Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Öyle bir zaman gelecek ki," dedim, "hepimiz ölmüş olacağız. Hepimiz. İnsanların var olduğunu ve türümüzün herhangi bir şey yaptığını hatırlayabilecek tek bir insan evladının bile kalmadığı bir zaman gelecek. Sizi beni bırakın, Aristoteles ve Kleopatra'yı bile hatırlayan kimse kalmayacak. Yaptığımız, inşa ettiğimiz, yazdığımız, düşündüğümüz ve keşfettiğimiz her şey unutulacak ve tüm bunlar," elimle herkesi kapsayacak bir hareket yaptım, "boşa olacak. Belki o zaman yakınlardadır, belki de milyonlarca yıl uzakta ama güneşin çökmesinden sağ kurtulsak bile sonsuza kadar yaşamayacağız. Organizmalar bilinç kazanmadan önce de vakit vardı, sonra da olacak. Eğer unutulmanın kaçınılmazlığı seni endişelendiriyorsa bunu görmezden gelmeye çalışmanı öneririm. İnan bana diğer herkes böyle yapıyor."
Evlilik Üstüne Kadınlar aynı anda güzel, zeki, genç ve bekar olamazlar... Genç ve güzel bir kız, güzelliğini fark ettiği anda zekasını kaybeder. Kadınlar bilinç altlarındaki hinliğin su yüzüne çıkmaması için büyük mücadele verirler. Kadın genç ve güzel ise bu mücadeleyi gençlik yıllarında yapmaya gerek duymaz. Kadın genç, güzel, evli ve mutlu ise zekice bir yalan söylüyordur. Kadın çirkin ve evli ve de mutlu ise bu doğru olabilir Kadının bütün düşüncesi güzelliği üstünedir, erkeğinki ise güzelliğin peşinden koşmak üzerine. Hep bu ikili nedenden ötürü birbirlerini neden anlayamadıklarını hayatlarının sonuna kadar sorup dururlar. Kadınlar yaşlandıkça erkeğin gözünden dünyaya bakmaya başlar. Erkekler yaşlandıkça kadını anlamaya başlarlar. Ama her şey çok geçtir artık.
Reklam
Olma potansiyelimizi, nasıl ne kadar kullanacağımız o anki bilinç düzeyimizle belirlenir. Farklı zamanlarda başımızdan geçen aynı olaya farklı tepkiler verebileceğimiz gibi. Ya da farklı kişilerin aynı olaya verdikleri farklı tepkiler gibi.
İnsanlığın tüm serüveni, milyonlarca, milyonlarca yıllık aşamalar, bir delilik nöbetinin tek bir dakikasında yaşanabiliyor. Çünkü bilinç çöktüğü zaman, zaman ve mekan ilintileri kopuyor. Kimseye, hiç kimseye anlatamadığım şeyleri -sözle anlatmak mümkün değil, hiç kimse bilmek istemiyor delilik ülkesinin sahiciliğini- buraya tüm gücümle aktarmaya çalışmalıyım.Somut biçimde kayda geçirip yaşadıklarımın, başka insan teklerinin bilincine değmesini sağlamalıyım. Neden bilmiyorum, bana da, başkalarına da yararı olabileceğine inanıyorum bunun...
Şimdiye kadarki hayatımda bulamadığım ve bulamadığımı fark bile etmediğim her ne var imişse onu tanıyınca öğrendim. Çünkü acı gibi sevinç de bir bilinç sadece bilmeyenin, ne acısından ne sevincinden söz edilebilirdi. Ondan önceki mutsuzluğumu ve ondan sonraki mutluluğumu bilerek onu sevdim, bu yüzden onu başlangıç bilerek sevdim. Onun sadece var olduğunu bilmekten gelen duygu: Harikulade! Var ve benim! Ya Hay! Nasıl çıldırmazdım bu bilginin sevinciyle, canı tenime nasıl sığardı, onu bilmeyerek sevdim..
Bilinç seviyesi ne kadar düşerse fanatiklik de o ölçüde artar.
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Nietzsche'nin "aktif unutma" tezi üzerinde çalışıyordum.Ona göre hayvanlarla insanlar arasında temel bir tarihsellik farkı vardı.Hayvanların tarihselliği yoktu; dün ve bugün arasında bir fark hissetmezlerdi.Bu tarihsel bilinç insana özgüydü ve hayvanları kıskanmamız için bir sebepti.İnsanın geçmişini araştırması acı veren bir deneyimdi.Mutlu olabilmenin tek şartı "unutmayı" başarabilmekti. Hayvanların yaptığı gibi neredeyse hafızasız yaşamak ve mutlu olmak mümkündür ama hiçbir şeyi unutmadan yaşamak imkansızdır...
Sayfa 185
Aşk bir bilinç kaybı değil, kaybın bir bilincidir.
Mucize havada ve suda yürümekte değil, yeryüzünde yürütmektedir. Yeryüzü ve gökyüzünün güzelliğini fark edebilecek bir bilinç ve kalp açıklığındadır.
Önemli olan yalnızca, anlıyorsun ya mutluluk isteğidir, sürekli var olan, kocaman bir tür bilinç. Gerisi, kadınlar, sanat yapıları ya da dünyevi başarılar, yalnızca bahanedir.
Sayfa 128 - Can Yayınları 3. BasımKitabı okudu
Reklam
Halide Edip Hanım, her gece olduğu gibi bu gece de istihbarat raporunu özetleyecekti. Yüzündeki kaygı M.Kemal Paşa'nın içine dokundu. Ümit ve güven verecek bir açıklama yaptı. Her gün karargahta en tehlikeli olasılık hesapları içinde ezilen Halide Hanım'ın kaygısı geçmedi. Ama yüzünden silinip çekildi. Raporu okudu: ''Veliaht Abdülmecit Efendi,
Sayfa 411 - Şu Çılgın TürklerKitabı okudu
Zaten ben de sana bu normalin anormalliğini anlatmaya çalışıyorum.Beynin çalışma prensibine göre;beden yatay pozisyona geçince bizler hemen uyku hormonlarını gönderip seni uyuturuz.Bu emir bize tüm kainatın hakimi olan 'Mutlak bilinç' tarafından geri dönüşü imkansız şekilde verilmişti.Dolayısıyla annen yada bir başkası seni ayağında sallamaya başlayınca biz seni uyutuyorduk.Çoğunlukla uyumamak için ağlıyordun;çünkü sana istemediğin bir şey yaptırılıyordu.Onlar her seferinde uyuman gerektiği için ağladığını zannediyorlardı ve belli bir zaman sonra uyuyordun.Anneler de haklı oldukları konusunda emin oluyorlardı.Sallanınca bir serseme dönüştüğün için uyuduğunu bilmiyorlardı...
Sayfa 124Kitabı okudu
Hatta Doktor Dannyboy daha da ileri gidiyor, tüm ölümlerin yüzde doksanının intihar sayılabileceğini söylüyordu. Hayata karşı merak beslemeyen, var olmaktan çok az sevinç duyan kimseler, bilinç altında hastalıkla, kazayla ve şiddetle işbirliği yapar, onları kendi üstlerine çekerler, diyordu”
Sayfa 194Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.