Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dağın Yamacındaki Büyüleyici Manastır: Sümela Sabahın ilk saatleri, puslu hava eşliğinde servis aracımızla yola çıktık. Sümela Manastırı’nı ilk defa göreceğim için çok heyecanlıydım. Araç yavaş yavaş Trabzon Maçka’ya doğru hareket ederken ben solumdaki camdan Trabzon’u seyrediyordum. Gözlerimin önünden evler, apartmanlar, dükkanlar, okullar,
Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için onu bir köye götürdü. Çok fakir bir ailenin evinde bir gün-bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu: “Yolculuğumuzu nasıl buldun?” “Çok güzeldi babacığım” diye cevap verdi oğlu. “İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?” “Evet.” “Peki ne öğrendin?” “Şunu gördüm” dedi oğlu: “Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahçeye kadar, onlarınki ise ufka kadar uzanıyor.” Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi: “Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için, teşekkür ederim babacığım!”
Reklam
Sen istediğin kadar kelime söyle, istediğin kadar cümle kur. Sınır yok, açmaz yok, korku yok, hayal çok. Gün gelir de bir noktayla bitersin ya işte o zaman anlarsın cümlelerinin aslında ne kadar çaresiz olduğunu. Düşleri çalınanlara..
"Bütün hamdler Allah'a mahsustur. "
Hamd kelimesi genelde "𝗼̈𝘃𝗴𝘂̈" olarak tercüme edilmektedir. Lakin Arapçada övgü anlamına gelen iki kelime daha vardır: 𝗠𝗲𝗱𝗵 ve 𝘀𝗲𝗻𝗮̄. Ancak bu kelimelerin her birinde ince ayrımlar vardır. 1. Hamd kelimesinden farklı olarak medh, cansız varlıklar için de kullanılabilir. Mesela, eğer bir arabayı veya güzel bir gün batımını överseniz, bu
Bir Kaç Naçizane Tavsiye
Ben ne istediğini bilen, ne istemediğini gizlemeyen ve benden istenilene de kendi nezdimde red veya onay verebilen bir kadınım. Benim tutarsız, Aklından, kalbinden ve ağzından ne çıktığı belli olmayan, saygısız ve toksik hiç bir sevgiye, ilişkiye, arkadaşlığa, dostluğa, insanı ilişkiye ihtiyacım yok olamazda. Kıymet vermeyi de öğrendim kıymet
Öncelikle merhabalar ben bugün yeni bir karar aldım ve bu kararı anlatmak istiyorum öncelikle bize ne diyebilirsiniz anlıyorum ama benim tek içimdeki her şeyi yazıp hiç tanımadığım insanların okuyup belki de bir nebze olsa beni anladığını düşündüğüm tek yer burası. Ben kendimi bu birkaç aydır çok kötü hissediyorum yani belki de yaşadıklarımın payı
Reklam
248 syf.
5/10 puan verdi
Yaşamın Anlamı mı? Soru Sorma, Havlunu Kap!
Douglas Adams'ın Otostopçunun Galaksi Rehberi uzayda kaybolmuş bir İngiliz ve galaksi rehberi yazarı uzaylıyla yaşadığı maceraları anlatan, bilimkurgu ve mizahın muhteşem bir karışımı. Kitap, kahkahalara boğarken, varoluşun anlamı, yaşamın değeri ve evrenin absürdlüğü üzerine de derin düşüncelere sevk ediyor. Düşünsene, sıradan bir gün yaşıyorsun ve aniden Dünya patlıyor! Neyse ki, galaksi rehberi yazarı uzaylı arkadaşın Ford Prefect seni kurtarıyor ve uzay boyunca çılgın bir maceraya atılıyorsunuz. Ford, sana evrenin en tuhaf köşelerini gösteriyor ve yolda Vogonlar, Zaphod Beeblebrox ve Trillian gibi unutulmaz karakterlerle tanışıyorsun. Adams, keskin zekası ve kelime oyunlarıyla absürt bir evren yaratıyor. Her şey o kadar garip ve öngörülemez ki, gülmeden edemiyorsun. Ama bu absürdlüğün altında yatan derin anlamlar da var. Adams, yaşamın anlamı, ölüm ve evrendeki yerimiz gibi felsefi sorgulamaları hicivli ve mizah dolu üslubuyla işliyor.
Otostopçunun Galaksi Rehberi
Otostopçunun Galaksi RehberiDouglas Adams · Alfa Yayıncılık · 20207,4bin okunma
415 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
“Bir kelime kararını,bir duygu hayatını,bir insan seni değiştirebilir.”
Yoğun ve sürükleyici olan yeni bir düşünce romanı : Nietzsche Ağladığında. Edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Sahne Psikanalizin doğumu arifesindeki 19. yüzyıl Viyana'sı. Entelektüel ortamlar. Hava soğuk. Aktörler: Nietzche: Henüz iki kitabı yayımlanmış, kimsenin tanımadığı bir filozof. Yalnızlığı seçmiş.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
Belki de insan herşeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla...
(...)Beni rahatsız etmiyorsunuz. Tam tersine, bazen yalnız olmadığıma seviniyorum. On gündür tek bir kelime bile konuşmadım...aslında yıllardır...artık o kadar zor geliyor ki bu, belkide insan herşeyi içine atmaktan boğuluyor zamanla... Artık kamaramda duramıyorum o... O tabutun içinde...artık yapamıyorum...öte yandan insanlarda katlanamıyorum, çünkü bütün gün gülüyorlar... Şuan bunu kaldıramam...sesleri kamaramın ta içine kadar geliyor ve ben kulaklarımı tıkıyorum...kuşkusuz, bilmiyorlar ki...neyse işte bilmiyorlar ve de zaten yabancıları ne ilgilendirir ki bu...
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
70 bin kelime-i tevhid fazileti
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, 70 bin Kelime-i Tevhid çekmiş, fakat sevabını hiç kimsenin ruhuna bağışlayıp hediye etmemişti. Duası edilmemiş öyle bekliyormuş. Bu muhterem zat, bir gün bir ziyafette yemek yerken, hâl ve keşif ehli, irfan sahibi bir gencin, elini yemeğe götürür götürmez ağlamaya başladığını görmüş. O gence : “Ne oldu, bir derdin mi var? Hasta mısın, bir yerlerin mi ağrıyor?” falan diyenlere genç: “Cehennemi gördüm Annemin orada azap çektiğini gördüm, görüyorum onun için ağlıyorum” diye cevab vermiş.Allah (CC) dostu okuduğu Kelime-i Tevhid'in sevabını hemen bağışlamış: “Ya Rabbi (CC) Biliyorsun ki, Tevhid kelimesini (Lâilâheillallah) cümlesini 70 bin kere okudum. İşte onun sevabını bu çocuğun annesini ruhuna azabtan kurtulması için hediye ediyorum” diye hediye etmiş.Allah(CC) Hzleri’nin sevgili kulu bu hediyeyi eder etmez, çocuk gülümsemiş ve “Annem cehennemden kurtuldu” diye sevinmiş. Ve yemek yemeye başlamış.Allah (CC) dostu bu muhterem zat: “70 bin Kelime-i tevhid'i okuyan ve okuyup başkasına hediye edildiği takdirde cehennem azabından kuruluşa sebep olur” Hadis-i Şerifi aklıma geldi ve okudum ve Hadis'in doğruluğunu kendi gözlerimle gördüm” demişti. Ey Hak yolcusu kardeş Kelime-i Tevhid okuyan cennete girecek ve Allah (CC) Hzleri’nin lütfuna erecektir .70 bin Kelime-i Tevhid okumak Allah (CC) Hzleri’nin dostu ve ehli olan muhteremlerce malumdur .Hatta halkımız arasında 70 bin Kelime-i Tevhid okumak meşhurdur
Nurlu Öğütler
Nurlu ÖğütlerMuhyiddin İbn Arabi · Şadırvan Yayınları · 2010166 okunma
Reklam
"Usanmak, vazgeçmek, umursamamak. Bu üç kelime eğer bu sırayla dizilmişse artık bir insan yaşamında, sevilmeyi özlemeye başlamıştır. Sadece şefkatli bir ses ve o sesin tek bir hecesi bile yeter yağmurlu bir günü güneşli bir gün yapıvermeye.."
MUS‘AB BİN UMEYR’İN (R.A.) İSLÂM’A HİZMETLERİ -1
İslâm dini, Arabistan’ın her tarafında ve husûsiyle de Medîne-i Münevvere’de pek süratle yayılmakta idi. Evs ve Hazrec kabileleri Ashâb-ı Kirâm’dan birinin Medîne’ye gönderilmesini talep ettiler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, onlara, Kur’ân-ı Kerîm’i ve İslâm âdâbını öğretmek üzere Mus‘ab bin Umeyr’i (r.a.) gönderdi. Hz. Mus‘ab (r.a.),
BUGUN DÜNDEN FARKLI OLMALI . . .
Bugün dünden daha farklı olmalı. Adının cumartesi değil, Pazar olması dışında. Vişne reçeli yerine, çilek reçeli yenmesinden başka. Eve başka bir yoldan gitmenin haricinde. Bugün dünden farklı olmalı. Bugün yeni umutlarım olmalı. Belki ayakları yere basmayan, belki “Amma da uçmuşsun” dedirtecek cinsten. Hayâlperest olmakla suçlanmak
"Hiç uykum yok. Hiç uyuyamıyorum. Domuz gibi içiyorum. Ama gözlerimi kapalı bile tutamıyorum. Sabaha beş saat var. Annemi düşünüyorum. Nerededir şimdi? Aynada kendime bakıyorum bazen. Ve tek kelime etmesem bile vücudum yaşadıklarımı, hayattan ne anladığımı anlatmaya yetiyor. Sağ omzuma kendi çizdiğim kelebek, beğenmediğim için üzerine attığım çarpı işareti ve altında aynı kelebeğin bir Japon tarafından çok daha iyi işlenmişi. Sol dirseğimin iki parmak yukarısındaki kurşun yarası. Bileklerimdeki otuz dört dikiş. Medeniyeti bir aralar, herkes gibi yaladığımı kanıtlayan apandisit ameliyatımın izi. Ve sırtımı kaplayan, Tanrı'nın yüzü. Bilmiyorum... Hızlı yaşadım. Ama genç ölmekten çok, hızlı yaşlandım! Ancak hayattayım. Kayra, bir gün bana 'Mutsuzluğuna hiçbir çare aramıyorsun' demişti."
"Ondan başka hiçbir kadının bana dokunmadığını biliyor musunuz? Hiç sevilmediğimi, hiç dokunulmadığımı? Tamamen gözlerden uzak bir yaşam sürmenin nasıl bir şey olduğunu biliyor musunuz? Kimseyle tek kelime etmediğim günler çoktur, yalnızca belki bir iki defa Gasthaus sahibine ‘Gut en M örgen’ ve ‘Guten Abend’ dediğim olur. Evet Josef, ‘Yer yok, yurt yok’ sözlerinin anlamını doğru yorumladınız. Ben hiçbir yere ait değilim. Evim yok, her gün konuşabileceğim arkadaş grubum yok, bana ait bir şeylerle dolu bir dolabım yok, aile ocağım yok. Hatta vatanım bile yok, zira Alman vatandaşlığından çıktım, ama hiçbir yerde, İsviçre pasaportu alabilecek kadar uzun kalamıyorum.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.