(Kitapla ilgili yorumlarımı okumak yerine dinlemek/izlemek isterseniz: youtu.be/hUo7lJUHCLI )
Schopenhauer'in kadın düşmanı olduğunu düşünen insanlara sesleniyorum: Haklıymışsınız... Bekliyordum bir şeyler; ama bu kadar kadınları yermesini, aşağılamasını ve hor görmesini beklemiyordum. Beğeni kasmak için süslü cümleler kurmak amacında
TEMMUZ AYI ETKİNLİĞİ SONA ERDi
Son gün gelen iki hikayeyi de ekleyip sone erdirdik bu ayın etkinliğini. Deneysel dedik - 11 adet müzik parçası verdik- 10'unu kullandınız. Moğollar arkanızdan ağladı ama olsun. Ben de bulamadım ona yazacak bir şey:) Ağustos ayının etkinliğini erkenden paylaştık sabırsızlıktan. Ama güzel geçti temmuz da. Katılan
> Merhaba, bilmem farkında mısın? Ama bugün seninle yollarımız yine kesişti ve sen benim bir incelememi daha okuyacaksın. Ama maalesef üzülerek ifade etmem gerekir ki, bugün bu incelemem pek keyif verici geçmeyecek gibi görünüyor. Konu başlığından da anladığın gibi, bugün burada konumuz Zezé! Evet, evet o masum, kendi halinde, iç dünyasında
Eğer sizi tanısaydım parmaklarımı hafifçe kapatıp, elimi yüzüme dayayıp, kuvvetle muhtemel anlattıklarınızla dalıp giderdim. Sesiniz de anlattıklarınız gibi miydi?
Bahçemde kuşlar öterken, tüylerinin rengi gökkuşağına çalarken, okumak sizi çok güzel, keşke siz de olsaydınız.
Akarsular içi soğuyunca donuyor, bahar gelirken zamana öykünerek damla
Size yazarı anlatmalı mıyım? Haddim değil deyip susmalı mıyım? Elbette pek çoğunuz benden çok daha iyi biliyorsunuzdur. Hele ki bu eseri okumaya kalkışmış yahut okumuş biriyseniz zaten oldukça aşina olmanız muhtemeldir. O nedenle bu çipil gözlü, ( bizim oraların deyimiyle) bi kucak sakallı adamı anlatmak işlemini pas geçiyorum.
Tolstoy bu
Ercan Akarsu / Bir Yalnızlık Meselesi
Farkındalık yaratacak, düşündürecek ve okurlarını kendi vicdan muhasebeleri ile yüzleştirecek bir kitap #BirYalnızlıkMeselesi . Yazarımız, çocuk istismarı ve lgbt gibi konularda psikolojik yaklaşımlar sunduğu gibi aşk ve ilişkiler konusundaki farklılıkları da yaşanmış bir hikayeden kurgulayarak
Bulutsuz bir yaz gecesiydi. Şehir ışıklarından mahrum kalan köyümde yıldızlar daha net bir şekilde seçiliyordu. Kendime birini seçebiliyordum bu yıldızlardan ve o en parlak olanı olurdu içlerinden. Köy pencerelerini bilenler bilir oldukça geniş olur duvarların kalınlığından dolayı. İşte pencere kenarına oturup kitap okumak gün içerisindeki köy
Biz çocukken kar yağdığında, dinsin de hemen dik aşağı bir yokuş bulalım, buz tutturalım diye beklerdik. Sonra herkes canla başla uğraşır, orda buzdan yol yapıp elimize ne geçirdiysek (demir tepsi, plastik leğen, kalın branda) o buzdan dikten kendimizi aşağı salardık ve bu heyecan bizim yüreğimizi ağzımıza getirirdi. O dikten kaymak bir şey değil,