Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
218 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hikayenin ana karakteri olan yazar sekiz yıldır Petersburg’da yaşamasına rağmen hiç arkadaşı olmayan birisidir. Ama o bunu kendine pek dert etmemektedir. Çünkü tüm Petersburg sokaklarının kendisine ait olduğunu düşünmekte olan bir hayalcidir. Her gün saatlerce Petersburg sokaklarında gezer ve insanları, binaları izler. Petersbug’da kendine ait
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,8bin okunma
Reklam
202 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Beyaz Mantolu Adam- Bir öykü içinde belki 45-50 kişiyle karşılaşıyoruz, kahramanımız karşılaşıyor. Onların içinde sadece bir iki kişi bu garip, tuhaf, konuşmayan adama hoşgörü gösteriyor. İnsanlar hırpalıyorlar bu beyaz mantoyla dolaşan adamı. Alaycılıkla, küçümseyerek, yok sayarak, döverek, söverek öfke kusma hali. Sanki intikam alır gibi.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :) Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,3bin okunma
480 syf.
6/10 puan verdi
İlk defa Elif Şafak kitabı okuyacaksanız, yazarın özgeçmişinin bulunduğu baştaki sayfayı okuduğunuzda, yazara karşı inanılmaz bir haset duyabilirsiniz.( Üç kıtada ve bir çok ülkede geçen bir hayat, sayısız başarılar… Ben mi yazacağım? Sen yazacaksın tabi dedirtiyor adama…) Kitabın ana kahramanları Mimar Sinan dekoru altında Cihan adında bir
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,2bin okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kahkahalara boğulmama neden olan, sürekli yüzümü gülümseten resmen klasik bir Sophie Kinsella kitabı ile karşı karşıyayız. Vee bu kitapta da Emma ile tanışıyoruz. Emma hayatında bir yandan iş hayatının zorluklarıyla uğraşırken bir yandan da kişisel sorunlarıyla çırpınıyor. Hele bir kuzeni var ki baş belası düşman başına, ıyy :) Çok da uyumlu
Sır Tutabilir misin?
Sır Tutabilir misin?Sophie Kinsella · Artemis Yayınları · 2010520 okunma
Reklam
"Birdenbire acıdım ona. Kendisinden başka türlü düşünen herkese kin ve nefret duyan bu adama bir merhamet uyandı içimde."
Deve GözüKitabı okudu
218 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mühendis olasın da bu kadar kalbe dokuna bilesin. Hayret ki ne hayret... Okumak istediğiniz kitaplar Dostoyevski`den olunca nelerle karşılaşa bilirsiniz: Duygu geçişleri, vicdan mühasebesi, karakter analizleri, devrilmiş sonra yeniden toparlanmış konular vs.. (benim okuduğum kadarıyla) Bu kitapta da aynı durumlar mevcut. Kitap, hayalperest, evinden dışarıya nadiren çıkan bir adamın 4 günden oluşan kısacık aşkını konu alır. Aleksi Aleksandroviç`i yalnızlığı bakımından Raskolnikov`a benzettim. Raskolnikov Sonya`nı bulduktan sonra kendini bulmuştu sanki. Aleksandroviç de benim alemimde Sonya`sını arayan onu bulduktan sonra kendini keşfeden biri olacaktı. Ve Nastenka`nı bulur... Karanlık bir St. Petersburg gecesinde rastlar ona. Bundan sonra Karanlık Gecelerde buluşurlar. Aleksandroviç için tüm Karanlık Geceler kendini yavaş yavaş Beyaz Geceler`e bırakır.. Nastenka`da bir nevi Aleksandroviç`e benziyor. Karamsar duygularının içinde debelenip dururken bir birlerine bağlanmaya başlarlar. Ama Aleksandroviç sırılsıklam aşıkken karşındekine, Nastenka zayıf olasılıkla tutunur adama. Hep böyle olmaz mı? Bir taraf hep ölümüne severken bir taraf çekip gitmeyi düşünür... Sayfalara odaklandıkça, Nastenka`nın Aleksandroviç`i yeniden (4`cü günün sonunda) karamsar yalnızlığı ile başbaşa bıraktığının şahidi olacak, bazen Aleksandroviç`e "bu kadar karamsar, duygusal olma" diyecek, bazense Nastenka`ya çok kızacaksınız. Aleksandroviç gibi erkekler kaldı mı acaba? Yazarın 26 yaşında yazmış olduğu bu kısacık eser okunmaya değer niteliktedir.. Karamsar olmayın, Beyaz Geceler de olacaktır hayatınızda.:) Keyifli okumalar...
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,8bin okunma
Caddenin ortasında kan kaybediyordu adam. Görünürde ambülans yoktu. Bir başka adam tezgahta böbreğini satıyordu. Vitrin camlarına gözler yapışmıştı. Adama bak! Evini yıkmasınlar diye elini doğruyordu. Ya mavi elbiseli kız, neden okula alınmıyordu? Bir dede torunlarını boğuyor, bir Çocuk babasını tokatlıyordu. Beyaz, kanı ne çabuk sarıyordu! İlanlar yapıştırıllıyordu duvarlara. Kasap Çengelleri için kuzu aranıyordu. Kapsama alanı dışındaydı herkes. Bütün tuşlardan aynı ses geliyordu.
Önce, sömürgeciliğin sömürgeciyi nasıl medeniyetten çıkardığını, kelimenin tam anlamıyla onu nasıl vahşileştirdiğini, alçalttığını, gizli içgüdülerini, açgözlülüğünü, ondaki şiddeti, ondaki ırksal düşmanlığı ve ahlaki zaafiyeti nasıl uyandırdığını incelemeliyiz. Ve her seferinde göstermeliyiz ki; Vietnam'da her kafa kesilişinde, ya da göz
Reklam
Şiir
Ah Ulan Rıza Neden halâ gelmedi, yoksa  Saati mi şaşırdı bu hıyar?  Gerçi hiç saati olmadı ama  En azından birine sorar.  Cebimde bir lira desen yok, 
Bir olayı hatırlıyorum - köylerin birinde fakir ama alışılmış biçimde çok temiz iki kulübe var. Kulübelerin biri ayakları olmayan, yalnız ve yaşlı bir adama, diğeri ise on yaşındaki kız torunuyla birlikte yaşayan kör ve yaşlı bir kadına aittir. Bu iki yaşlı ve fakir insan ortaklaşa bir gazeteye abone olmuşlar. Her gün postaneye koşarak, gazeteyi alan küçük kız daha sonra kör ninesinin elinden tutarak ayakları olmayan yaşlı adamın evine götürmekte ve burada kendilerine gazeteyi baştan sona okumaktadır. Bu nedenle Finlandiya'da halkın en alt kesimleri bile ölüm uykusuna yatmadan ve kurumuş ağaç dalı gibi çürümeye yüz tutmadan fikir üretme yeteneklerini geliştirmektedirler. insanlar fakirliklerinden utanmadan ve başkalarının söylediklerine aldırmadan kendi inandıkları gibi yaşıyorlar.
Dövüş kulübünde önemli olan, dövüşten yenik ya da galip çıkmak değildir. Dövüş kulübüne ilk kez gelmiş birine bakın, kıçı beyaz bir somun ekmek gibidir. Aynı adama burada altı ay sonra rastladığınızda, vücudu tahtadan oyulmuşa dönmüştür. Her şeyin altından kalkabileceğine emindir bu adam.
Sayfa 53 - Ayrıntı Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.