YouTube kitap kanalımda okumadan önce ölünmesi gereken Yabancı kitabını yorumladım: ytbe.one/jtUaG022XWM
Bitmeyen toksik aşklar, tecavüz güzellemeleri, mutasyon geçirmiş bir erkeğin adeta bir (erkek)²’ye dönüşmesi... İşte bunların hepsi Yabancı kitabı arkadaşlar.
İncelemeye başlamadan önce yine şunu söylemem gerek. Bu incelemenin altına
Spoiler içermektedir:
Kitapta işlenen temel konulardan biri olan 'bastırılmış cinsellikle', kitabın müstehcen içerik nedeniyle 100 temel eser arasından çıkartılmış olması durumu sebep-sonuç ilişkisi bakımından çok anlamlı..
Yusuf Atılgan bu kitabı için 'çok tehlikeli şeyler yazıyorum, göreceksiniz' demesine rağmen kendisini
Werther iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı. İmkansızı seviyor ve sırf seviyor diye sevileceğini zannediyordu. Eğer Werther'i o zaman tanısaydım söylerdim, Werther derdim, seni aşk mahkum eder, hayallerin özgür bırakır.
Kalp böyledir işte; nerede imkansız var gider onu sever. Ahh Werther, kendi genç; ruhu bitik Werther.. Bedenini ve ruhunu esir alan aşkın kurbanı Werther! Böyle olacağını bilseydi yinede gider miydi celladı Lotte'yi ilk kez gördüğü davete!? Bence giderdi, çünkü Werther'de tıpkı Bihter gibi hırslı ve tutkulu bir aşıktı..
Genç Werther'in Acıları; platonik bir aşığın iç ve dış dünyasıyla yaşadığı psikolojik savaşı anlatan psikanaliz ürünü, bir aşk romanı.
"Bu dünyada birinin diğerini anlaması o kadar kolay bir şey değil." [s.48]
Fakat eminimki çoğumuz, çoğu zaman Werther'i anlayabildik. Naçizane, okurken karakterin viran olmuş ruhundaki acıları hissedebildim. Çünkü
Johann Wolfgang Von Goethe, karakter gelişimi bakımından çok sağlam bir kaleme sahip nadir yazarlardan.
"Mutluluğunun eksikliğini dünyevi bir nedene bağlayabilen aziz mahluk! Hissetmiyorsun, felâketinin paramparça kalbinde, bozulmuş aklında yattığını hissetmiyorsun." [s.91]
Werther, mutlu ve başarılı bir avukattır. Bir gün katıldığı bir davette aşık olur ve bütün hayatı değişir. Werther'in büyük aşkı; güzeller güzeli Lotte'dir. Ancak Lotte, Albert ile nişanlıdır. Werther ise amansız bir girdap içerisinde ve bildiği tek bir şey vardır;
"Onun beni hiç sevmediğinden eminim." [Uşaklıgil, H.Z. Aşk-ı Memnu. s.223]
Sevgiyle kalın, keyifli okumalar :)
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,5bin okunma
Aşk-ı Memnu'nun romanını da okudum, dizisini de izledim. İnsanlar orada bölünmüş aile yapısını, amcasını aldatan bir yeğeni, eşini aldatan bir kadını görüyor. Hatta daha da ileri giderek Behlül'ü Bihter'in baştan çıkardığını söylüyorlar. Halbuki hikaye, toplumun kadına bakış açısını muhteşem bir ustalıkla gözler önüne seriyor. Gelin bir de
"Tabi siz anneleri tarafından size emanet edilen çocuklara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir kadının annelik etmesine şiddetle karşısınız ama " sizin favori replik nee ¿¿¿
Bihter Ziyagil
Öncelikle linki tıklayın. Şarkı çalarken okuyun. youtube.com/watch?v=IJDrVcx...
Yarın 8 Mart. Dünya kadınlar günü. Size bir tren ayarladım değerli 1K okurları. Ha, yalnız kadınlar için bu tren. Sabahın erkeninde, kuşluk vakti kalkacak. Aman unutmayın, tam saat 8:00’te kalkacak. Geceden ayarlayın eşyalarınızı. Birkaç çamaşır,
Kadının sadakatsizliği üzerine yazılmış, mükemmellikleri ya da en iyi oldukları konusunda konsensüse varılmış üç roman vardır.
1) 1856’da yayınlanmış Gustav Flaubert’in Madam Bovary’si.
2) 1877’de yayınlanmış Lev Tolstoy’un Anna Karenina’sı
3) 1916’da yayınlanmış John Galsworthy’nin The Forsyte Saga’sı*.
Böyle bir tanıtım yapıp şereflerine
Ve Anna Arkadyevna Karenina.
Soğuk sonbaharı kışa bağlayan bir gecede uzunca, upuzunca bir yolda ve yetişmek için uykusuz saatlerce direksiyon salladığın anda aklına düşüverir, buz gibi soğuk ile sıcak bedenin çarpışma anı. Çünkü uykusuzluktan kapanan gözlerin, karanlık ışıksız otobanda ve direk önüne sürekli bakmanın verdiği rahatsızlıkla
Ah Tezer Özlü, Türk Edebiyatının Gamlı Prensesi..
Türk Edebiyatının keşfedilmemiş şarkısı, bilinmeyen adası, kısık sesiyle insanlara sessiz sessiz haykıran minik kuşu; edebiyat sarayımızın en arka, en ücra odası..
Tezer Özlü ile tanışmam bu senenin Şubat ayında "Yaşamın Ucuna Yolculuk" kitabıyla olmuştu. Tesadüfen tanışmıştım ve o
Herkese Merhabalar,
Yine kitaplığımda yıllardır bekleyen bir kitabı bitirmiş olmanın (en çokta bitmiş olmasının) mutluluğu ile geldim. Yani kitabın konusu çok farklı değildi elbette yazıldığı yıl ve döneme bakarsak gayet iyiydi. Ancak yazarın yersiz uzun uzun hiç ilgimi çekmeyen konuları betimlemesi yüzünden okurken çok ama çok zorlandım.
7 hikayeden oluşan kitapta 2. Dünya Savaşının getirdiği karamsarlıktan payını alan Hidayet'in ruh haline tanık oluyoruz. Genel konuları toplumdan kaçış, toplumun kokuşmuşluğu, kaderden kaçamama, yozlaşmış insan ilişkileri.
Spoiler içerir:
1. Aylak Köpek
Haz peşinde koştuğu için yaşam konforunu, sahip olduklarını kaybeden bir köpek