"Bu memlekette değerli ve başarılı yaşamak için Türk'ten başka bir şey olmak gerekiyor. Memleketimizde Alman, İngiliz, Fransız, Rus nüfuzu her gün bizi biraz daha katlayarak boğuyor. Her birimiz pek sebebini bilmeyerek bu yabancı milletlerden birinin taraftarı, gafilce övücüsü, isteklerinin destekleyicisiyiz. Onlarınsa şüpheli iyilikseverlikleri ve maksatları istekleri açısından neredeyse birbirinin aynıdır."
Doğrusu, dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım.Fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir bence... Bilmem sen ne dersin....
Sayfa 21 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben ki her nisan bir yaş daha genç, Her bahar biraz daha âşığım; Korkar mıyım? Ah dostum, derdim başka...
“Bunun için Tanrı’ya şükürler olsun,” diyen Joe, Janey’ ye aklını başından alan bir öpücük verdi. Janey onun saman sarısı saçlarını parmaklarıyla kavrayıp canını yakacak kadar çekiştirdi, ama Joe’nun umurunda olmadığını biliyordu. “Beni yatağa götür, Joe. Seni istiyorum. Hemen şimdi.” Birbirlerinin giysilerini parçalarcasma çıkarırken Joe’
Sayfa 55
“Biraz daha uyusam ve tüm bu saçmalıkları unutsam nasıl olur acaba? “
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Attığım her adım, yaşadığım her dakika sona biraz daha yaklaştırıyor beni. Nehirler sona doğru akıyor, yollar sona doğru gidiyor. Sonun habercisi mevsimler ve bu içe kapanış sonun başlangıcı. Belki biraz önce dinlediğim son şarkıydı. Ama son hüzün değildi, anlıyorum. Hüzün şarkılarını bitirirken eşiğine geldiğim sondan, senin sonsuzluğunu selamlıyorum. Sonsuzluğunu ve ölümsüzlüğünü...
Sayfa 197 - Hüzün Şarkıları - 12Kitabı okudu
Reklam
Bu memlekette değerli ve başarılı yaşamak için Türk'ten başka bir şey olmak gerekiyor. Memleketimizde Alman, Ingiliz, Fransız, Rus nüfuzu her gün bizi biraz daha kaplayarak boğuyor. Her birimiz pek sebebini bilmeyerek bu yabancı milletlerden birinin taraftarı, gafilce övücüsü, isteklerinin destekleyicisiyız. Onlarırısa şüpheli iyilikseverlikleri ve maksatları istekleri açısından neredeyse birbirinin aynıdır.
Julia, ona doğru kıvırta kıvırta yürürken Clay'in göğsünden bir hırıltı yükseldi. Onun mükemmel be- deni; Clay'in hiçbir zaman bıkmayacağı bir şeydi. Julia durdu, ellerini onun omuzlarına koydu ve göğüsleri Clay'in yüzüne değene kadar eğildi. Bir sıcaklık tüm bedenine yayıldı ve Clay, ona ulaşmaya çalıştı, ona dokunmaya can
Sayfa 293
onu en küçük bir şeyden, bir bakıştan, bir tebessümden, bir hiçten kıskanıyordu; onun hayatına en uzak bir bağı olan şeylere karşı kalbinde derin bir düşmanlık hissediyordu. bazen en adi bir sebep, onun ufak bir durgunluğu, zihninde hülyalarını tehdit eden şüpheler uyandırır ve bu saatlerce devam eden buhranlara vesile olurdu. hiçbir şey onu teselli edemiyor, ufak bir vehim, zihninde büyüyerek, ehemmiyet kazanarak müthiş bir ihanet şeklini alıyordu. artık biraz seyrek geliyor, onu eskisi kadar özlemiyordu ve genç kadın buna daha çok güceniyor, derin bir isyanla kendi kendini yiyor, harap ediyordu. bazen geçici olarak sakinleştiği zaman düşünürdü. herhalde o da biraz fazla yapıyordu.
Hayatta daha sonraları, biraz huzur beklersiniz, değil mi? Buna layık olduğunuzu düşünürsünüz. Ben de düşündüm. Ama öte yandan liyakatin ödülünün hayatın işi olmadığını anlamaya başlarsınız. Bundan başka, gençken, yaşın getireceği olası acıları ve kasvetleri öngörebileceğinizi düşünürsünüz. Kendinizi tek başınıza, boşanmış, dul kalmış olarak hayal edersiniz; çocuklar sizden uzakta büyümekte, dostlar ölmektedir. Statü kaybını, arzu kaybını ve arzulanabilirliğin kaybını hayal edersiniz. Daha da öteye gidip kendi yaklaşan ölümünüzü, çevrenize hangi dostlarınızı toplarsanız toplayın ancak tek başına yüzleşilebilen ölümü düşünebilirsiniz. Ama bütün bunlar ileriye bakmak oluyor. Yapmayı başaramadığınız şey, ileriye bakmak ve sonra da kendinizi o gelecek noktasından geriye bakarken hayal etmek. Zamanın getirdiği yeni heyecanları öğrenmek. Sözgelimi, hayatınıza tanık olanlar azalırken, şimdi ya da bir zamanlar ne olduğunuz hakkında daha az doğrulama, dolayısıyla daha az kesinlik olduğunu keşfetmek. Düzenli olarak kayıtlar tutmuş olsanız bile -sözcükler, sesler ve resimlerle- yanlış türden bir kayıt tutma işine girişmiş olduğunuzu fark edebilirsiniz. Adrian'ın alıntı yaptığı cümle neydi? "Tarih, belleğin kusurlarının, belgelemenin yetersizlikleriyle buluştuğu noktada üretilen o kesinliktir."
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.