Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yalnız şunu unutmamalı ki dâhice ya da yeni bir düşünceyi, hatta kafada doğabilecek herhangi bir ciddi fikri ciltler dolusu kitapla, otuz beş yıl da anlatsanız bunu başka insanlara tam olarak aktarmayı başaramazsınız. Kafanızın içinden bir türlü çıkmak istemeyen, ölünceye dek sizinle yaşayacak olan şeyler mutlaka vardır. Böylece de düşüncenizin belki en özlü kısmını kimseye aktaramadan göçer gidersiniz.
"Her büyük şehir nesilden nesile değişir. Fakat İstanbul başka türlü değişti. Her nesilden bir Parisli, bir Londralı, doğduğu, yaşadığı şehrin otuz kırk yıl önceki hâlini, yadırgadığı bir yığın yeni âdet, eğlence tarzı, mimarî üslūbu yüzünden hüzün duyarak hatırlar."
Sayfa 121 - DERGÂH YAYINLARI, 48. Baskı, Haziran 2020Kitabı okuyacak
Reklam
Ölüye Mektup
Minâreden bir selâ, yükselince kuşlukta; Hazırlandı teneşir, camideki taşlıkta. Neler söylendi neler, gıyâbında bir bilsen; İkindiye kadar ki, bir kaç saat boşlukta... Sağlığında, can ciğer bildiğin o dostların; Toplandılar önünde, evdeki minik barın. İçiyordu hepsi de, belli ki üzüntüden, Hepsinden de üzgündü, otuz beş yıllık karın.. İlk
Geoffrey Chaucer ve İngiliz Edebiyatı (Başlarken)
Milton ve Shakespeare’le birlikte İngiliz edebiyatının üç devinden biri olan Geoffrey Chaucer tahminen 1340-43 yılları arasında doğmuştur. Babası John Chaucer adında bir şarap tüccarıdır. Chaucer adının geçtiği ilk yazılı belge Ulster kontesi Elizabeth’in 1357 tarihli harcamalar defteridir. Bu defterde, bu isimde bir içoğlanına (page) elbise
Memuriyet Bundan Daha Güzel İfade Edilemezdi!
“Gördün ya, kimsenin bir iş yaptığı yok. Mesele o odanın içinde beş on saat oturuvermekte... Lüzumsuz gibi görünür ama, bunsuz da dünya dönmüyor. Öyle ya, herhalde böyle boş oturmanın da bir hikmeti var. Bir bakarsın, hükümetteki işlerin hepsini eli kalem tutan iki kişi bile çevirir dersin. Lakin o kalabalık olmasa âlem birbirine girer. Mesele memurların yaptığı işte değil, onların mevcut olmasında. Şimdi sen o tozlu odada oturdukça kendi kendine: 'Benim burada ne lüzumum var?' diyeceksin! Yanlış!.. Mademki sen bir kere hükümet kapısından içeri adımını attın, artık lüzumlusun. Sen olmasan muhakkak bir yerde bir aksaklık çıkar... Bunları işkembeden atıyorum sanma, bir zamanlar ben de başka türlü düşünüyordum; her şeyi aklımla halletmeye kalkıyordum. Fakat artık dünyada bir tek şeye inanıyorum: O da tecrübe. Sana söylediğim şeyleri otuz seneye yaklaşan bir hayat bana öğretti. Sen de yavaş yavaş yola gelirsin..”
Sayfa 178 - Doğan Kitap, 25. BaskıKitabı okudu
.. saatten de anlamıyordum. Fakat yalana alışmıştım. Hayatım denen bu kalp akçeyi başka türlü süremezdim. İnsanlar benim böyle olmamı istemişlerdi. Yalancı idim. Binaenaleyh saatten çok iyi anladığımı mı söylemem lâzımdı? Fakat bu en aşağı otuz beş türlü söylenirdi.
Reklam
Sorun, hayatta; yalnızca hayatta...Dava,keşfin kendisi değil, keşfedilmek gücünde...Ama ne diye söylüyorum bunları sanki! Yalnız şunu unutmamalı ki dâhice ya da yeni bir düşünceyi, hatta kafada doğabilecek ciddi bir fikri ciltler dolusu kitapla, otuz beş yıl da anlatsanız bunu başka insanlara tam olarak aktarmayı başaramazsınız. Kafanızın içinde bir türlü çıkmak istemeyen, ölünceye dek sizinle yaşayacak olan şeyler mutlaka vardır. Böylece de düşüncenizin belki en özlü kısmını kimseye aktaramadan göçer gidersiniz.
Sayfa 494 - Can Yayınları
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
yalnız şunu unutmamalı ki dâhice ya da yeni bir düşünceyi, hatta kafada doğabilecek herhangi bir ciddi fikri ciltler dolusu kitapla, otuz beş yıl da anlatsanız bunu başka insanlara tam olarak aktarmayı başaramazsınız. kafanızın içinden bir türlü çıkmak istemeyen, ölünceye dek sizinle yaşayacak olan şeyler mutlaka vardır. böylece de düşüncenizin belki en özlü kısmını kimseye aktaramadan göçer gidersiniz.
Her büyük şehir nesilden nesile değişir. Fakat İstanbul başka türlü değişti. Her nesilden bir Parisli, bir Londralı, doğduğu, yaşadığı şehrin otuz kırk yıl önceki halini, yadırgadığı bir yığın yeni âdet, eğlence tarzı, mimari üslûbu yüzünden hüzün duyarak hatırlar.
Sayfa 121 - DergâhKitabı okudu
Reklam
Kanije Savunması
Çok önemli bir konuma sahip bulunan Kanije'nin, Osmanlıların eline geçmesini bir türlü hazmedemeyen Avusturyalılar, kaleyi geri alma hazırlıklarına giriştiler. Arşidük Ferdinand kumandasında büyük bir ordu ile harekete geçtiler. Düşmanın hazırlıklarını başından beri casusları vasıtasıyla takip eden kale kumandanı Tiryaki Hasan Paşa, gecesini
Sayfa 201 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
191 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.