Aylin
@aylbutun
29 Ocak
43 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Beni alıp tekrar karnına soksan bile koruyamazsın artık anne.
Türkiye’de son yıllarda sıkça tanıklık ettiğimiz gibi ölümlerin sorgulanması istenmediğinde Aladağ’da bir öğrenci yurdunda yanan küçücük çocuklara da, traktörün kasası devrildiğinde ölen mevsimlik tarım işçilerine de, Soma madem kazasında yaşamını kaybedenlere de şehir denmeye başlanmıştır.
Babam da her şeyin kendisine ait kalacağını düşünerek, Lissy-Gory’i için çalıştı, çabaladı. Napolyon geldi, onun varlığını bile fark etmeden oraları yakıp yıktı. Rusya da Moskova da harap oluyor. Kim bilir belki yarın kendi adamlarımdan biri vurur beni. Sonra da Fransızlar gelir, cesedimin kokusundan rahatsız olmamak için beni bir hendeğe atıverirler. Hayat yine her zamanki gibi devam edecek ama ben bunu göremeyeceğim.
Sayfa 207
Okur Takip Önerileri
Hükümdar anlık bir öfkeyle ordusunu savaşa yollamamalı, komutan da öfke anının sıcaklığıyla savaşa girmemelidir; avantaj sağlayacaksa harekete geçmeli, avantaj yoksa durmalıdır. Bir anlık öfke zamanla geçer ancak bir ülke yok olursa geri dönüşü yoktur ve savaşta ölenleri kimse geri getiremez.
Sayfa 40Kitabı okudu
Kız çocuklarından biri öldüğü zaman babam her zamanki gibi yemeğini yer, anneme ayaklarını yıkatır, sonra da yatmaya giderdi. Ölen çocuk erkekse babam annemi dövdükten sonra yemeğini yiyip yine yatağa yollanırdı.
Sayfa 30Kitabı okudu
Ne zaman ki günleriniz ihtiyaçlarınızı düşünmeden ve geceleriniz de bir pişmanlık ve tutkuyla dolu olmadan geçer, işte o zaman gerçekten özgür olursunuz.
Sayfa 63Kitabı okudu
Eğer benim kendimi suçladığım bir konu varsa o da yapamadığım kötülüklerdir.
Sayfa 78 - TepedelenliKitabı okudu
Kısa süre sonra korku yozlaşmaya yol açtı ve tebaa da efendilerini örnek alıp baştan çıktı. Ali’nin istediği de buydu; ahlakı bozuk insanları yönetmenin daha kolay olduğunu düşünüyordu.
Sayfa 43Kitabı okudu
Bir çocuğa bakmak, o çocuğu yıkarken, yedirirken, giydirirken çocuğun bedeninin, ruhunun sizinkinden ayrı olduğuna saygı göstermediğiniz müddetçe yarardan çok zarar verir. Bana bunu çocuğun iyiliği için yaptığınızı söylemeyin; siz kendi ruhunuzdaki açlığı bastırmak için çocuğun ağzına zorla yemek tıkıyorsunuz. Size ruhunuz aç olduğu için kızmıyorum. Ruhen aç bırakılmış bir çocukluk geçirdiğiniz için kızmıyorum. Ama kendi ruhunuzdaki açlığı bastırmak için çocuğun bedenini de değil, ruhunu kullandığınızı asla görememenize ve benliğini savunan çocuğun tepkisine çocuğun problemli olduğu iddiasıyla karşılık vermenize, bu iddianızı binlerce yıldır her yandan coşkulu bir destek bulamasına içerliyorum. Ne yana baksam, ne yana baksam, ne yana baksam yanakları her gün semiren, temiz, ütülü kıyafetleri üzerlerine er gün ayrı bir özenle giydirilen, sıcak tutulan, buna karşılık bir “kişi” olmak üzere doğan ve bir “kişi” olmayı biteviye isteyen kişilikleri her geçen gün daha da ezilen, baltalanan, bedenleri büyürken ruhları her geçen gün daha çok solan, üşüyen, ölen, sömürülen, işkence gören çocuklar görüyorum ve bu durumu düzeltebilmek için, diler yazdıklarım üzerine böyle bir kitap yazmak ve bu satırları okuyanlardan da bunlarıerişebildikleri herkese anlatmalarını rica etmek, burada yazdığım ve yazamadığım şeyleri gidebildiğim her yerde ulaşabildiğim herkese gücüm yettiğince anlatmak dışında bir çare bulamıyorum.
Sayfa 56
Çocukken sevildiğini hisseden kişi, dünyada hiç kimse onu sevmese de bundan yaralanmaz ve artık yetişkin olarak kimsenin sevgisine, onayına ihtiyacı olmadığını bilir.
Sayfa 40
Sırf çarşıları ve mescitleri görmek için bile İsfahan’a gidilir. Sokakları için Yezd’e gidilir. Floransanın, Siena’nın, Bologna’nın sokakları neyse Yezd’inkiler odur; hatta daha da orijinalidir.
Sayfa 103Kitabı okudu
“Bre Cabbar” dedi. “Ne iyi insanlar var yeryüzünde.”
Cabbar:
“Ne de zalim ne de melun insan var şu yeryüzünde Memed.”
Eğer bir kişi bir şeyi problem olarak algılıyorsa, bunu problem haline getiren gerçekler, olgular ya da şartlar değildir. Bilakis, belirli gerçeklerden ve durumlardan problemi inşa eden kişinin kendisidir.
“Merhaba küçük kara balık. Seni buraya hangi rüzgar attı?”
“Ben dünyayı geziyorum.”
“Dünya o kadar büyük bir yer ki, her tarafını gezmen mümkün değil.”
“Olsun. Gidebildiğim kadar gitmek istiyorum.”
Sayfa 32Kitabı okudu
“Hiç içinde dışarı çıkmak için bir şans verilmesini bekleyen bir şey varmış gibi hissettin mi kendini?” diye sordu. “Kullanmadığın ek bir güç gibi hani türbinden geçmek yerine şelaleden Çağlayan su misali?”
Sayfa 87Kitabı okudu
