Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üsteğmen Faruk, cepheye yeni gelen askerleri denetlerken bir yandan da onlarla sobbet ediyor, "Nerelisin?", "Kaç kardeş siniz?" gibi sorular soruyordu. Gözleri bir ara, saçının ortası kırmızı olan bir delikanlıya takıldı. Delikanlıyı yanına çağırdı ve merakla sordu: "Adın ne senin evladım?" Delikanlı, hazır ol
getirmiş ve onları kadı karşısına çıkarıp başından geçenleri anlatarak üç dervişi hırsızlıkla suçlamış. Kadı, devecinin ifadesini yerinde bularak üç ermişi deveyi gasbetme suçundan hapse atmış. Kısa bir süre sonra adam devesini arazide başıboş dolaşırken bulmuş ve dervişlerin salıverilmelerini temin maksadıyla mahkemeye başvurmuş. Daha önce
Sayfa 127
Reklam
Bir söz daha, yalnız bir söz, diyerek omuzlarımdan tuttu. Bu defa tavrı, hareketi büsbütün başkaydı, beni koltuğa oturttu. Bana doğru eğilerek: – Onlara dair bir şey duydunuz mu, anlıyor musunuz, diye sordu. Kendimi tutamadım: – Ha, evet, Dergaçev. Bu işte Stebelkov’un parmağı vardır, diye bağırdım. – Evet, Stebelkov ve… Siz bilmiyor
Beden eğitimi fenaydı, voleybolsa en fenası. Beth topa bir türlü düzgün vuramıyordu. Ya topa sertçe şaplak atıyor ya da rasgele sektiriyordu. Bir keresinde parmağını o kadar kötü incitti ki hemen şişiverdi. Kızların çoğu kahkahalarla bağrışarak oynuyor ama Beth aynısını hiç beceremiyordu. ... Haksızlıktı bu. Sportmenlik Beth'i hiç
1887, SELANİK O gün, Mustafa'nın babası Ali Rıza Bey çok sevdiği karısına ilk kez sesini yükseltti. "Zübeyde, Zübeyde! Mahalle mektebine göndermeyelim Mustafa'yı. Verelim çağdaş bir okula, zihni açılsın, ilim fen öğrensin.' Okuma yazma bildiğinden mahallede "molla" diye de anılan ve benim de tanıdığım zaman annem kadar seveceğim
“Biz Bu Davanın Enayisiyiz!”
- " (…) 1 Şubat’ın mânâsı, bende 1990, derken 1991 ve sonra 1992’de meydana gelen olaylarla… En iyisi kuru tesbit: 1 Şubat 1983, Üstadım’ın İstikbâl İslâmındır isimli eserimi tamam hâlde istediği ve bana ikinci defa mühlet tanıyarak iade ettiği gün… O kadar silik bir gün ki, hatıramda sadece tamamladığım esere mühlet verişi kaldı… 1990 ise,
Sayfa 450 - 454 İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Deli Kız'ın Türküsü*
Çıkarım nişanlım geliyor diye, Henüz ötüşürken köyde horozlar, Girerim yastığım bekliyor diye, Geç vakit merâdan dönerken yozlar. İçimde tutuşmuş bir demet saman, Bulutlar göğsümden yükselen duman; Sanırım, yollara baktığım zaman,
Oğuz Atay - Tutunamayanlar (Şeyh Bedrettin Destanı / Nazım Hikmet)
1. Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi, duvarda mavi bir bahçe gibi Kütahyalı çiniler, gümüş ibriklerde şarap, bakır lengerlerde kızarmış kuzular nar idi. Öz kardeşi Musayı ok kirişiyle boğup yani bir altın leğende kardeş kanıyla aptest alarak Çelebi Sultan Memet tahta çıkmış hünkâr idi. Çelebi hünkâr idi amma Âl Osman ülkesinde
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Milletvekili Olacak Vali Nutkundan Bellidir
Üç saattir, dört cip yoldaydı. Köy kahvesinin önünde cipler durdu. Vali, öndeki arabadan indi, ikinci arabadan mektupçu, defterdar, emniyet müdürü, candarma komutanı indiler. Tarım müdürü, sağlık müdürü, eğitim müdürü, lise müdürü, postane müdürü, tapu kadastro müdürü ve öbür müdürler de arkadaki arabadaydılar. Cipleri gören köylüler,