Hem biliriz ki zamanla düşmanlarımızın sayıları da, güçleri de azalacak, ama onları bizsiz bırakmak zor... Onun için elbet yazacağım direnerek zorlanarak...
Aziz Nesin maceram şimdilik burada son buluyor. Biliyorum çok sıkıldınız Aziz Nesin alıntılarından, ama inanın bana başlayınca insan bırakamıyor. Bu kadar kitap yazan, kimsesiz çocukları okutmayı amaç edinen ve bu amacını gerçekleştirmek için Nesin Vakfı'nı kuran bu eşsiz insan nasıl merak edilmez ki!
Özyaşam
Nâzım'ın mezarı bir utanç belgesi olarak Moskova'da kalsın ki, kuşaklar boyunca ne büyük yanlış yaptığımızı anımsayıp utanalım. Tarih salt övünmek için değil utanmak içindir de...
"Zübükzâde mi, ondan yaka silkmeyen mi var?"
Sadece tek bir Zübük değil, Zübüklerle dolu bir kasaba...
Memleketin yüz karası denilen Zübükzâde İbrahim Bey başrolde..
Zübükzâde İbrahim Bey'i çeşitli kişilerin ağzından dinliyoruz ve tanıyoruz. Ebe, tüccar, terzi, otelci, öğretmen... Liste uzayıp gidiyor ama kimseden tek iyi bir söz
Aziz Nesin'in ölüm cezasına karşı bir başkaldırı niteliğinde olan Surname isimli bu eseri, ülkemizde halen ölüm cezasının uygulandığı 1973-1975 yıllarında arasında yazılmış. Bu kitap öyle bir kitaptır ki, hem geçmiş tarihimiz açısından hem de günümüz açısından birçok konuda bize yol gösterici niteliktedir, evrenseldir.
Ölüm cezalarına karşı
Aziz Nesin klasiği daha. Ne iyi etmiş de yazmış. Yoksa bu güzel eserden mahrum kalacaktım. Her ne kadar
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ın hikayesini bilsem de, sizin de bildiğiniz üzre okumak gibisi yoktur.
Efendim Aziz Nesin, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz'ı ilk önce 12 bölümlük bir radyo tiyatrosu olarak yazar. Ama kendi kendine yazmaz. Zaten çoğu yazılarını da
Sen ki, güzelliklere aşık, hayata bağlı, umudu hep içinde taşıyan, arkadaş canlısı, dost biriydin Ali'm. Sen ki, çevrendeki edebiyat dostlarınla en güzel sohbetlerini yapardın. Sen ki, edebiyatımıza en güzel eserlerini kazandırdın. Ama "Karanlık Güç"ler yazmana izin vermedi. Çünkü onlar emeğe düşman, onlar güzele düşman, onlar umuda
İnsan haklarına, akılcılığa, uygarlığa düşman oldukları için, hangi dinden ve inançtan olursa olsun, bu bağnazlara, köktencilere düşmanım; çünkü onlar insanlığın, barışın düşmanıdırlar.
Merhabalar,
Malum koronalı moronalı karantinalı kısa çalışma ödenekli işsiz güçsüz günlerimde açtığım ve sizlerin değerli destekleriyle her geçen gün büyüyen Youtube kanalımın bugün 17. günü.
1 Nisan tarihinden başlayarak iki ay boyunca neredeyse her gün bir kitap incelemesi bir de edebiyat sohbeti olarak devam ettiğim kanalıma Haziran ayı
Aziz Nesinin en çok okunan bu eseri çocuğun gözünden yetişkin dünyasını gösteriyor.
İki arkadaşın birbirine yazdığı mektuplardan oluşan güldürü romanıdır. Kitapta ki çoğu diyaloğu hababam sınıfında duymuş olmanız muhtemeldir. Sayfa sayısı ne fazla ne az. Yazarın diğer kitapları gibi bir solukta bitiyor.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
O güzel atlara binip giden o güzel insanlardan biriyle, Aziz Nesin'le ve onun kıymetli bir eseriyle tekrar beraberiz sevgili okur dostlarım...
Son günlerde 'timeline'larımızın bu değerli aydınımız ve onun eserleriyle dolup taşmasına vesile olan #28388406 etkinliğini tertip eden
Yazık bize! Bana da yazık! Bu yaşıma gelmişim Aziz Nesin'le yeni tanışıyorum. Şu kitabı 110 kişi okumuş koskoca sitede. Kendimden utandım..
Bunu mazeret diye söylemiyorum ama, bizim kuşak oldukça garip, arada sıkışmış, modern çağa adım atmaya çalışan, ama bir taraftan da "aman ha adım atmayın, ahlâk elden gider, din elden gider, vatan elden