Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
434 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
-Güneş de sanıyor ki bir tek o yanıyor.-
"Aşk, bir bedende iki kişi." “Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi Şapkandan bir kumru havalansın Bana öyle büyük ki bu kalp, Gelsin yüreğime yuvalansın” Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
434 syf.
10/10 puan verdi
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum. -Sevgi, Kilidi olmayan tek hazinedir.- -Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Düşünmek Yaşamın Pasını Silmektir
Düşünmek Yaşamın Pasını SilmektirTahsin Özmen · Karina Yayınevi · 2018501 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
Yüreğiyle Görür İnsan
Bir yerde bir kuyunun saklı oluşudur çöle güzellik veren; sonuçta çöl güzelliğini içerisinde sakladığı gizliliğe borçludur. Benzer şekilde görünenlerin de sadece kabuk olduğunu unutmamak lazım, çünkü içinde gizlenen gözle görülemez.. Küçük Prens, Asteroid B-612 adlı küçük gezegenden gelen, parmak büyüklüğünde boyuyla neşe ve enerji dolu hiçbir
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,5bin okunma
Halk arasında Erika’nın Gülü diye adlandırılan bir bitki var. Bizim halktan bahsetmiyorum tabii, muhtemelen içinde Erika’ların olduğu bir çöl halkı bu. Her bitki gibi susuz kalınca kuruyor fakat ölmüyor. Suyunu tamamen çekince bir top formuna bürünüyor. Sonra rüzgârın da yardımıyla oradan oraya sürükleniyor. Yıllarca süren kuraklığın ardından bile ulaştığı ilk nemli yerde dallarını tekrar yayıyor. Bir de yağmura denk gelirse misler gibi çiçekleniyor. îşte ben de şu sıra kendimi bu bitkiye benzetiyorum. Evet, belki kurudum ama inatla ölmüyorum.
444 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"Hüzün, ömrümün öznesi."
"ben şimdi bir gülü kendi güvenliği için bir sevda şiirine dönüştürmeye yargılı bir şairim, yaptığım bu işte!" Hilmi Yavuz şiirlerini felsefik kişiliğinin katkısıyla da imgeler üzerinden yazmış. Kullandığı belli başlı imgeler vardı ve anlamak için şiirlerini birkaç kez okumak gerekiyor, her okuduğumda da ayrı bir anlam çıkardım.
Büyü'sün Yaz!
Büyü'sün Yaz!Hilmi Yavuz · Yapı Kredi Yayınları · 2006260 okunma
Nalə
Çəmən həsrət çəkir öz gülü üçün, Bağça dilə gəlir bülbülü üçün, Pərvanə can verir sevgili üçün. Qəlbimi həmişə qoyub yaralı, Biganə-biganə gəzmə aralı. Məcnun çölə getdi, Leylini andı, Kərəm, – «Əsli» – deyib, odlara yandı. Bizim aramıza düşən nə qandı?.. Gəl olma fitnəkar, a dağ maralı, Divanə-divanə gəzmə aralı.
Sayfa 427Kitabı okudu
Reklam
"Bülbül gülü överken samyeli soldurdu gülü"
Sia- Eylül 2021Kitabı okudu
“Hasretin ateşe düştüğü zamandır şimdi Gel ey hasretimin gülü Halım yamandır şimdi Gecenin şavkıdır yalnızlık Kıyama durmuş gibi sabır nöbetindeyim Öyle sevdim ki seni gözbebeğimde kaldın Ağlasam sen damlarsın gözümden yaş yerine Herkes bana gülüyor Mutlu aşk yoktur diyor Çöl olmaktan korkup ta Güneşe gözlerini kapayan toprak kör olsun Beklediğim sen olduktan sonra Bu yüreği yangın yerine döndürmek Boynumun borcu olsun Ama bil ki pusulardayım Bir Ayet-el Kürsi tadında gel Öyle gel ki öyle gel ki Fetretim nimetim olsun…”
Ahmet Şafak
Ahmet Şafak
Halk arasında Erika 'nın Gülü diye adlandırılan bir bitki var. Bizim halktan bahsetmiyorum tabi, muhtemelen içinde Erikaların olduğu bir çöl halkı bu. Her bitki gibi sussuz kalınca kuruyor fakat ölmüyor. Suyunu tamamen çekince bir top formuna bürünüyor. Sonra rüzgarın da yardımıyla oradan oraya sürükleniyor. Yıllarca süren kuraklığın ardından bile ulaştığı ilk nemli yerde dallarını tekrar yayıyor. Bir de yağmura denk gelirse misler gibi çiçekleniyor. İşte ben de şu sıra kendimi bu bitkiye benzetiyorum. Evet, belki kurudum ama inatla ölmüyorum. Yeşillenmem bir yağmura bakar Osman, ben artık istemiyorum.
Sayfa 40
"Birkaç yıl önce adamın biri bir blok ötede kendi kafasına bir kurşun sıktı." "Gerçekten mi?" "Evvett efendim. Çöl Gülü diye bir barın önünde. Bir kadın yüzünden hem de, hiç aklın alıyor mu?" "Hep öyle değil midir?" diye sordum. "Gerçi siyasi nedenlerle yapanlar da çıkmıyor değil." "Hayır hayır, köküne inersen altından her zaman bir kadın çıkar."
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Çöl Gülü
Bir başyapıt. Can içinde çok detaylı anlamları taşıyan bir çöl kitabı. Çölün çaresizliğini ve susuzluğunu insanlara yansıtmayı başarabilmiş bir kumul tepesi gibi. Çölün o ulaşılmaz görkeminden çok fazla nasibini almış bir şiir kitabı sanki. Çagatayev'in bir umut yolculuğu. Bir halkın yeniden dirilişi gibi. İçinde her türlü duyguyu taşıyan zor kelimelerin bir araya getirildiği bir başyapıt. Kumulların sarı tepeciklerinden uçuşan kartalların sert bakışları ve pençelerindeki zorluklara göğüs geren dev bir adamın hikayesi. Çagatayev, Vera, Ksenya ile başlayan yolculuğun Aydım ile kasırgaya dönüşmesi ve bir çöl rüzgarındaki gülü okuyacaksınız. 10/10
Can
CanAndrey Platonov · Metis Yayınları · 2013979 okunma
"Ey Kerbela! Can Kerbela! Ne seni görme arzusuna erişebildik, ne de Evlad-ı Resulün katiline karşı zalimlere dur! Demeye yetişebildik. Tozunu, kokunu özledik ey Kerbela! Hal Hüseynilerin çığlığı var topraklarında. Biz fırat nehrine değil fırat nehri siz yiğitlere susadı, Ne hazin ki, Resululah'ın öpmeye doyamadığı goncaların kanını çöl değil 'Müslümanım" diyenler içti. Ey Peygamberimin cennet sultanı Hüseyin! Ey Zehra'nın gülü Hüseyin! Ey Ali'nin omuzlarının süsü! Senin makberin Kerbela'nın dikenleri değil, Fatıma annemizin sinesidir. Ah Hüseyin! Sana kıyanların mahşeri, cehennemi çukurların en dipsiz ateşidir."
Sayfa 193
Sen Gittin Masal Bitti Ben bittim Sen gittin evimin adresi, kapımın zili gitti Sen gittin sazımin teli, kuşumun dili gitti yangınlar düştü yüreğime, ıssızlaştı şehir sokaklara hüzün yağdı, gözlerime yağmur üstüme kapandı kapılar, ben kapandım içime günlerce haftalarca ağladım kırık bir ağaç dalında, öksüz bir kuş gibi kaldım Sen gittin
Önce kokumu değiştireceğim;çok severdin ve seninle olan anılarımızın kokusuydu çünkü.Sonra sana dair silmeye kıyamadığım her şeyi tek tek sileceğim;arada açıp beni hâlâ sevdiğine kendimi inandırmamak için.Sana alıp vermeye imkân bile bulamadığım,bir gün görür de veririm diye kutusuyla sakladığım hediyeleri bir başkasına hediye edeceğim içimi acıtarak.Çerçevenin içinde kuruyan o gülü gözümün önünden kaldıracağım sana bakar gibi baktığım..Sana dair anısı olan tüm o yollardan geçmeyeceğim;yolumu değiştireceğim uzatmak pahasına..Gömeceğim seni;ama kendi kalbimin topraklarına.Gözyaşlarımla sulayıp dikenli çöl bitkileri yetiştireceğim mezarında.Canıma batacak,yüreğimi delecek;bir ah bile demeyeceğim.
Nişancı Bey'in Fûzuli'yi davet ettiği Meclis...
Kimi gazel okuyor, kimi muamma soruyor, kimi mesnevi anlatıyordu. Perde arkasından gelen müzik yer yer Meragî bestelerini, bazı bazı Mevlanâ güftelerini dillendiriyor, atışmalar, iğnelemeler, şakalar, öyküler, kahkahalar derken söz Leylâ ile Mecnûn'un ölümsüz aşklarında düğümlendi ve karşılıklı anlatımlardan sonra Hayalî Bey Fuzulî'ye dönüp "Bağdat'ın nadide gülü, sözün seçkin sultanı!" dedi, "Çöl kızı Leylâ ile çılgın âşıkı Kays'ın öyküsü iranlı şairler tarafından defalarca yazılmış. Ne ki Türkçe söyleyen pek az ve sözleri pek cılız. Bu gizli hazinenin sandığını açsanız, bir kitap yazsanız ve bu eski bahçeye bir taze güzellik verseniz!.." Hilleli Mehmet Fuzulî şafak sökümünde konaktan yarı mahmur ayrılırken, o geceden zihnine kazınmış bu sözler kulaklarında çınlamaya başlamıştı bile...
Sayfa 29 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.