Neden bu kadar Dostoyevski'ye maruz kaldım ki? Bağımlı oldum. Ne onla ne de onsuz yapabiliyorum. Ah güzel Dostoyevski! Bir kitabını daha bitirdim. Ne yaptım ben? Birinin etkisini tüm beden ve ruhumla hissederken, diğerine başlamayacağıma dair kendi kendime söz veriyorum. Ancak bu söze ne kadar süre
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi
Ne kapanan kapılar
Ne yıldız kayması gecede, ne güz
Ne ceplerde tren tarifesi
Ne de turna katarı gökte
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini
Birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine
Ardında dünyalar ışıyan camlar
Koleksiyoncu, İngiliz edebiyatının önde gelen yazarlarından John Fowles'un, birçok yayınevinden geri çevrilme talihsizliğini yaşayan, ama yayımlandığında kendisine bugünkü ününü getiren ilk romanı.
İlk bakışta sadece tutkulu, daha doğrusu sapkın bir aşkın romanı gibi görünse de okudukça derinlerde pek çok şeyi barındırır. Bunlardan ilki alt
Arthur Schopenhauer amcacım, büyük adamdır! Eğitmenliği, düşünceleri, keşifleri, öngörüleri, zevkleri, hatta yerine göre yergileri bile EfsanE olan bir insan. Karanlıkta kalmış düşüncelerimizi aydınlatmak, var olduğunu bile bilmediğimiz konulardaki boş düşüncelerimizi doldurmak, kulaktan doğma bilgilerle temelleştirdiğimiz düşüncelerimizi yıkmak,
Dünya roman türünün en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Fransız yazar Balzac'ın "İnsanlık Komedyası" ana başlığı altında topladığı "Taşra Yaşamından Sahneler" bölümünde yer alan Vadideki Zambak, 1835 yılında yayımlanmış.
Vadideki Zambak, romanın baş kahramanı Felix'ten Nathalie'ye bir mektup ile başlar. Felix'in
Eseri incelemeden önce yeraltı edebiyatı nedir? Ve nasıl ortaya çıkmıştır. Biraz bu konulara değinmekte yarar olduğunu düşünüyorum.
Her şeyden önce yeraltı edebiyatı bir akımdır. Tıpkı diğer edebi akımlar gibi.
Sert, aykırı, eleştirel, gerçekle hayalin ince çizgisinde var olmaya çalışan yeraltı edebiyatı; alkolizmin, cinselliğin, sıra dışılığın,
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet