Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

irfan

irfan
@axby
matematik öğretmeni
İstanbul
1197 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Babalar ve Oğullar
Ana kahramanımız Bazarov ve arkadaşı Arkadiy üniversiteden mezun olduktan sonra Arkadiy’in ailesinde belli bir süre kalmak üzere Arkadiy’in evine doğru yola çıkarlar. Bazarov nihilist düşünceye sahip bir doktordur ve halk ile soylu sınıfı arasındaki Rusya’da alışılagelmişin dışında bir karakterdir. Bu farklı karakter sebebiyle Arkadiy’in evinde
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,4bin okunma
Reklam
159 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Acımak
Reşat Nuri Güntekin, 1928 yılında yayımlanan bu eserinde; çalışkan, başarılı, ancak zaaf gösterenlere "acımasız" olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit'in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini aktarıyor. Yazar, Cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin, iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamında, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam, hatalı bir evlilikle korkunç bir sonra doğru sürükleniyor. Acı ve sefalet dolu ortamdan bir tesadüfle sadece kızı Zehra'yı kurtarabiliyor. ACIMAK; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor. Kesinlikle tavsiye ederim, keyifli okumalar efenim..
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,2bin okunma
234 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Masum bir yasak aşk../ Kamelyalı Kadın
Roman, anlatıcı kişinin bir açık artırmaya katılmasıyla başlar. Veremden ölen Marguerite Gautier adlı kadının evindeki eşyalar alacaklılar tarafından satışa sunulmuştur. Anlatıcı bu evden bir kitap satın alır. Bir süre sonra kitapta imzası bulunan hukukçu Armand Duval ile tanışır ve Armand, Marguerite Gautier ile arasında geçen hüzünlü aşk
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
408 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
Uğultulu Tepeler
Emily Brontë‘nin tek romanı olan Uğultulu Tepeler; gotik edebiyat özelliklerinin yanı sıra, romantik döneme ait oldukça önemli bir klasiktir. Hemen ilk bölümde kitabın isminin nereden geldiğini anlıyoruz. Uğultulu Tepeler, Bay Heathcliff’in konutunun adı, ve coğrafi konumundan dolayı bu isme sahip bir konut. Eser yalnızca bu konutta geçmiyor fakat ana mekan burası. Eğer okumadıysanız karakterler başta karışık gelebilir fakat okudukça herkesi tanıyacağınıza eminim. Tüm roman şehirden uzakta pastoral ve izole bir bölgede geçiyor. Yani Uğultulu Tepeler’de. Toplumun gürültüsünden uzaklaşmak isteyen Mr. Lockwood bir çiftlik evi kiralamaya karar verir. Ev sahibini evinde ziyaret eder ve bu evde karşılaştıklarından çok etkilenir. Orada yaşananları öğrenmeye karar verdiğinde ise acılı bir hikâyeyle baş başa kalır. Ve roman devamında bu hikaye üzerine devam eder. Daha fazla spoi vermek istemiyorum, okumak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum.. Kitapla kalın efenim.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202141,9bin okunma
481 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Serenad.. Yani “bir müzik aracıyla çalınan ya da sesli olarak söylenen ya da her ikisi birlikte olabilen, serbest biçimli müzik parçası..” Kitap bir aşk hikayesi gibi görünse de içinde birçok önemli detayı barındırıyor. Serenad, konu itibariyle çok çeşitli. İlk olarak 1939-42 yılları arasında Türkiye’ye gelen bir Alman bir profesörün, tekrar
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136bin okunma
Reklam
83 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Satranç
Kitap, New York'tan Buenos Aires'e yol alacak olan bir geminin hareket etmesiyle başlar. Ana karakterler bu kitapta bir nevi anlatıcı niteliğinde olup, Zweig anlatmak istediği hususları dünyaca ünlü satranç şampiyonu Mirco Czentovic ve Nazi otoritesi tarafından psikolojik işkence ile sorgulanan Dr. B. karakterlerinde ve onların hayat hikayelerinde simgeleştirmiştir. Satranç tahtası; savaş alanını, Czentovic; Nazi otoritesi, Dr. B. ; Hümanizmi, insanlığın 2. Dünya Savaşı'nda yaşadıklarını ve bunun etkilerini göstermektedir. Kitap, 77 sayfalık incecik bir öykü kitabı olarak görünse de aslında, yazarın sürgünde yaşadığı intihar öncesi ruh halini, düşüncelerini, karamsarlığını, umutsuzluğunu, insanlığın, insanlık onuru ve erdeminin otorite altında ezilişini anlatmaktadır. Kitap size çok şey katacaktır, tavsiye ederim..
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020236,5bin okunma
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Roman, bir antik kentin bir ailenin hayatını nasıl etkilediğini ele alıyor. Kitap, 1960’larda Bergama’dan Almanya’ya işçi olarak göç eden Ölmez ailesinin katledilen aile ferdi Cemal Ölmez’in vahşice öldürülmesiyle başlar. Berlin’de doğup büyüyen Yıldız Karasu, iki kültür arasında kalmış göçmen bir kızdır. Aynı zamanda vahşice katledilen Cemal Ölmez’in cinayetini sorgulayan Baş komiserdir. Berlin Cinayet Bürosu’nun en başarılı isimlerinden Yıldız Karasu, ailesinin tüm itirazlarına rağmen polis olur. Cemal Ölmez’in Yıldız Karasu’nun yardımcısı Tobias Becker ile cinayetinin izini sürerken, bir anda kendini ailenin diğer üyelerinin belirli aralıklarla öldürüldüğü çok karmaşık bir seri cinayet vakasının içinde bulur. Arkeoloji ve mitolojiden oluşan romanın ana ekseni, Berlin’deki Bergama Müzesi’nde bulunan antik dünyanın sekizinci harikası Zeus Sunağı’dır. Kayıp Tanrılar Ülkesi romanını mitolojik roman haline getiren kahramanlardan biri de Zeus’tur. Kitapta Bergama’dan alınan ve Berlin’e gitmesine izin verilen Zeus Sunağı ekseninde tarih bilinci üzerine de çeşitli eleştiriler yapılmaktadır. Ayrıca Tanrı savaşlarında yaşanan güç mücadelesi de romanda işlenen konular arasındadır. Okurları etkileyen bir diğer faktör de günümüzde oldukça popüler bir konu olan ırkçılıktır. Kitap kesinlikle beklentilerinizi karşılayacaktır onun için tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim, kitapla kalın..
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,4bin okunma
528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Sultanı Öldürmek
Sultanı Öldürmek, bir gün Müştak karakterinin ilk aşkı Nüzhet'in telefon ederek buluşmak istemesi ile başlar. Müştak 21 yıldır görmediği ilk aşkı ile buluşmaya gider fakat eve girdiğinde Nüzhet'in Fatih Sultan Mehmet tuğralı bir mektup açacağı ile öldürüldüğünü görür. Roman okuru ilk sayfalarında bu bilgiyi verdikten sonra son sayfasına kadar heyecanını kaybetmeden, okurun merak duygusunu taze tutarak ilerliyor. Her bölümde cinayeti çözümlemeye bir adım daha yaklaşırken kendi zihninizdeki katil de sürekli değişiyor, farklı ihtimallerle devam ettikten sonra katili öğrendiğinizde şaşkınlık duygusuyla kitabı bitirmiş oluyorsunuz. Tek kelimeyle muhteşem diyebileceğim bir kitaptı. Onun için tekrar okuyacaklarım listesine ekledim. Kitabı tavsiye ederim dememe sanırım gerek yok. Okumak isteyenlere şimdiden keyifli okumalar.. Kitapla kalın...
Sultanı Öldürmek
Sultanı ÖldürmekAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201920,5bin okunma
280 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Dorian Gray'in Portresi
Uzun bir aradan sonra tekrar bir kitaba dair görüşlerimi yazmak istiyorum. Çünkü bu kitap öylesine güzeldi ki yazmazsam içimde kalacaktı bundan eminim. Bu bir inceleme niteliği taşır mı bilmiyorum, ama ben kitaba dair görüşlerimi yazacağım buraya.. Oscar Wilde'den okuduğum ilk eser oldu bu kitap. Dorian Gray son derece yakışıklı bir genç adamdır. Arkadaşı ressam Basil Hallward, genç adamın güzelliğinden öylesine etkilenir ki bir portresini yapar. Ressamın evinde hedonist Lord Henry ile tanışan Dorian, bu yeni dostunun gençlik ve haz üzerine düşüncelerinden çok etkilenir; hayattaki en önemli şeyin güzellik olduğuna inanan genç adam, portresini kıskanmaya başlayınca, kendisinin yerine portresinin yaşlanmasını diler. Kitap boyunca bu genç adamın dileğinin kabul olduğunu görüyoruz, fakat kitabın sonlarına doğru genç adam bu dileğinden pişman olur ve yaşadıkları ona çok ağır gelmeye başlar. Yaptığı her kötülük yüzünden portre gün geçtikçe çirkinleşiyor ve bu adamı daha da mutsuz ediyordu. Deyim yerindeyse portrenin bu değişimi adamın ruhunu yansıtıyordu. Daha fazla spoi vermek veya kitabın sonunu söylemek istemiyorum :) Diyeceğim tek şey şu ki kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında. Keyifli okumalar dilerim, kitapla kalın..
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201972,5bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ferda..
Ebru Cündübeyoğlu tarafından kaleme alınan Ferda, Şile'de yaşayan emekli bir felsefe hocasına Alzheimer hastalığı teşhisi konmasını konu alıyor. 2019 yılında okuyucunun beğenisine sunulan eser, Alzheimer hastalığı ile mücadele etmenin yollarını arayan bir kadının öyküsünü, karakterin iç sesi ile anlatır. Kitap her ne kadar bir romandan çok bir biyografi gibi yazılmış olsa da çok akıcı bir şekilde ilerledi. Okumasını tavsiye ederim, iyi okumalar..
Ferda
FerdaEbru Cündübeyoğlu · Hep Kitap · 2019447 okunma
Reklam
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Tutunamayanlar..
Oğuz Atay'ın okuduğum üçüncü kitabı. Hatta ikinci defa okuyuşumdu ki son da olmayacak biliyorum. Ve her seferinde yepyeni şeyler bulduğum, keşfettiğim, her sayfasında kendimden bir şeyler bulduğum bir kitap. Oğuz Atay'ın en özel ve bilindik eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, hayata tutunamayan Selim karakterinin hayatından kalan anılarını ve yaşama olan bağlılığını, var olan ve yok edemediği mutsuzluk, bekleyiş, çektiği ruhsal bunalımları, psikolojik sorunları kaleme almıştır. Bu kitap ruhsal bunalımlardan tutun da toplumsal kurallara bütün konuların ince ince işlendiği bir kitap. Buraya kitabın kendisi ile ilgili en sevdiğim alıntıyı eklemek istiyorum: " .. bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, muzdarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır." Bu alıntısı bile aslında kitap hakkında ne kadar çok şey anlatıyor bizlere, öyle değil mi? Kitabı okurken başlıca tutunamayanlardan Selim'i ve hayata tutunarak, tutunamadığını fark eden Turgut'un iç konuşmalarına (Olric), hesaplaşmalarına bürünecek kendi hayatınızdaki yansımalarını fark edeceksiniz. Bilmem 'kitabı kesinlikle okumanız gerekiyor' demeye gerek var mı? Çünkü her insan, ölmeden önce bu kitabı okumalı. Keyifli okumalar dilerim..
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Yeni Dünya
Sabahattin Ali bu kitabında 1936-1942 yılları arasında yazdığı hikayeleri bir arada toplamış. İçerisinde 13 tane hikaye var. Bunlar, "asfalt yol, hanende Melek, çaydanlık, ayran, ısıtmak için, uyku, selam, bir mesleğin başlangıcı, bir konferans, yeni dünya, iki kadın, sulfata ve Hasanboğuldu." İçlerinden en çok beğendiğim iki hikayesi "Isıtmak İçin ve Hasanboğuldu" hikayesiydi. Genel olarak hikayelere baktığımız zaman, Sabahattin Ali konu bakımından Anadolu insanının hayatını konu edinmiş. Yaşanılan yoksulluk, yokluk, sağlık sorunları, geçim zorluğu, insanların dönem zihniyeti ve olaylara bakış açısını güzel bir dille bize anlatıyor hikayelerinde Sabahattin Ali. Okunmasını tavsiye ederim, okumak isteyenlere şimdiden iyi okumalar..
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Venedik Yayınları · 201927bin okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Mai ve Siyah
Uzun zamandır okumayı düşündüğüm fakat elimdeki kitabın dilinin ağır olması nedeniyle sürekli olarak ertelediğim bir kitaptı. Çok merak ediyordum, kütüphaneden temin edip okumaya başladım. Tanzimat eseri olan bu kitap o dönemin özelliklerini güzel bir şekilde yansıtmış. Eser, kitabın başkahramanı olan Ahmet Cemil'in hayatını anlatıyor. Ahmet Cemil yazar olmak isteyen bir gençtir, hatta tek hayali olduğu söylenebilir. Fakat babasının ölümünden sonra kız kardeşi ve annesine bakmak için geçim derdine düşmesi, daha sonra kız kardeşinin vefatı, bir türlü bitiremediği eseri ve kavuşamadığı sevdiği. Türlü türlü sıkıntılar ve engellerle karşılaşan Ahmet Cemil'in hayatı ve en sonunda dayanamayıp annesini de yanına alarak İstanbul'dan ayrılışı ile kitap bitiyor. Okuyunca üzüntü duyduğum, yer yer duygulandığım bu kitap gerçekten okunmaya değer. Gelin siz de Ahmet Cemil'i tanıyın ve onun çektiği sıkıntıların karşısında nasıl dayandığını görün. İyi okumalar dilerim..
Mai ve Siyah
Mai ve SiyahHalid Ziya Uşaklıgil · İş Bankası Kültür Yayınları · 201826,6bin okunma
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Şıpsevdi
Hüseyin Rahmi Gürpınar'dan okumuş olduğum ilk eser. Kitap, İstanbul'da yaşayan bir ailenin Fransa'ya okuması için gönderdiği oğlunun ( Meftun ), Fransa'dan döndükten sonra orada edindiği alışkanlıkları, oranın hayat tarzını, örf ve adetlerini ailesine uygulamak isteği (alafranga: batı özentisi) üzerine yazılmış bir eser. Kitabı okurken kimi zaman güldüm kimi zaman da üzüldüm. Her yönüyle baktığımda ise kesinlikle okunmaya değer bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Okumayı düşünenler için şimdiden iyi okumalar..
Şıpsevdi
ŞıpsevdiHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,091 okunma
436 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ahmet Ümit'ten okuduğum ilk eser. Ama itiraf etmek isterim ki geç kalmışım okumakta. Harika bir kalemi var ve olayların betimlemelerini o kadar ustalıkla yapmış ki okuduğum her an için romanın içindeymiş gibi hissettim. Yazar bu romanda, çocuk tacizcilerini öldüren ve tam beş yıl boyunca yakalanamayan bir seri katili(Körebe), katilin kurbanlarının yaşadıklarını ve en sonda seri katili yakalayacak olan Başkomser Nevzat üzerinden işliyor konuyu. Normalde polisiye roman pek sevmem ama bu kitapla beraber bundan sonra daha sık polisiye roman okuyacağım. Kesinlikle öneririm kitabı!!! Polisiye roman seven dostum
huriye
huriye
bu kitap tam sana göre..
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201931,4bin okunma
467 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Evet, dünyaca ünlü Uçurtma Avcısı'nın yazarı Khaled Hosseini'den okuduğum üçüncü roman. Ama ben en çok bu eserini yani Bin Muhteşem Güneş'i sevdim. Hatta şunu söylemekle abartmış olmam ki, bu yıl okuduğum en çarpıcı, en sarsıcı ve en etkileyici roman diyebilirim. Yazar burada tıpkı diğer kitaplarında olduğu gibi yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının( Meryem ve Leyla) kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden. Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar.. Kesinlikle, şiddetle tavsiye ederim. Kitabı önerdiğin için teşekkür ederim dostum
huriye
huriye
:))
Bin Muhteşem Güneş
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,5bin okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
31 saatte okudu
Sergüzeşt.. yani 'macera' İkinci kez okuyuşum. Ve yine ilk sefer ki gibi duygulandırdı beni. Kafkasya'dan getirilen Dilber'in acıklı esaret hayatını, içindeki çocukluğu ve kalbindeki aşkı anlatan bu romanın kurgusu her ne kadar basit olsa da kesinlikle okunması gereken bir eser. Kesinlikle tavsiye ederim..
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İthaki Yayınları · 202145,7bin okunma
202 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Oğuz Atay'dan okuduğum üçüncü eser. Diğer ikisi romandı bu da okuduğum ilk öyküsüydü. Korkuyu Beklerken'in, gerçekten de romandan eksik kalır yanı yok. Yani olaylar çok derinlemesine işlenmiş, bu yüzden de romana daha yakın geldi bana. Sadece bunun bir öykü kitabı olduğunu içindeki başlıkların ve konuların değişmesi ile fark edebiliyordum okurken. İçinde sekiz tane öykü bulunduran bu kitap adını üçüncü öyküden almış 'Korkuyu Beklerken'. Gerçekten de en güzel öyküsü oydu bana göre. Oğuz Atay kitaptaki hikâyelerinde, baş karakterlerin ruhsal bunalımlarını anlatmış. Onların nasıl toplumda yer edinemediklerini, kendilerini nasıl yalnız ve çevre tarafından anlaşılmadıklarını bunun için kendi iç dünyalarına nasıl çekindiklerini ele alıyor. Okurken çoğu karakterin yerine kendimi koydum ve gerçekten ben de o durumda olsaydım, kesinlikle çevreme karşı öyle davranırdım. Onun için günümüz insanını çok güzel bir şekilde ifade etmiş Oğuz Atay bu kitabında. Okunmasını kesinlikle tavsiye ederim.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
212 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Beyhude Ömrüm
Evet, Mustafa Kutlu'dan okuduğum ikinci hikâye. İlki Mavi Kuş'tu ama ben bunu daha çok beğendim. Gerçi Mavi Kuş'u çok daha önce okumuştum, unutmuş da olabilirim. Neyse kitaba döneyim. Bu kitapta Mustafa Kutlu, dağlık bir köyde bir bahçe kurma sevdasına düşen bir köylünün gözünde köy yaşamını, köyde yaşanan sıkıntılar, köylü-muhtar ilişkisini, köyden kentlere özellikle de İstanbul'a olan göçleri çok güzel ve çarpıcı bir şekilde anlatmış. Kendisinin de çocuklarının bir bir İstanbul'a göçmesi ve orada yaşamaları, karısının hastalanıp şehirde hastaneye götürülmesi ve orada ölüp oraya defnedilmesi bile bu adamı köyünü bırakıp da İstanbul'da yaşamaya ikna edemiyor. Bu denli bir köy sevgisi işlenmiş kitapta. Velhasıl çok beğendim kitabı, konusunu ve anlatış tarzını. Ki zaten kalemi çok hafif Mustafa Kutlu'nun, okuyucuyu asla yormuyor. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim, şimdiden keyifli okumalar.
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
365 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İlk psikolojik roman olarak kabul edilen Eylül, gerçekten de okunması gereken bir eser. Okunması, daha doğrusu anlaşılması biraz zahmet ve çaba gerektiren bir eser. "Tabi, psikolojik bir roman olduğu için hoş görmek lazım bunu :)" Bu romanda Mehmet Rauf, evli bir kadın olan Suat ve kocasının kuzeni Necip'le yaşadığı ama fiile dökülmeyen yasak bir aşkı anlatıyor. Yasak aşk konusu üzerinden kurgulanan roman; aile kavramı, mutsuz evlilikler, ahlâkî değerler, insanî duygular ve dönemin İstanbul yaşamını derinlemesine anlatan bir roman. Okunmasını tavsiye ederim kesinlikle.
Eylül
EylülMehmet Rauf · İnkılap Kitabevi · 201739,5bin okunma
136 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Cengiz Aytmatov... Harika bir kalem, okuduğum ilk eseri ve gerçekten de çok akıcı bir dille yazılmış bu eseri. Diğerlerini henüz okumadım ama ilk eserinden çok memnun kaldım. Bu romanda erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanları çektikleri sıkıntılar anlatılıyor. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, Savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler ve savaşın uzun sürmesi, anaların evlatlarına bir bir askere göndermesi. Yani tek kelime ile adeta öğütür gibi harcayan savaş düzeneği ve savaşın zulmeti anlatılıyor..
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,2bin okunma