En büyük milletler'de en muharip milletlerdi.bizde muharip milletlerden biriydik.dünyada kılıç her şeydi ve Gaye cihangirlikti,biz de Cihangir olacak dünyayı zapt edecektik.sınıfların duvarlarında Fatih'in Yavuz Selim'in napolyon'un resimleri asılıydı.padişah en büyük muharip ve gazi olarak anılırdı. devletimiz bir imparatorluktu,bu Cihangir devleti atalarımız bir aşiretten çıkarmıştı. onu korumak ve dahada büyütmek en büyük vazifemizdi.
İçinde bulunduğumuz çağ, “şimdi"yi yaşamamıza fırsat vermiyor, her şey gelecek için yapılıyor. Bu durumun bizde yarattığı zorlanma duygusu da, bizim ihtiyaçlarımızın çocuklarımızın ihtiyacından önce gelmesine, bu yüzden onları acele ettirmemize neden oluyor. Çocuklarımızı kolayca şekil ve kıvam verilebilir, her türlü eğip bükmeye müsait varlıklar olarak algılıyoruz. Dolayısıyla da, onlardan bizim ihtiyaç, program, ilgi ve bakış açılarımıza uymalarını bekliyoruz. Sonuç ise fazla programlanmış, endişeli ve mutsuz çocuklar.
Bu yapılan düzenlemeler arasında en önemlisi de çalışan kadınların alacağı ücretlerin düzenlenmesi. Kadınlar
o zamana kadar erkeklerin yarı ücretini alırken, bu kez erkeklerle eş ücret almaya başlıyorlar. ¹⁷
17 Bu uygulama İngiltere'de ancak 1975'de başlıyor. Bizde ise Cumhuriyet ile.
İnsanlık için mutlaka ki koku duyusunun kusursuzluğunun gerilemesi öngörülmüştü ama bu durum neden kontrol edilemesindi? Başka hiçbir duyumuz koku duyusu kadar fikir çağrışımlarına yol açmaz, dolayısıyla koku duyumuzun bizde belli düşünceleri ve duyumsamaları harekete geçirmesi amaçlı sanatsal kullanımı mantıklıydı.
Kadınlar çok uzakta. "İyi geceler" kokar çarşafları.
Masaya ekmek koyarlar yokluklarını hissetmeyelim
diye.
Sonra anlarız suçun bizde olduğunu. Sandalyeden
kalkıp
"Bugün çok yoruldum," deriz ya da "boş ver, lambayı
ben yakarım."
Uğraştık ticaretle,
Eskimo'ya buz sattık.
iktisadı gör bizde,
Bahr-ı Lut'a tuz sattık
Altınlar oldu bakır.
dışarıdan buğday alıp, dışarıya muz sattık.
Babamın adı Hıdır,
Elimden gelen budur!
Tam bir kitap kurduydu. Haftada en az bir kişisel gelişim kitabı okurdu.
İstisnasız hepsini dostlarına ve komşularına tavsiye etmeyi alışkanlık hâline getirmişti.
Sümer'de yer altındaki ölülerin ruhları için yiyecek ve kurbanlar sunulmazsa onlar yeryüzüne çıkarak insanları rahatsızlık veriyorlar. Ölenlerin arkasından çok fazla ağlayıp sızlanmak onları sıkıyor. İslamiyette de Ölüler için yapılan dualar kurbanlar Bu inanışın bir devamı. Bizde de "çok ağlayıp ölünün ruhunu rahatsız etmeyin" sözü vardır
Ayrıca bizde maalesef şöyle bir zihniyet sahipleri vardır. İyi, güzel, doğru bir şey varsa, hele bu Batı'da da varsa hiç tereddütsüz kabul ederler. Ama bu şeyi İslam da söylüyor dediniz mi, birden bire hiddetlenmeye başlarlar. Çünkü, Batı hayranlığı ve İslam düşmanlığı bozuk zihniyetlerin temelini oluşturur.