Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
238 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
27 günde okudu
Puslu Sözlük
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor... İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Reklam
88 syf.
·
Puan vermedi
Söz gümüşse sükût altındır.
Son derece hoş bir dille yazılan, bolca nükte, iğneleme barındıran bir eser olan "Gevezeler ile Meraklılar" kitabı, ilk bölümde gevezelerden bahseder, sözün ne denli kıymetli bir şey olduğundan bahsedip, boşa edilen sözlerin ancak kişiye zarardan başka bir şey getirmeyeceğini söyler durur. Kendinden önce gelenlerden bir sürü alıntılar
Gevezeler ve Meraklılar
Gevezeler ve MeraklılarPlutarkhos · Kırmızı Kedi · 2017276 okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Kitabın ilk %70'lik kısmı gayet sakin, belki sürükleyicilik sevenler için biraz durgun hissettirebilecek türdendi. Geri kalanı ise; her şeyiyle ters köşe yapan, karakterler-olaylar hakkında vardığınız sonuçları tepe taklak eden bir kısımdı. Maria Purder ilginç bir karakterdi; hakkında çok gittim geldim, düşüncelerim ile çok çeliştim. Nihayetinde kitabın sonunda yine aynı çelişkiyi yaşattı yazar bana. Raif Efendi ise kendine, çevresine acımasız olan; pesimist bir karakterdi. Onun dışında, yazar size sonuçları tahmin etmeniz için açık kapı bırakmıştı ama bunu öyle bir ustalık ile başarmıştı ki; yukarıda da belirttiğim gibi ters köşe yaptığı noktalar bulunmaktaydı. Yazarın, duygu ve düşüncelerini okuyucuya aktarma şekli mükemmeldi. Yapmış olduğu benzetmeler, örneklendirmeler; özlü söz diye adlandıralabilecek cinstendi. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim: böyle duygusal, dramatik bir aşk hikayesine; aralarda güldürecek birkaç cümle serpiştirmesi de çok hoştu. Yani biraz nükte, çokça dramın birleşimi bir roman..
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2023313,8bin okunma
Biraz Da Nükte..
Dervişe "Allah'la aran nasıl?" diye sormuşlar, "Nasıl olsun, hep onun dediği oluyor" demiş... Vesselam..!
Bir çat kapı yalnızlığı Ses akustik, mesafe darlayan Misilleme yapan nükte Gözümün nuruna vurulmuş bir sekte Sek içiyorum hayatı Sensizliğe bir damla kattığım içerikler Deseni eksik görselin yapbozları Her şeyden biraz sen ekliyorum senli cümlelere Montuma döküyorum sıcaklığını Güleryüzüme kazıyorum gamze çukurlarını Tatların naif
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
BİR NÜKTE sayfa= 25
Bir gün Peygamberimize, Ebu Cehil rastlamış ve şöyle söylemişti: -Ya Muhammed ne kadar çirkinsin. Senin gibi çirkin bir adam görmedim. Resulullah (a.s.m.) ona: -Haklısın, buyurmuştu. Biraz sonra Hz Ebubekir (r.a.) efendimiz peygamber aleyhisselam'a rastladı. O da görür görmez: -Ya resulallah; ne kadar güzelsiniz, dedi. Peygamber efendimiz ona da aynı cevabı verdi: -haklısın. Bu iki cevaba da şahit olan ashabı kiram hayretle sordular: - Ya Resulullah! Ebu Cehil "ne kadar çirkinsin" dedi, " haklısın" dediniz. Ebubekir" ne kadar güzelsin" dedi ona da "haklısın" dediniz. Sebebi nedir? Buyurdular ki: - Ben bir ayna gibiyim bana bakan kendisini görü. Dolayısıyla Ebu Cehil baktı kendisini gördü ve çok çirkinsin dedi, haklıydı. Ebubekir baktı o da kendisini gördü, çok güzelsin dedi, o da haklıydı. Onun için öyle cevap verdim buyurdu.
Ruh Ziynetleri
Ruh Ziynetleri
Tuğba Akbey İnan
Tuğba Akbey İnan
Ruh Ziynetleri
Ruh ZiynetleriTuğba Akbey İnan · Nesil Yayınları · 2021510 okunma
531 syf.
10/10 puan verdi
·
14 günde okudu
“Hangimiz şuurlu bir Müslümanız?“
Öncelikle Cengiz Numanoğlu'nu tanıyalım. 1941 yılında Antalya'nın Serik ilçesinde doğmuş. İlk ve ortaokulu Akseki, liseyi Bursa Işıklar Askeri Lisesi'nde tamamlamış. 1962 yılında Kara Harp Okulu'nu bitirerek ordu saflarına katılmış ve 1982 yılında, kendi isteğiyle Kıdemli Binbaşı rütbesinden emekliye ayrılmıştır. 1988 yılında
Şuur
ŞuurCengiz Numanoğlu · Sahhaflar Kitap Sarayı · 202171 okunma
Bir çat kapı yalnızlığı Ses akustik, mesafe darlayan Misilleme yapan nükte Gözümün nuruna vurulmuş bir sekte Sek içiyorum hayatı Sensizliğe bir damla kattığım içerikler Deseni eksik görselin yapbozları Her şeyden biraz sen ekliyorum senli cümlelere Montuma döküyorum sıcaklığını Güleryüzüme kazıyorum gamze çukurlarını Tatların naif
Sembolizmin manifesto şiiri. Haşim şiiri :)
ŞİİR SANATI Musiki, her şeyden önce musiki; Onun için tekli mısradan şaşma. Kıvrak olur, erir havada sanki; Ağır aksak söyleyişe yanaşma. Kelime seçerken de meydan senin;
Reklam
Edebiyat Dergilerindeki İzdiham
Can Yücel, Ahmet Arif gibi şairler imzalı muhtelif şiirimsilere sosyal mecralarda rastlamaya alışmış, onlarla mücadele etmenin boş olduğunu kabullenmiştim aslında. Gelgelelim
İzdiham Dergisi
İzdiham Dergisi
sitesinde de “Bağlanmayacaksın” kadar meşhur Herkes Gitmek İstiyor’a (1) denk gelince, pek adetim olmasa da, altına sâfiyâne
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
NÜKTE: Tembelin Kabul Ettiği Teklif!
Tembel bir adam, bir arkadaşına misafirliğe gitmiş. Ev sahibi evde tek başına olduğundan yemek vakti gelince biraz et ve pirinç çıkarıp tembele demiş ki: Şu eti sen doğra, ben de gidip ocağı yakayım. Seninle, bir etli pilav pişirelim, olmaz mı? Ben et doğramasını bilmem. Öyleyse şu pirinci ayıkla. O da elimden gelmez!    Ev sahibi, hepsini kendi yapmış. Yemek piştikten sonra, demiş ki: Kalk, bari sofrayı kuruver. Birader, sofrayı nasıl kurarlar, onu da bilmem!    Ev sahibi, sofrayı da kendisi kurup tabakları koyduktan sonra: Gel, yemek yiyelim, deyince tembel, o anda yerinden fırlayıp sofraya oturmuş: Her teklifini reddettim. Bunu da reddedersem olmaz, gücenirsin, demiş.
Bâbıali'nin eli sıkılığıyla da ünlü gazate sahiplerinden Halil Lütfi, nasıl olmuşsa Yahya Kemal'i yemeğe çağırmış. Üstat, onun ününü bildiği için bu çağrıya pek şaşmış ama yine de gitmiş. Sofraya oturunca bu şaşkınlık iyice artmış. Çünkü tüm yiyecekler birkaç lokmada, tüm içkiler de birkaç yudumda bitivermiş. Yahya Kemal, biraz oturduktan sonra kalkmak için izin istemiş. Halil Lütfi verdiği ziyafetten hoşnut, onu kapıda uğurlarken: — Teşekkür ederim. Sizi yine yemeğe çağırmak isterim, herhalde kabul buyurursunuz? demiş. Gözleri parlayan Yahya Kemal: — Elbet kabul ederim. diye yanıtlamış. İsterseniz hemen şimdi!..
Bir gün Orhan Veli, Boğaz vapurunda üstada rastlar. Ordan burdan biraz konuşurlar. Söz dönüp dolaşır edebiyata gelir. Yahya Kemal, yeni şiirleri olup olmadığını sorar. Olumlu yanıt alınca bunlardan birini okumasını ister Orhan Veli'den. O da hiç nazlanmadan okur. Divan edebiyatı çeşnisinde yazdığı "Efsane" şiiri şöyledir: Bir zamanlardı bu gamhanede bir dem vardı Gece sahilde sular fecre kadar çağlardı O çağıltıyla beraber döğünürken def ü çenk Bir güneş dalgalar üstünde doğar rengârenk Mavi bir gökyüzü titrerdi güzel bir histe Rindler, muğbeçeler mest bütün mecliste Ve o âfetle bütün kahkahalar nağmeleşir O gürültüyle sular çalkalanır çağlardı Bir zamanlardı bu gamhanede bir dem vardı Lâkin artık o hayal âlemi bir efsane Ses seda yok bu değil sanki o devlethane Üstat, şiiri dinler. Çok güzel bulduğunu söyler Orhan Veli'ye. Ardından da ekler: — Biraz daha gayret etseniz bu alanda bizi de geçeceksiniz... Orhan Veli'nin yanıtı onun canını sıkacak kertede anlamlıdır: — Aman üstadım, biz ciddiye almıyoruz bunları, alay olsun diye yazıyoruz!
127 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.