“Enine boyuna yapısıyla herkesin önderiydi,
ama tatlı dilli bir konuşmacıydı: Hekademos’un
ağacına tünemiş, tatlı ezgiler yayan
ağustosböcekleri gibiydi tastamam.”
-Phliuslu Timon’ın, Platon hakkındaki cümleleri.
1. Platon Kimdir?
“…derler ki adalet kurdun hakkını da savunmayı gerektirir.” (sayfa 62)
M.Ö. 428 ya da 429’da doğduğu düşünülen
Nigâr Hacızade
Belaruslu gazeteci-yazar Svetlana Aleksiyeviç, savaşı, şahidin anlatma yükümlülüğünü, edebiyatını, ömrü boyunca yanı başında olan sesleri anlatıyor.
Kaybedilmiş Bir Savaş Üzerine: Svetlana Aleksiyeviç’in Nobel Edebiyat Ödülü
Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyeviç, 7 Aralık’ta ödül
Sevgili Erdal;
Bu zor geçen son günlerimde bana o kadar derman oldun ki, seni, yaptıklarını, Türk edebiyatına katkılarını hayatım boyunca minnetle anacağım.
Erdal Öz 1935 doğumlu, yani bu dergicilik, edebiyat sohbetleri mektuplar konuşulduğunda en erken mektup tarihi 1956 olduğuna göre Erdalcım henüz 21 yaşında, gerçi 17 yaşında yayınlanan
KİTAP HAKKINDA
Raziye, Melih Cevdet Anday’ın ilk kez 1975 yılında basılan kitabı. İkinci baskısı 1980 yılında yapılmıştır. Melih Cevdet, ikinci baskıda birçok düzeltme yapmış, roman karakterlerinde belirgin değişikliklere gitmiştir.
KİTABIN KONUSU
Entelektüel, yaşlı bir adam olan Dayı, Ege’nin küçük bir sahil kasabasına yerleşir. Amacı kasaba
Şu anda yanımda bulundurduğum benim için çok kıymetli olan Bir Demet Şiir kitabının önsözünde de yer alan bir durumla incelememe başlamayı istedim.
Henüz 5. Sınıftayken öğretmeninin görev olarak öğrecilerinden şiir yazmalarını istemesiyle, şiiri sınıfa sunulan minik Sevgi Akcan belki de şiir yazmaya o sıralarda başlamış oldu. Yazmış olduğu şiir
Bolca sayıklama, sızlanma, aşk, anlamsızlık ve geçmişe özlem içerir. Ben gibi şiir kitaplarını pek sevmeyen okurlara tavsiye edebilirim, yazarın ifade tarzını sevdim diyebilirim.
Ahmet Hamdi Tanpınar… Münevver, entelektüel, aydın; okuyan, gelişen, öğrenen, merak eden. Birçok eser yazmış, birçok şiir karalamış, üzerine birçok yazı yazılmış, araştırma yapılmış. Ve bundan sonra da yapılmaya devam edilecek. Kelimeler belki
Ahmet Hamdi Tanpınar’yi tarif etmeye yetmez. Kendi döneminin şartlarına rağmen, yaşadıkları olumsuzluklara rağmen yılmadan
Batı'da kimse "aydın" lafını kartvizit olarak kullanmaz; buralarda bu bir kimliktir...Bir iki roman çevirisi, yanlı ve basit üsluplu bir iki tarih kitabı, vülgarize bir felsefe risalesi (çeviri) tabii bolca şiir, aydın olmaya yeter.
Merhaba,
Zor bir okuma oldu. Öncelikle bu yazar bir dahi ve kâhin. Gerçekten...Size onu daha iyi anlamanız için hayatını okumanızı tavsiye edeceğim. "Kâhin'in Mektupları" Sel Yayıncılığın “Gece Yarısı Kitapları” serisinden. Bu seriden ikinci kitabım ikisi de sıkı kitaplardı. Yazarın öğretmeni ve şair arkadaşına yazdığı iki mektup
Şehirde mahsur kalmak; Kapalıçarşı’yı eski demiryolu istasyonu ve o civardaki geleneksel kahvehaneleri gezmek demek. Ortalama İranlı, “kahvehane-i sünneti” denen bu yerlerdeki musikiyi dinliyor. Daha aydın olanlar bolca okuyor.
Şiir ve sohbet monoton hayatı renklendiriyor. Resmi toplantılarda bile sıkıcı bürokrat konuşmalarından sonra, birisi mutlaka seciyeli bir uslupla şiirsel tınılı bir dille konuşuyor.
Milattan önce yaşamış, felsefe ve edebiyat eğitimi almış olan Horatius tarafından yazılmış, şiir ve içerik üzerine ciddi ciddi düşünülmüş bir eser. Yazıldığı dönem düşünüldüğünde, mitolojiden bolca beslenmesi ve onlara atıflar yapması anlatımı güçlendirmiş, okur üzerinde bırakmak istediği tatmin edici kılmış.
Edebi sadeliği ve mükemmellik arayışı ile şiirler yazan Horatius kendi dönemi dışında rönesans döneminde de büyük bir aydın olarak kabul görmüş.
Ars Poetica - Şiir SanatıQuintus Horatius Flaccus · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019344 okunma
Budapeşte çeper endüstri tesislerinde Karl Marx'ın Kapital' ini okuyarak umutlanan ve aydınlanmış çehreli bir işçi heykeli vardır. Balkan ve Orta Doğu aydınlarının hepsi bu heykel gibiler. Bir iki roman çevirisi, yanlı ve basit üsluplu bir iki tarih kitabı, vülgarize bir felsefe risalesi (çeviri) tabii bolca şiir, aydın olmaya yeter.
Batı'da kimse "aydın" lafını kartvizit olarak kullanmaz; buralarda bu bir kimliktir. Mesela 1980 yılında Sofya Üniversitesi'nde dekan, mezunlara; "Birazdan diplomalarınızı alacak ve millî aydın sınıfımıza katılacaksınız" diyordu. Budapeşte çeper endüstri tesislerinde Karl Marx'ın Kapital'ini okuyarak umutlanan ve aydınlanmış çehreli bir işçi heykeli vardır. Balkan ve Orta Doğu aydınlarının hepsi bu heykel gibidir. Bir iki roman çevirisi, yanlı ve basit üslûblu bir iki tarih kitabı, vülgarize bir felsefe risalesi(çeviri) tabii bolca şiir, aydın olmaya yeter.
“Budapeşte çeper endüstri tesislerinde Karl Marx’ın Kapital’ini okuyarak umutlanan ve aydınlanmış çehreli bir işçi heykeli vardır. Balkan ve Orta Doğu aydınlarının hepsi bu heykel gibiler. Bir iki roman çevirisi, yanlı ve basit üsluplu bir iki tarih kitabı, vülgarize bir felsefe risalesi (çeviri) tabii bolca şiir, aydın olmaya yeter.”