Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
''Evet kara bir ömür bu benimki. Kara bir toprak. Gerçekle değil, hakikatle değil. Kalbimin aklıyla kurduğum Kara bir ömür.'' ..
''Katlanan, insanın birbirine yapışan yaralarından bir yuva inşa etmektir aşk da, varla yok arasından. Ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir. Beyhude insanın yuva arayışı ama yine de yuva arar insan. Dışarısı sevgilim, dışarısı senin. kendini sürekli kaçak kılacağın yollardan başka nedir? Ah ben bu kubbe fikrine o yüzden takılmışım; kubbe ki yüz seksen derece bir şey, büyük bir arzuyla mümkün. Gayret'in bildiğimiz ve unuttuğumuz anlamıyla örülen.''
Reklam
"Niye yaşamalı? Her şey boş! Yaşamak - havanda su dövmektir; yaşamak - kendi kendini yakıp ka vurmak ve yine de ısınamamaktır." Eski çağlardan kalma bu laflar "bilgelik" sayılıyor hala; ama eski oluşları ve küf kokmaları y ü z ü n d e n daha da saygı duyuluyor bunlara. Çürümek de asilleştiriyor. - Çocuklar böyle konuşabilir; onlar ateşten ü r k e r ellerini yaktığı için! Çocuksu çok şey vardır eski bilgelik kitaplarında. Her zaman "havanda su döven"lerin ne hakkı vardır harman dövmek üzerine sayıp sövmeye! Çenesini bağlamalı böyle delilerin! Masaya otururlar da bunlar, hiçbir şey getirmezler yanlarında, iyi bir açlık bile: - ve sonra sövüp sayarlar 'Her şey boş!" diye. Ama iyi yiyip iyi içmek, ey kardeşlerim, salıiden de boş bir sanat değildir! Kırın, kırın bu hiçbir zaman hoşnut olmayanların levhalarını!
Sayfa 205
Yükseklik değil: uçurumdur korkunç olan! Bakışın a ş a ğ ı y a düştüğü ve elin y u k a r ı y a uzandığı uçurum. Başı döner yüreğin orada bu ikili isteminden. Ah, dostlarım, anlayabildiniz mi benim yüreğimin ikili istemini? İşte budur b e n i m uçurumuro ve tehlikem: bakışlarıının yukarıya düşmesi ve ellerimin tutunmak ve dayanmak istemesidir - derinliğe!
Sayfa 140
Bir masal bir taş ağırlığında olabilir mi? Olurmuş meğer. Birlikte bir masala inanmak istedim Ben seninle, sadece bu. Sen beni tek Tek Tek Bıraktın. Benim artık taş taşıyacak, Taş kaldıracak, taş atacak halim mi var!
Sayfa 39 - MetisKitabı okudu
“Yeşil”
Yücel Y’nin bulunduğu tim çoğu zaman Yeşil’le birlikte PKK’ya sempati duyan köylere gidiyorlar. İstihbarat faaliyeti yürütüyorlar. Gidilen evlerde ev sahibiyle sadece Yeşil muhatap oluyor. PKK propagandası yapılıyor. Köylülerden PKK’ya sempati duyanlar, dağa çıkmak isteyenler “ayıklanıyor”. Örneğin Tunceli’nin Hozat ilçesine bağlı bir köyde iki kız kardeş PKK’ya katılmak istediklerini belirtiyorlar. Yücel Y. kız kardeşlerden sadece birinin adını hatırlıyor: Besnan. Bu iki kız kardeş alınıp Elazığ’ın Palu ilçesi yakınlarında başka bir özel birime teslim ediliyor. Yaklaşık iki ay sonra aynı köye gittiklerinde Yeşil, ev sahibine kızlarının Suriye sınırından geçerken şehit düştüklerini söylüyor!..
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
“İran-PKK İlişkisi”
S.Y. - PKK-İran ilişkisi ne düzeydedir? M.D. - Şimdi bakın PKK’nın hesabı İran için şudur: İran İslam Cumhuriyeti kurulduğu, şahlık devrildiği zaman Ortadoğu’da benzeri olmayan tek rejimdi. Dünyada tekti, eşi benzeri yoktu. Ama bir kale sadece kapılarını kapatıp muhafızlarını, burçlarına dikerek korunamaz. Ne yapılması gerekirdi: devrim ihraç edilmeliydi. Irak’a yöneldi, başaramadı. Türkiye’ye yöneldi. Birtakım örgütlenmelere girişildi ama başarılı olunamadı. Bu girişimler olduğu zaman Türkiye’de belli bir devlet otoritesi vardı. Şu anki kadar yıpranmamıştı. İran’ın yapmak istediği örgütlenmeler hangi ortamlarda başarılı olabilir: kaosun, terörün hâkim olduğu ortamlarda. İran, PKK’yı kendisine zemin yaratabilecek bir ortam için kullandı. Finans ettiği ya da finans edeceği örgütlenmelere zemin hazırlamak için PKK’yı kullanmıştır. Öte yandan İran kendi Kürt’ünü düşünmez. Eskiden her bahar ve her kış uçaklar gönderir, Kürtlerin yaşadığı yerleri bombalardı. Terörü desteklemesinin nedeni, Türkiye’de rejimini ihraç edebileceği ortamı yaratmak. Bu ortamı yaratabilecek devlete karşı güçleri desteklemiştir. Uluslararası politika şu değil midir: “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur.” Bu anlayış her zaman hâkim olmuştur...
Doğan KitapKitabı okudu
Ahmet Cem Ersever’in İstifası
S.Y. - Sizin istifanız Bingöl olaylarından sonra mı, yoksa ateşkesten sonra mı? C.E. - Mart ayıdır. İstifama kuşkusuz Bingöl olayları da neden olmuştur. Devlet daha kendi sevk ettiği askerinin adını bilmiyor. “Öldürülen erlerden bazılarının kimliği tespit edilmemiştir” diye açıklama yapılıyor. Olmaz öyle şey... Konakçı noktaları vardır asker intikallerinde. Bir yerden bir yere ismen, cismen evrakla teslim alınır, teslim edilir. Bu bile edilmemiş. Asıl istifamın nedeni Kuzey Irak harekâtıdır. Bugün 7 haziran 1993 Türkiyesi’nde durum neyse, bunun sebebi 92’de yapılan Kuzey Irak harekâtıdır. Bu harekât yanlıştır, bilinçsizdir. Türkiye örgütsüzlükten, bilgisizlikten tezgâha getirilmiştir.
Doğan KitapKitabı okudu
Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep Ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine Bilemem, belki bu yüzden Ben sana yanlış bir yerden edilmiş bir büyük yemin gibiydim. Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve Yine de döneyim döneyim istedim
Sayfa 33 - MetisKitabı okudu
xx
Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep Ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine. Bilemem, belki bu yüzden Ben sana yanlış bir yerden edilmiş Bir büyük yemin gibiydim. Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve Yine de döneyim döneyim istedim.
Sayfa 33 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
- hep bir şeyler yapmak, bir şeyler yapar olmak durumundayız, çünkü bize verilen bu yaşam yapılıp tamamlanmış olarak verilmedi…
"Saatin kendisi mekân, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki zaman ve mekân, insanla mevcuttur."
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
İçinizdeki şeytanı tanımıyorsanız, bu şeytan kendini size en yakın kişide gösterecektir. —
Paulo Coelho
Paulo Coelho
Sayfa 101 - Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, 3. Baskı, Aralık 2021
1 ya da 0
Daha nereye kadar gidebilirim? Nereye kadar gidilebilir? Gidilebilecek yerin dibini bulmak mümkün mü? Her şeyin mümkün olduğunu söylemek mümkün mü? Ben buradayım. Buraya kadar duruyorum. Dahası yok. Yokluk yok. Hiçbir şey... h-i-ç-b-i-r-ş-e-y. Aşk sözcüğü ancak bu harflerle yazılır. Daha ne diyeyim?.. "O"nun içi boş değil, o sıfıra benzese de sıfır değil...
Arkadaş! Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça hakikat güneşinin görünmesine mani bir hicab olur. Evet, müşahedemle sabittir ki kat'î, yakînî bürhanlar ile deliller dolu olan büyük bir kalede, küçük bir taşta bir zafiyet görünürse o kör olası nefis o kaleyi tamamen inkâr eder. Altını üstüne çevirir. İşte nefsin cehaleti, hamakati, bu gibi insafsızca tahribattan anlaşılır. Mesnevi[Y] - 80
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.