Bu akşam okul çıkışı, hafiften yağmur, soğuk, yapayalnız Kartal'daydım. Normalde arkadaşlarım olurdu ve kahkahayla geçen bir akşam yaşanırdı, klasik bir cuma...ama yalnızdım, her zaman gittiğimiz yerden başka bir cafeye gidip sıkılarak oturdum. Eve dönene dek içim ağırlaşmıştı iyice, hem biraz yürüdüm, çamur, toprak, her yer karanlık, yanda hâlâ
#29166379 iletisinde yazılan hikayenin dördüncü kısmıdır. Bu kısmı https://1000kitap.com/muhayyelll_ ve
mithrandir21 yazmıştır.
10.
Profesör Alex'in yaşlı bedeni, daldığı derin uykuda büyük bir patlamayla sarsıldı ve uyku mahmurluğu ile açılan gözleri hızla etrafa bakındı. Saniyeler sonra
Satranç
2018’in temmuz ayının 2. haftası Salı günü genel göz muayenesinde miyop olduğum ortaya çıktı. Malum orta yaş biriydim. Artık gözlük kullanacaktım. Eve doğru yürümeye başladım. Apartmanda ikinci katta oturuyordum, manav dükkânım onun altıydı, bugün erken kapamayı uygun görmüştüm. Dükkânımın yanı kafeteryaydı, dükkânı kapayınca arada bir
Selim
Hikaye Adı : Satranç
Link: #31929722
Müzik Parçası : Veridis Quo
2018’in temmuz ayının 2. haftası Salı günü genel göz muayenesinde miyop olduğum ortaya çıktı. Malum orta yaş biriydim. Artık gözlük kullanacaktım. Eve doğru yürümeye başladım. Apartmanda ikinci katta
Beş yüz yıl önce kesilmiş bir ağaç, geride kalan kütüğü sayesinde halen yaşıyor olabilir mi? Ağaçlar besin alışverişi için koloniler kurabilir mi? Tek başına bir ekosistem oluşturamayan bazı ağaçlar, orman olup topluluk ruhuyla mı yaşamak zorunda? Ağaçlar sosyal varlıklar mı yani? Ya da bir başka ağaç tek başına asırlarca bir tarlanın ortasında
Kemal Özer
Siz Gıda Güvenliği Hareketi’ni kurdunuz. Deccal Tabakta kitabını yazdınız ve şimdi Şeytan Ye Diyor kitabı ile İnsan Ne Yemeli Yememeli? sorusuna cevap veriyorsunuz. Gelecek nesillerimizin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için bireysel bir savaş veriyorsunuz adeta. Çabalarınız takdire şayan… Peki, sizin Gıda Hareketi’ni başlatmanıza
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar..
Yazar – Şair Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz.
Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Neresinden tutup da başlasam bilemediğim anlardan birindeyim. Ama yine de kendi çapımda kritiğini yapmaya çalışacağım.
Zira yazarımız Metin Savaş şöyle diyor: "Fakat hem çözümleme hem de yorum söz konusu olduğunda keyfiyet devreye girer. Üstelik kendi açımdan kıvırma payı da şudur: 'Ruh Adam'ı ben böyle anladım.'"
Yazarın bu sözünden
Zülfü Livaneli her kitabında toplumsal sorunları temel taşı olarak kullanarak hikayesini buna göre şekillendiriyor. Seçtiği mekanlar , karakterler ve sorunlar mükemmel derecede öyle bir kesişiyor ki okurken diyoruz ki keşke bu şekilde yaşayabilsek. Huzursuzluk kitabındaki gibi Ibn Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözü bu kitapta da
Komünist Manifesto dünyadaki öncü felsefi metinlerden biri olarak, tarihte köklü bir yere sahiptir. Beni şaşırtan ve hayal kırıklığına uğratan şey eserin ülkemizde okurlarla çok geç buluşabilmesi gerçeği oldu. Bunun bilgisini edindiğim uzun önsöz kısmı eser için bir hayli önem taşıyor. Eserin kendisi başlamadan evvel bulunan bu önsöz kısmında
Felsefi eserleri içeren bir okuma kapsamında nasıl bir yol izlenmelidir? Bana soracak olursanız bu, kolay kolay yanıtlanabilecek bir soru değil. Cevap için çağımıza, felsefi eserlerden kastımızın ne olduğuna bakmamız gerekiyor. Öncelikle yaşadığımız bu modern çağda felsefe konusunda ciddi yanılgılar içerisinde yaşadığımızı düşünüyorum. Bu