Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öncelikle de, dünyadaki yetersiz beslenen insanların yaklaşık dörtte üçünün kırsal bölgelerde yaşaması gibi en önemli olgudan hareket etmek gerekiyor. Kırsal bölgelerde yaşayanların arasında çoğunlukla, yetersiz ekipmana, elverişsiz yerleşim yerlerine ve konutlara sahip köylüler var; aynı, kentlerde yaşayan ve kendileri kadar yoksul olan tarım
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
Reklam
"Dünya bir terzi dükkanı, ölçüyü veren gider." W. Martin Lindsay
Önümüzde yeniden insanı ve toplumu kendine dönmeye, kendini edinmeye yönelik güç bir görev var. Bu güç, ama illa ki yerine getirilmesi gereken de bir görev...Ama "çağdaş vahşiden" güzel insanı da çıkarmak durumundayız. Modern dünya bunu başaramaz. Çünkü bu sonuç onun marifeti. Üstelik böyle bir inşa için STOKLARI müsait değil.
Herkes birbirine olduğunca yakın olmaya çaba harcarken diğer yandan kendini tümüyle yalnız hisseder, tek başınalığının her zamanki sonucu olan derin bir güvensizlik, huzursuzluk ve suçluluk duygusuna gömülür. Uygarlığımız kişinin bu tek başınalığını bilince çıkarmasını engelleyecek birçok oyalayıcı şeye sahiptir: Her şeyden önce sıkıca düzenlenmiş ve makineleştirilmiş çalışma düzeni, insanı en temel insanca isteklerinden, kendini aşma ve bir olma halinden habersiz kılar. Bu tekdüzelik insanda bir doyum yaratmadığı için insan bu bilince çıkaramadığı sıkıntıdan eğlenceyle, eğlence sanayisinin ona sunduğu müzik ve filmlerle kurtulmayı dener, bundan başka eski eşyalarını değiştirip durmadan yeni bir şeyler alarak kendini avutur. Çağdaş insan, Huxley'nin Cesur Yeni Dünya da çizdiği tipe çok benzer: Karnı tok sırtı pek, cinsel yönden doygun, kişiliği gelişmemiş, çevresindeki insanlarla son derece düzeyli ilişkiler kuran, Huxley'nin sıraladığı, "Birey hissederse toplum sendeler" ya da "Bugün sahip olabileceği eğlenceyi yarına bırakma", bir de hepsini bastıran, "Bugünler- de herkes mutlu," sloganlarıyla yönlendirilen bir kişidir o. Erich Fromm Sevme Sanatı ( Sayfa: 106 ) #erichfromm #sevmesanatı
Sayfa 106Kitabı okudu
·
Puan vermedi
modern masal
Kitap "Baloya gideceksin!" epigrafi ile karşılıyor okuru, ilk cümle ise "Bir zamanlar..." diye başlıyor.Cagdas Dünya Edebiyatı Dizisinden çıksa da masalsı bir metin vaat ediyor sanki. İnce, kısa ama etkileyici bir havası vardı İsmekan 'da bana göz kırparken. . Oysa hikayeye girmekte oldukça zorlandım. Başlangıçta kim kimdir bir türlü anlayamadım. 3 kere falan yeniden başladım ama 40. sayfadan sonra elimden bırakamadım. Aslında çok sade; gücünü zaman da sıçrayışlarla merak duygusunu taze tutmasından ve samimiyetinden alan tam 100 yıl önce 1924'te başlayan bir hikaye . İngiltere'de, 22 yaşında, genç, yetim ancak mevkidaşlarından farklı olarak okumaya meraklı, zeki bir hizmetçidir Jane. üst sınıftan Paul ile 7 yıldır gizli bir ilişki yaşarken herkesin annesini ziyaret ettiği "Annelerin Kutsal Pazarı'nda " yaşamı değişir. Belki ziyaret edecek bir annesi olsaydı her şey farklı olurdu. . Hikaye bir trajedinin habercisi olsa da Jane'nin yaşamı gerçekten masala benzer. Kimsesiz, parasız, az denebilecek bir eğitime sahip olan Jane 1924 Mart'ında yeni bir kadere doğru ilk adımını atar. Prense kavuşamasa da bambaşka bir sınıfa ve dünyaya geçer. (Sürprizi bozmamaya çalışıyorum ) . Graham Swift ile tanışma kitabım oldu.İyi ki Sevdim... Özellikle de zamanın kullanılışını, samimi dilini ve sonunu ...
Annelerin Kutsal Pazarı
Annelerin Kutsal PazarıGraham Swift · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022191 okunma
Çoğu insanın gerçek benliğiyle, toplumun onayını sağlamak için dış dünyaya karşı takındığı kimlik birbirinden farklıdır. İnsanlar özellikle çalışma yaşamlarında böyle bir maskeyi sürekli kullanırlar; genellikle akşam eve gidince çıkarır, ama çoğu kez bir başka maske takarlar. Kimi insan arkadaşlarıyla birlikteyken bir üçüncü maske de kullanabilir. Böylece değişik durumlara kendini uyarlamaya çalışır. Belirli bir ortamda, bu maskeler insanın çağdaş dünya koşulları içindeki yaşamını sürdürebilmesi için zorunludur. Gereğinde, hoşlanmadığımız kişilere karşı dostça tutumlar takınmamızı sağlar ve insanın çıkarlarını korumasına yardımcı olur. Ne var ki, eğer bir insan oynadığı bu rollere kendisini fazlaca kaptırırsa, oynamakta olduğu rol ile kendi gerçek benliğini birbirinden ayırt edemez bir duruma gelir ve kendisine yabancılaşmaya başlar. Sonunda benliği "şişer" ve kendisine aşırı önem vermeye başlar. Bununla da yetinmez, bu rolü diğer insanlara da yansıtır ve onlardan da aynı rolü oynamalarını bekler. Otorite durumuna geldiğinde kendisiyle birlikte çalışanları bunaltır, ana ya da baba olduğunda çocuklarından yeteneklerinin üzerinde başarılar bekler.
Reklam
Inferno, Purgatorio, Paradiso…
Dante Alighieri'nin çağları aşan eseri Komedya, çağdaş İtalyan şair Eugenio Montale'nin sözlerini alıntılayacak olursak "dünya şiirinin son mucizesi"dir…
Sayfa 5 - ALFA BAŞIM YAYIN DAĞITIM
Sürekli değişen koşullara uyum sağlayabilmek ve yaşama etkin bir biçimde katılabilmek belirli bir esnekliği ve yaratıcılığı gerektirir. Örneğin, kendisini engellenmiş hissettiği her durumda aynı kızgınlık tepkisini veren kişi etkin olamaz. Burada etkin olmakla kastedilen, kişilerin olaylara kendisini iyi hissedebileceği bir biçimde yön
İnsanın karakteri, kendi elleriyle kurduğu dünyanın gerektirdiği şeylerle yoğrulmuştur. 18. ve 19. yüzyıllarda orta sınıfın karakteri, güçlü sömürücü ve İstifçi özellikler gösteriyordu. Bu aktif karakteri, başkalarını sömürme ve daha da çok kar etmek için kazançlarını biriktirme arzusu belirliyordu. 20. yüzyılda, insanın karakter yönelimi, oldukça büyük edilgenlik ve piyasa değerleri ile özdeşleşme gösterir. çağdaş insan, boş zamanının çoğunda kesinlikle edilgendir. Bengi tüketicidir; içkileri, yiyecekleri, sigaraları, konferansları, manzaraları, kitapları, filmleri “soğurur”; tümünü tüketir, yutar. Tüm dünya. Onun ağzına layık büyük bir nesnedir: büyük bir şişe, büyük bir elma, büyük bir memedir. İnsan, emici olup çıkmıştır, ebediyen beklenti içinde ve ebediyen düş kırıklığı yaşayan…
Sayfa 32
franz kafka,dönüşüm üzerine ve övgüler
Dönüşüm
Dönüşüm
Modern dünya edebiyatında çok tartışılan, çok yorumlanan ve edebiyat akımlarına yerleştirilmesi zor eserler bırakan Franz Kafka, 3 Temmuz 1883'te Almanca konuşan Çek asıllı Yahudi bir tüccar ailenin oğlu olarak Prag'da doğdu. Kafka'nın babası, yoksul koşullardan zengin bir tüccar durumuna yükselmiştir. Annesi ise varlıklı,
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Çağdaş uygarlığı anlayabilmek, dünya yüzünde eski uygarlıkları, bütün insanlığın ilk uygarlıklarını doğru tanıyabilmekle mümkündür. Mustafa Kemal Atatürk
Çağdaş insan, Huxley'nin Cesur Yeni Dünya'da çizdiği tipe çok benzer: Karnı tok sırtı pek, cinsel yönden doygun, kişiliği gelişmemiş, çevresindeki insanlarla son derece düzeyli ilişkiler kuran, Huxley'nin sıraladığı, "Birey hissederse toplum sendeler" ya da "Bugün sahip olabileceği eğlenceyi yarına bırakma", bir de hepsini bastıran, "Bugünlerde herkes mutlu," sloganlarıyla yönlendirilen bir kişidir o.
Sayfa 106Kitabı okudu
Zihnen, fikren, kalben bir "hicret"e niyet edin. Çağdaş Küresel Medeniyetin ölçüp-biçip, defalarca ölçüp biçip - teknolojinin son imkânları ile ölçüp biçip burnumuza, aklımıza, bedenimize dayadığı hükümleri, imkânları terkedin. Açıkçası sanayi (endüstri) ve teknoloji ile dünya hayatında kazanılan servet-konfor ve refaha "Hayır" deyin. "Kalbin Sesi"ni dinleyerek yola çıkın, bu temiz niyet ve samimiyet çağdaş hurafelerle dolu aklınızı da yola getirecektir.
Sayfa 121Kitabı okudu
Uzak Geleceklere Onur Borcumuz Var
Temel insan hakları, insanlarla birlikte yakılmıştır.... Otuz üç insana otuz üç hayat borcumuz var. Çağdaş bir ülke borcumuz var. Yazılmamış onca şiir, söylenmemiş onca türkü borcumuz var. Düşüncelerini, emeklerini, rüyalarını uzak geleceklere taşıma borcumuz var. Bu aşkı, bu kavgayı bu kederi bize bırakan kardeşimize yaşama sevinci borcumuz var.
Sayfa 63 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.