Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
168 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Ahmet Cemal: Bir Kıyıdan Dökülür Cümle Cümle Yıllar
Kıyıda yaşamak... Gerçekten böylesi bir kitabı, daha doğrusu böyle bir yaşamı tanımlamaya daha uygun düşen bir başlık olabilir miydi, emin değilim. Yaşam diyorum; çünkü Ahmet Cemal hayatını ve duygularını bütün samimiyetiyle; kabına sığmayan taşkın bir sevgiyle ve var olan tüm kederleri içinde barındıran hasretli bir kederle tek tek, ilmek ilmek
Kıyıda Yaşamak
Kıyıda YaşamakAhmet Cemal · Can Yayınları · 2017129 okunma
'Paketlenmiş bir ütopya' olarak turizm, modern insan için en etkili ve en yaygın kaçış biçimidir. O da bütün ütopyalar gibi, insanların tahayyüllerinde 'şenlikli' bir dünya resmederek yaşanmakta olan 'gerçek hayat'ın sıkıcılığını hissettirir; ancak, diğerlerinden farklı olarak, bu 'gerçek'i değiştirmek yerine ona katlanmayı önerir, en azından bit dahaki sefere kadar... Bu onun diğer ütopyalara göre en zayıf yanıdır; ancak, bir kez gerçekleşmiş ve yakın bir gelecekte yine gerçekleştirilebilir olmak gibi, muazzam bir üstünlüğü de yok değildir.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Eflâtun, Mısır bilgelerine gerçek bilginin sâhipleri olarak bakar. Kendisinden sonraki bütün ütopyalara ilham kaynağı olan Eflâtun’un Atlantis efsânesi, Mısır kökenlidir. Dahası Eflâtun’un Mısır’a bizzat gittiği de rivâyet edilir. Kısacası Mısır, Yunan’ın ilham kaynağıdır.
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Çevreyi saran tüm sözde gerçekliklerden kopuş hissi ve bu hissin ortaya çıkardığı kavrayamayış, sızlanmalara yol açan kabullenemeyiş, ardından gelen tüm soğuk hakikatlerin varoluşu tehdit etme safhası... İnsanlık ortaya çıkışından beri kafkavari bir hapishanede yaşıyor, zaman denilen kavramın akışı ise tüm gerçekliğimizi çevrelemiş halde; işte bu
Kumların Kadını
Kumların KadınıKobo Abe · Monokl Yayınları · 20172,076 okunma
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
1984
Kitap 1948 yılında sosyalizm eleştirisi olarak yazılmış. George Orwell kitabın adını 1980 olarak düşünmüş ancak hastalığından dolayı aksaklıklar yaşayınca 1948 yılının son 2 sayısını değiştirerek 1984 olarak belirlemiş. Yazılmış olan ütopyalara karşı distopya olarak kitabı yazmış özellikle yazıldığı dönemin olası tehlikelerini ya da izdüşümleri
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,3bin okunma
Yunan Mucizesi (!)
Eflatun, Mısır bilgelerine gerçek bilginin sahipleri olarak bakar. Kendisinden sonra ki bütün ütopyalara ilham kaynağı olan Eflatun'un Atlantis efsanesi, Mısır kökenlidir. Dahası Eflatun'un Mısır'a bizzat gittiği de rivayet edilir. Kısacası Mısır, Yunan'ın ilham kaynağıdır.
Reklam
Pasif duygu passion'dur, acı çekme demektir yani, üstelik de devlet sistemleri falan da bendelerinden bu pasif duyguları talep eden, bunları işlemeyi, üretmeyi, bunlara yönelmeyi tercih eden oluşumlardır. Spinoza'nın bütün siyaset felsefesi de bunun üzerinde kuruluyor. Pasif duygu nedir? Mesela korku. Spinoza biliyor ki salt korkuyla herhangi bir devlet ayakta tutulamaz. Neye başvurması gerekir devletin? Mesela güven duygusuna. Tebaasına güven vermesi gerekir. Ya da diyelim ki korkunun tersi olan ütopyalara, umut duygusuna hitap etmesi gerekir.
Sayfa 171Kitabı okudu
“Anarşizm bir ütopyadır. Ne var ki ütopyalara benzemez. Yalnız amaçları değil, bu ama değil, bu amaçları gerçekleştirecek araçları da dikkate alır. Ama bütün ütopyalar gibi ciddi bir nazariyeden çok - hiç değilse kısmen- zihni bir davranıştır.”
Sayfa 168Kitabı okudu
Değişmez Ahlak Kuralları Var mıdır?
Bütün bu koşullar ve bugünkü dünya düzeni içinde ahlâkın dayandığı esaslar nelerdir? İnsanların birbirile olan ilişkileri ve çıkarları bakımından bugünkü ahlâkın yönelişleri fazla esnektir. Vaktile romancı Balzac'ın da sezdiği gibi bugünün ahlâkın da prensip ve kanun yoktur. Sâdece olaylara ve koşullara uygun hareketler ve davranışlar vardır. Bu itibarla, bir hareket, bir düşünce ve davranış tarzı, çeşitli olaylar karşısında daima ayni ahlâkî değeri koruyamazlar. Zira bugün artık hayatsal gerekcelerin (icablar) ve olayların zorunlu kıldığı koşulları dikkate almayan dinî ve doğmatik emirler, vicdan paraavanasının arkasında kalmışlardır. İnsan, şu yada bu ahlâkî inanç ve karekterle doğmaz; insanın ahlâkını hayat koşulları ve hergün beliren yeni fırsat ve zorunluluklar yaratır. Tabiatin, aklın ve organik yapının tözünde (cevher) değişmez bir ahlâklılık aramak beyhude bir yorgunluktur. Bunlar, ancak teorik olarak düşünülebilir; bunlar, ancak büyük ülkücülerin dilekleridir; fakat artık insanlar, ütopyalara değil, gerçekliklere göre yaşamayı tercih etmektedirler.
Sayfa 279
Joachim de Flore'un Allah'ın Hükümranlığı'nın yeryüzünde olduğu şeklindeki düşüncesi, Avrupa'daki devrimci hareketlerin ilk mayasını oluşturmuştur. Da­ hası bu görüş, sonraki bütün ütopyalara modellik ede­cektir. Derken bu fikir ezilen toplum tabakalarının öz­lemleriyle örtüşünce, militan bir devrim hareketine dönüşür. Nitekim Hüssitlerle, özellikle de Alman köy­ lülerini sınıfsız, devletsiz ve Kilisesiz bir toplum için mücadeleye çağıran ilk "devrim ilahiyatçısı" Munzer (1490-1525) ile 15. yüzyıl başlarında bu militan hareket kendini gösterir. Zaten Engels, Munzer'in bu tezinde "Avrupa'nın 19. yüzyıl ortasından önce tanımış olduğu en ileri komünist programı görecektir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Kültürün en yüksek düzeye ulaştığı Yeni Dünya’da kültür yok artık, onun yerine karşı-kültür, anti-kültür, hipi-kültür, kültür-sonrası, devrimci-kültür var. Amerika’dan gelen salgın bütün Avrupa’ya da yayıldı. Çağımız geleneklere değil, geleneğin kendisine düşman. Hayata bir şey eklemek istemiyor, hayatı alt üst etmek peşinde. Kültür mefhumunu çatlatan bir davranış karşısındayız. Artık “kazanılmış bir bilgiler bütünü” değil, kültür; “her şeyi okuyup, her şeyi unuttuktan sonra kalan” değil. Daha çok bir özlem. Keşfedilmesi, yaratılması gereken bir dünyanın özlemi. Amaç, eski yasaları ve ölçüleri yerle bir etmek. İdeolojiler de, teknik de yeni kuşaklara güvensizlik veriyor. Hepsi ütopyalara susuz; taze, sıcak, tabii ütopyalara. Bu isyan Batı’da uzun zamandan beri seyrine alıştığımız bir traji-komedinin devamı; dadaizm, fütürizm, gerçek-üstücülük. Yalnız, çılgınlık şimdi çok daha yoğun, çok daha yaygın, çok daha topyekün.
Sayfa 32 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Pasif duygu passion’dur, acı çekme demektir ya­ni; üstelik de devlet sistemleri falan da bendelerinden bu pa­sif duyguları talep eden, bunları işlemeyi, üretmeyi, bunlara yönelmeyi tercih eden oluşumlardır. Spinoza’nın bütün si­yaset felsefesi de bunun üzerinde kuruluyor. Pasif duygu ne­dir? Mesela korku. Spinoza biliyor ki salt korkuyla herhangi bir devlet ayakta tutulamaz. Neye başvurması gerekir devle­tin? Mesela güven duygusuna. Tebaasına güven vermesi ge­rekir. Ya da diyelim ki korkunun tersi olan ütopyalara, umut duygusuna hitap etmesi gerekir. Machiavelli zaten bunları incelemişti, bir hükümdar tarafından tebaada hangi duygu­ların üretilmesi gerektiğini Spinoza’dan önce çok daha ay­rıntılı, tarihsel verilerle incelemişti. Ama bir duygunun ne olduğunu gerçekten anlamadan da geçmemek gerekiyor. Bir duygu her zaman varoluş gücümüzdeki bir artış ya da aza­lıştır ve bundan başka bir şey değildir.
Sayfa 172Kitabı okudu
Ahlaksızlık ve Edepsizlik
Eski kuşakların alıştıklarına benzemediği için ahlâksızlık sayılan hâller nelerdir?. Bunlar, din, kanun ve kültür baskıları yüzünden gizlice yapıldıkları için açıkca görülemeyen içgüdülere bağlı aksiyonlardır ki, demokratik rejimler sayesinde gizlenmelerine de lüzum kalmamıştır. Denebilir ki, bunların büyük bir kısmı, genel olarak terbiyesiz
Sayfa 36-37
372 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Beni fazlasıyla şaşırtan ve yükseklere çıkarıp birden yere bırakan bir kitaptı. Gerçekten 2500 yıl öncesinde yazılmış ve yazılanlarının hala günümüzde geçerliğini korumuş olması oldukça enteresan. Platon'un yetişkinlik döneminde ele aldığı bu eser Platon'un bir sürü görüşünü içinde barındırıyor, özellikle idea kavramı ve mağara alegorisini açık
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,6bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Corona virüs yetmedi bir de veba virüsünü görelim diyorsanız işte karşınızda Jack London’un “Kızıl Veba”sı! Oldukça kısa ve öz yazılmış eserde inanılmaz bir gelecek senaryosu bulunuyor.Yazarın perspektifine hayran olmamak mümkün değil.Kitabın adından da anlaşıldığı üzere yazarımız bize kızıl veba adı verilen bir virüsün dünyayı kasıp kavurduğu bir
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · İthaki Yayınları · 202032bin okunma
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.