Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"İnsanlar galiba iki sınıf: İş görüp bu arada yanlış da yapanlar. Hiçbir işe girişmeyip dışardan ahkâm çıkaranlar. Ben bu ikincilerden olmayı istemedim."
Sayfa 157Kitabı okudu
Reklam
Yarışmak ve yarışmamak, işte bütün mesele
"Son mektubunda yazdığın şeyleri düşünüyorum birkaç gündür. Galiba kuşak farkı dedikleri şey ne demek anlıyorum artık. Mesela bizim kahramanlarımız vardı. Gençliğimizde Sezai Karakoç bir şairdi, kahramanımızdı, Malcolm X bir devrimci liderdi, kahramanımızdı, Muhammed Ali bir boksördü, kahramanımızdı, Maradona bir futbolcuydu, kahramanımızdı. Bu isimler hep bir şeylere karşı durmuş, herkesin meylettiği şeylerin dışında şeyler yapmış insanlardı."
Keşif; bir şey yapmalı
"Baba. Ben kendimi hiç tuhaf bulmadım, ama etrafım bana hep tuhafmışım gibi davrandı. Bu davranış nedeniyle hissettiklerim beni bir süre sonra tuhaflaştırdı galiba. Olsun."
Geceler! Hayalimle neden bu kadar içli dışlıdır? Bunu ben de anlamıyorum. Galiba anlatamıyorum da. Her ikisi de doğru. Yaşım ilerledikçe garip bir merak beynimde oluştu. Durmadan düşünürüm. Sessizlik düşünceleri pek ziyade parlattığından geceye olan şiddetli düşkünlüğüm bundan kaynaklanıyor olmalı. Yoksa asabımın zorlaması mı beni böyle karanlık arayışına sevk ediyor?
Sayfa 25
Galiba, bu ben
Konuştuğumdan farklı yazıyorum, düşündüğümden farklı konuşuyorum, düşünmem gerekenden farklı düşünüyorum ve bu en derin karanlığa kadar böyle sürüp gidiyor
Reklam
"Kendimi sürekli başka biri olmaya uğraşıyormuş gibi hissediyorum. Yeni bir yer bulmaya, yeni bir hayata başlamaya, yeni bir ben olmaya çalışıyorum sanki. Bu büyümenin bir parçası sanırım, aynı zamanda kendini yeniden keşfetme çabası. Yeni bir ben olarak her şeyden kurtulabilirdim. Kendimden kaçabileceğime cidden inandım –çabalamaya devam ettiğim sürece. Ama hep sonunda dibe vurdum. Her nereye gidersem gideyim karşımda hep kendimi buldum. Eksikler olduğu gibi kaldı. Aynı eksik parçalar asla doyuramayacağım bir açlıkla üstüme geliyordu. Galiba beni tanımlayan şeyler bu noksanlıkların ta kendisiydi."
Doğan Kitap
yorgunluğumu anlatamıyorum kimseye. yakınmalarımda ince bir alay görüyorlar. bu inceliği bana yakıştıranlar tabii cahil insanlar. ötekilerle artık görüşmüyorum. darıldım onlara. onlar bu dargınlığımın farkında değil tabii. kapıdan çıkıp gidince hemen unutuluyorum. bir de benimle uğraşak vakitleri yok. çünkü uğraşmaya değmiyorum. ben de darıldım onlara işte. yolda, onlardan birini görünce, sıkılarak gülümsüyorum. içimden geçenleri saklamak istiyorum. onların içinden ne geçtiğini anlayamıyorum; yüzlerinden belli olmaz ki duyguları. bu nedenle yüzlerini görmek içime sıkıntı veriyor. sıkıntıma onlar sebep oldu sanki. hepsi de sanki hiçbir şey olmamış gibi rahatça yürüyor yolda. karşıdan karşıya emin adımlarla geçiyorlar. günlük yaşayışlarını sürdürüyorlar. galiba yalnız ben yoruldum. ve bu yorgunluğumu yaşamak zorundayım.
Sayfa 592
Biraz değiştim, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar Değiştim Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum, Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni Ben benimle savaşıyorum, Seninle değil Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,
Ben artık bir suçlu değil, bir deliydim. Ama hayır, kesinlikle delirmemiştim. Bir an için bile aklımı kaybetmemiştim. Ah ama galiba delirmiş insanlar böyle söylerler hep. Yani eğer seni bu hastaneye koyuyorlarsa deliydin ve bu hastanenin dışındaysan deli değildin. Tanrı'ya soruyorum. Direnmemek suç mu?
Reklam
"Susmayı seviyorum galiba. Evet, ben aşkta da suskunum. Konuştuklarım bir diğer ifade etmiyorsa, susmayı yeğliyorum. Zaten hep bu yüzden kaybediyorum. Sustuğum yerden vuruluyorum her defasında... Bazen ölüm gibi susarım. Hayatı rafa kaldırmak gibi bir şey bu. Bazen ömrümü öyle bir susarım ki değme ölümlere taş çıkartır."
Sayfa 11 - Yediveren Yayınları
"Bu yaşta hala bir çocuğum ben. Inançsız, şüpheci ve galiba da (hatta bunu gerçekten eminim) hayatının sonuna kadar böyle kalacak bir çocuk."
“Bütün bu ‘siz’ler, ‘iz’ler, ‘uz’lardan sıkılırım ben. Yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana. İkinci konuşmamda ‘sen’ diyemeceğim biriyle bir daha konuşmam. Ne dersin(iz)?” “Galiba sizi anlıyorum.” “Yanılıyorsun. ‘Siz’ anlanamaz, ‘sen’ anlanır. Bazı kitaplarda ‘sizi seviyorum’u okuyunca gülerim. Sanki ‘siz’ sevilirmiş! ‘Sen’ sevilir, değil mi?”
Sayfa 76
Yanmayı göze almıştım.Burada oluş sebebim de yanmaktı.Çünkü şeyhim ancak yanmayı göze alanların,temizlenmeye namzet olabileceklerini söylemişti.Ben de yandıkça hamlıklarımdan kurtulacak,Hakk'a vasıl olacaktım. İşte bu duygular içinde ormana her gidişimde çiçeklerden,ağaçlardan,dallardan sesler duymaya başlamıştım.Söyledikerini tam anlamıyordum ama galiba Allah'ı tespih ediyorlardı.
Sayfa 79 - Hayat YayınlarıKitabı okuyor
Julia'yı almaya, dokunmaya, içinde olmaya can atıyordu. Yüksek gerilimli elektrik hattı gibiydi; gerilmiş. Ama elleri kalçasında sabırla bekledi, topuk- larının sert ahşap zeminde çıkardığı seslerle ona doğru geri dönen Julia'nın rolünü oynamasına izin verdi. Ona ulaştığı zaman, Julia ellerini onun bacaklarına koydu ve dansederken
Sayfa 175
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.