Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok doğru bir tespit...
Kadınların %80’inin, erkeklerin göz hapsinde bulunmaktan rahatsız olduğu da unutulmamalıdır. Kadın, erkeklerin çoğunlukta olduğu bir yerde, onların göz hapsinde bulunma sebebiyle kendisini özgür hissetmez. Hele kıyafeti ve bedeniyle ilgilenen erkeklerin fazlaca olduğu ortamlardaki kadına "özgür” diyemeyiz.
Senin bana anlattığın kitaptaki din ile bunların uyguladıkları din neden bu kadar farklı? "Ruhumuzu yıkamak ve Allah'a yaklaşmak için gittiğimiz camide, neden Allah adına saldırıya uğradık ki?" "Bunun bir çok sebebi var çocuk. En başta geleni de kaynaktan uzaklaşmak, daha doğru bir deyimle kaynaktan sapmak. Hatırlar mısın, bir keresinde İslâm'ın hüküm kaynağı bir zamanlar Kur'an'dı demiştim de, sen de pek anlam verememiştin. Senin de tespit ettiğin gibi, Kur'an, kumaş ve bez parçalarına sarılıp dürüldükten sonra duvara asıldı ve hala orada bekliyor. Kimsenin onu duvardan indirip okumak gibi bir ihtiyacı yok artık. "Peygamberimizin bizi terk etmesinden hemen sonra başlayan bu sapma, giderek bir yozlaşmaya dönüştü ve insanlar Kur'an yerine, Kur'an adına ortaya sürülen bir takım asılsız söz yığınlarına teslim olarak, kaynağı tamamen unuttular.
Sayfa 91
Reklam
Sınıftaki Atsız: Öğrencileri, Atsız'ın iyi bir hoca olduğunu, derste açıkça propaganda yapmadığını söylüyorlar. 1950-51 ders yılında Haydarpaşa Lisesi'nde talebesi olan Altan Deliorman şöyle diyor: "Devrenin yarısından çoğunu ders vermekle geçirirdi. Anlatır, öğretirdi. Çok da iyi öğretirdi... Yazılı notlarını açıkça okurdu. Kimin
1940'ların Sonları ve Atsız: 1948 sonlarında Atsız, Yeni Sabah gazetesine yazılar da yazmıştır. 03 Ocak 1949'da İsmail Hakkı Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta şöyle diyor: ( Bu mektup, Hacaloğlu'nun Atsız'ın Mektupları kitabında yoktur.) "Ben 15 aydır Yeni Sabah gazetesine yazı yazıyorum. Haftada bir yazı koyuyor ve
Çok doğru bir tespit.
….insanın yakın zamandaki gelişimi sırasında, davranışlarının payandası olan gelenekler de artık hızla kaybolmaktadır. Ona ne yapması gerektiğini söyleyen hiçbir içgüdü ve nasıl davranması gerektiğini söyleyen hiçbir gelenek kalmadı; hatta bazen ne yapmak istediğini bile bilmiyor. Bunun yerine ya diğerlerinin yaptıklarını (konformizm) ya da diğerlerinin ondan istediklerini (totaliteryanizm) yapmak istiyor.
Sayfa 112Kitabı okudu
Çocuk küçük yaşlardan başlamak suretiyle Kur'an mektebinde gidip anlamını bilmediği Arapça sesler ezberleyeceğine( İtalyanca bilmeyen bir çocuğa İtalyanca Tommiks ezberletildiğini düşünün- bu onun için hiçbir şey ifade etmeyecektir.) inanıp, inanmayacağına kendisi karar versin. Önce kendisi bir okusun, okuma yazma öğrensin, dil öğrensin, biraz dünyayı tanısın.... Sonra, bütün tabiplerinde hemfikir oldukları, akılcı düşünmeye başlanabildiği, rasyonalitenin tamamlandığını sandığımız dönem olan ön sekiz yaşında yapsın bunu. Yani, çocuk okuma- yazma bilecek, kimya, fizik okumuş olacak, tabiat bilgisi okumuş olacak, dünya hakkında bir kanaati olacak, sonra inanıp inanmamaya karar verecek. " Çocuklara bu hürriyeti vermemiz lazım" diyor ATATÜRK. Bu yüzden dine dayalı eğitimi kaldıralım, çünkü doğru olduğu tespit edilemeyen, hatta yanlış olduğunun pek çok ispatı olan bir sürü şey çocuğa çok erken yaşlarda öğretiliyor ve onun hayatında adeta vazgeçilmez kılınıyor. Benim de böyle birçok dindar bilim adamı arkadaşım var. Bakıyorum hepsi çok küçük yaşlarda şartlanmış. Bundan bir türlü vazgeçemiyorlar.
Reklam
Yalnızca hayatın her gün geçip gittiğini, daha az bir parçasının kaldığını düşünmememiz gerekir; insan çok uzun yaşarsa, aklının gerçekleşen olayları kavramaya, tanrıların ve insanların tecrübesi üzerine düşünmeye yetip yetmeyeceği de belirsizdir. Çünkü bunamaya başlasa da kuşkusuz nefes alıp vermesi, şişmanlaması, düşünmesi, arzuları ve bunun gibi diğer meziyetleri eksilmeyecektir: Fakat bizzat kendisini kullanma, elinden doğru dürüst bir şeyler gelmesi, verilen görevlere uygunluk, görünen şeyleri açıkça tanımlayabil­ me ve hayatının sonuna gelip gelmediğini tespit etme¹ gibi eğitim gerektiren şeylerde karar alabilme ihtiyacı zamanla zayıflar. Demek ki yalnızca ölüme her an yaklaştığımız için değil, anlama ve kavrama yeteneğimiz daha önce azaldığı için de acele etmeli.
¹Stoa düşüncesinin önemli hususlarından birisi de kişinin kendi hayatına son vermesidir. Stoa düşüncesine göre bazı durumlarda kendi hayatına son vermek haklı bir şeydir.
Doğru tespit hala da devam eden bir olay...
Rauf Bey ve arkadaşlarının kurdukları" muhafazakar[ tutucu]" adlı altında ortaya çıksaydı, belki anlamlı olurdu. Fakat, bizden daha çok cumhuriyetçi ve bizden daha çok ilerici oldukları elbette doğru değildir. " Parti, dini fikirlere ve inançlara saygılıdır" ilkesini bayrak alarak eline alan kişilerden iyi niyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan bu yana, bilgisizleri ve bağnazları, boş inançlara bağlı olanları aldatarak özel amaçlar sağlamaya çalışmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi? Türk ulusu, yüzyıllardan bu yana, sonsuz yıkımlara, içinden çıkabilmek için büyük özveriler gerektiren pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi?
"Sen Mustafa Kemal misin? Ölülerin intikamını alacak mısınız?"
O gün sabah erkenden artık bizim de şehri ve ecdadımızdan kalan evimizi terk etmemiz gerekiyordu. İki oğlum ile birer kat çamaşır biraz da yiyecek ekmek ne varsa kâğıt ve altın paralarımızı alıp komşunun terk etmiş olduğu at arabasına ait bir hayvan bulduk ve dolambaçlı yollardan ve Şakirpaşa'nın ilerisinden Tarsus şosesine çıktık. Fransız
Karanlık madde yalnızca kütleçekim etkisiyle açığa çıkan, bizim meydana geldiğimiz atom ve moleküllerden farklı bir madde biçimidir. Karanlık maddenin doğasını araştırmak, bugün gökbilimcilerin başlıca ilgi alanıdır, fakat mevcut bağlamda önemli tek şey onun orada bulunuşu ve onsuz Samanyolu gibi galaksilerin oluşamamasıdır. Karanlık madde
Reklam
Drake Denklemi, 1950'lerin sonuna doğru ilk yapay Dünya uydularının fırlatılmasıyla beliren uzay heyecanının bir sonucuydu. O zamanlar Frank Drake, Virginia'daki Green Bank radyo gözlemevinde çalışıyordu ve yalnızca başka akıllı medeniyetlerin bulunma olasılığıyla değil, onlarla radyo teleskoplar kullanarak iletişim kurma ihtimalleriyle
Al işte bir doğru tespit daha!
Dünya çok bozdu. Ve biz içindeydik. Birbirimizi mi bozduk yoksa beraber mi bozulduk, bilmiyorum!
İthaki yayınlarıKitabı okudu
Malesef ki çok doğru bir tespit. Umarım değişir
Amerika'da 25 yıl kalmış birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Amerika'da insanın eğitim düzeyi arttıkça değerler bilinci yükseliyor, kişinin evrensel değerlere yatkınlığı ve bunu günlük yaşama yansıtması artıyor. Eğitilmiş Amerikan vatandaşı, eğitilmemiş olandan genellikle daha dürüst ve sorumluluk duygusu daha yüksek. Türkiye'de ise bunun tam tersini gözlüyorum. Okumamış ve şehirleşmemiş Türk köylüsü bu ülkenin okumuş insanından daha dürüst daha fazla değerler bilinci var. Sanki eğitim sistemimiz eğittiği kişide değerler erozyonu yaratıyor.
Muhterem okuyucu kardeşim! Allah Teala hem bizleri hem de sizleri vakti değerlendirmeye , onu faydalı bir iş ve yararlı bir ilimle doldurmaya muvaffak kılsın. Bizleri zamanın ve hayatın kıymetini idrak eden, kendilerini ve milletlerini aldatmayan, Allah Teala'nın nefislerine ikram ettiği nimetleri heba etmeyen ve doğru yol üzere bulunan
Sayfa 105 - Otto YayınlarıKitabı okudu
1.117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.