Aşkın kendisine değil, yalnızca gölgesine ulaşabilenlerin romanı…
Kitabın teması; sürgün, baş kaldırı ve Kürtlerin maruz kaldığı haksızlık.
1922 yılı, kitabın ana karakteri Büyük İskender lakabıyla tanınan Van’lı, Memduh Selim Bey’dir.
Memduh Selim Bey ülkesinden sürgün edilmiş, dönüş umudunu hiç kaybetmeyen, nişanlısı Feriha’ya kavuşmak için gün sayan fakat bir yandan da ideolojisi uğruna kavuşma gününü sürekli erteleyen bir Kürt aydını.
Kitabın hikayesi çok içimizden, yaşanılanlar çok tanıdık. Bazen seçme şansın olmaz yaşanılanlar sana bir hayat yaşatır ve bunu kabullenmekten başka bir yol olmaz. Bu kitabın kurgusu bunu çok iyi anlatıyor.
Mehmed Uzun diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da kendi kültürünü, anlattığı hikayeye yansıtmış.
Siyasi kurgu olarak beğendiğim bir kitap oldu.
“Ancak hala umut ediyor. Hala günün birinde,
her şeyin değişebileceğine inanıyor.
Ya bir gün aşk yeniden yüreğini ısıtacak;
ya da bu derin yara öldürecek onu…”