Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
yakarış
Türk Tanrısı! Türk Yersuları! Umay! Yarın için bana güç verin! Öcüm yağıda kalmasın! Budun tutsak olmasın…Kana kan vuruşayım. Doya doya kırışayım. Can gövdeme yük oldu. Bir umudum sende kaldı. Sonsuz karanlığımı aydınlat! Sönmez ışığından bir damlasını yoluma fırtlat! Ocağımı söndür de budunu yaşat!.. Türk Tanrısı! Can senin olsun, gözlerimi ver! Yıllarca neler çektim, kimse bilmedi. Gözlerim ışık aradı ama bulamadı. Gözsüz at koşturdum, gönül tat almadı. Her şeyden vazgeçtim. Yalnız bir savaşlık ışık ver. Türk Tanrısı! Göğün rengini, güneşin parlaklığını, gecelelerin süsü olan yıldızları, yeşil ağaçları, hatta arkadaşlarımı, yakınlarımı, oğlumu bile gösterme. Yalnız ben ölünceye kadar yağıyı göster. Sadağımdaki ok, kolumdaki güç, damarlarımdaki kan tükeninceye kadar yağıyı göster...Beni kendimden utandırma! Budunu yendirme! Yağıyı sevindirme!..
Sayfa 362 - ÖtükenKitabı okudu
Yeni bir dünya için vazgeçtim her şeyden.
"Yeni bir dünya var, anlıyor musun Olric? Her şeyi geride bırakmak gerekiyor."
Sayfa 348
Reklam
Ben her şeyden ne zaman vazgeçtim? Bir yerlerden döndüm sanki ve kimseleri bulamadım. Gidip gidip geri dönüyorum, kimse olmuyor. Yılmadan yürüyorum, trenlere, uçaklara, gemilere biniyorum; sonra, artık zaman doldu, diyorum, dönebilirim. Geri dönüyorum: Kimseler yok. Her dönüşte biraz daha eksiliyor şehir. Yollar bitiyor, telgraf direkleri, ağaçlar... Çıplak bahçelerde çöl ya da kutup rüzgârları...
Sayfa 242Kitabı okudu
Yaşamımın sürekli talihsiz bir kaza nedeniyle değişmesinden çok yorulsam da artık bununla kavga etmiyorum. Artık hiçbir şeyle kavga etmek gelmiyor içimden. Ellerimi kaldırdım, teslim oluyorum. Savaşmayı bırakan insana kim ne yapabilir ki? Yenilmek kadar büyük özgürlük yok, şimdi kazananlar düşünsün Osman. Böyle konuşuyorum diye sakın her şeyden vazgeçtim sanma. Bilakis, galiba dünyanın nasıl bir yer olduğunu daha yeni yeni anlıyorum. Başta da söylediğim gibi, geçmişten geleceğe doğru giden zaman yolcularıyız işte. Uzay turisti gibi bir şeyiz esasen, bence kulağa eğlenceli geliyor. Bütün bunlar senin de aklına yatıyorsa birlikte krediye girip bir uzay mekiği almamıza ne dersin Osman?
Spoiler! (Her okuyuşumda ağlıyorum)
"'Kazandın demek, ha?' dedi dalga geçer gibi. 'Cyra Raiden'ı mağlûp etti, öyle mi?' Acıyla kahkaha atmaya çalıştı läkin yüzünü buruşturdu. Tüm bu olanlardan sonra onun için üzülmeyeceğimi sanırdım ama yanılmışım. Kalbimin bir parçası kesilip atılıyordu sanki. Ellerimi uzatıp başını tuttum ve kucağıma doğru
Kent Kitap
“Yoksa siz de mi yaşadınız bunu?” “Ben mi? İki kez hapse girdim,” dedi teyze hüzünlü, hoş bir gülümsemeyle. “İlk kez yakaladıklarında, ki hiç suçum da yoktu,” diye devam ediyordu teyze, “yirmi iki yaşındaydım, bir bebeğim vardı ve hamileydim aynı zamanda. O zaman özgürlükten yoksun kalmak, bebeğimden ve kocamdan ayrı düşmek bana ne kadar zor
İş bankası yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben yazarak vazgeçtim her şeyden ,bir yazmaktan vazgeçemedim .Ve inan hiç gocunmuyorum buna.
Vazgeçmek... Nasıl da güçlü bir kelimeydi. Söylerken bile kalbi titremeli insanın. Vazgeçtim... Neyden? Hayallerimden, pek çok şeyden... “Neden ben?" diye sormaktan... Vazgeçtim.
Sayfa 213
ZORBA- NİKOS KAZANCAKİS
*Hiçbir şey ummuyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum. ÖZGÜRÜM... * Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır. *Tam ve namuslu düşünceler, sessizlik , ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman : ''Ayıp çocuklar , ısırmayın!'' demek kolaydır. Ama otuz dişin olunca...
Sonra vazgeçtim. Çünkü sene başında, eylülde, eylülün on sekizinde, yine bir perşembede, hava yağdı yağacakken, okulun penceresine bakmağa hüküm giymiş yarı çıplak bir kavağın dibinde, Aysel'le tanışmıştım. Koyu, yoğun bakmıştı. Derin bir ırmak akmıştı. Kulaklarımda günlerce hep o sesle dolaşmıştım. Derslere geç kalmıştım, kendimi tenha köşebaşlarında kara, fırtınaya hırpalattırmıştım. Tuvaletlerde gizli gizli sigara içmiştim. Mümtaz Bey'e anlatmıştım bir akşam, hurufatı kasadan kumpasa dizip kurşun satırları oluştururken, aralarına anterlin sıkıştırırken, bana bakmadan, kolaycana, git konuş demiş, şarabından bir bardak doldurup önüme sürmüştü. Ufaklıklara kitap okumamış, birkaç gece üst üste boğuşmuştuk, annemin kuru köftesine, pilavına bahaneler bulmuştum. Sonra bir gün annemle babamı birbirlerine kaş göz işareti yaparken yakalamıştım. Edebiyat dersinde Cahit Sıtkı'nın "Otuzbeş Yaş"ını çözümlerken, Ferhunde Hanım, çocuklar, gördüğünüz gibi, ben de yarı yoldayım demişti yine gülerek. Ve aniden yarı yola on yedi kaldığını algılayıp paniğe kapılmış, dersten sonra gidip Aysel'i bulmuş, karmakarışık bir sürü şeyden bahsetmiştim. Anlamıştı.
Sayfa 103 - DağKitabı okudu
Reklam
"İnsan olmaktan vazgeçmiştim," dedi. "Amacım kendi hayatımı çevremden ayrı tutmak, hiçbir şeyin bana acı çektiremeyeceği bir evrende yaşamaktı. Bağlı olduğum, önem verdiğim her şeyden birer birer vazgeçtim. Sınırsız bir kayıtsızlığa kavuşmak istiyordum; beni her türlü saldırıdan koruyacak yüce bir kayıtsızlığa."
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.