Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sıradışılık arıyor insanlar, sıradanlıktan bıkmışlar çünkü. Peki sıradan addedilen şeylerin gerçekte ne kadar sıradan olup olmadıkları hiç düşünülüyor mu acaba? İki başlı bebekler doğduğu zaman hayret ediyoruz; bir insanın dünyaya gelmesi çok sıradanmış gibi... Bungee-jumping gibi uç sporları yapanlara hayret ediyoruz; tavanda yürüyen sinek basit bir iş yapıyormuş gibi... Belgesellerdeki hayvanlara hayret ediyoruz; sanki sokaklardaki kediler ve köpekler sıradanmış gibi... .. Ölüme hayret ediyoruz; yaşamak çok sıradan bir 'hak'mış gibi...
İnandığımız şey gerçekleşir, çünkü inançlar kalpten yayılan, ölçülebilir en güçlü enerjiye sahiptir.
Reklam
Ervin )( Araf
"Buradaki her şey bir oyun. Burada çok bilinmeyen bir kural var. Geri çekilmenin bir cezası olur. Bu, sana gizliden puan kaybettirecekti. Buradakiler asker değil, piyon olmak için eğitiliyor ve piyonlar geri gitmez. Buradaki insanlar gözü kapalı ölüme gitmek için yetiştiriliyor. Düişünülmesinden hoşlanmıyorlar. Casuslar bir öğrencinin geri çekildiğini yukarıya ilettiğinde üstlerin ne düşünecek?" "_Ben, bir piyon değilim." "_Ama şah da değilsin.' Evet değildim çünkü ben vezirdim.
Sayfa 97 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Zâtın biri öleceği sırada, hanımı ağlamaya başlar. Hanımına: "Neden ağlıyorsun?" diye sorduğunda, o da kocasına: "Senin için ağlıyorum!" cevabını verir. Kocası da: "Eğer ağlayacaksan, kendine ağlamalısın. Çünkü ben kırk yıldır hep bugün için ağladım durdum!" diyerek hanımını uyarır.
Kendime Not.!
Anı yaşayın, zaman çünkü yalnızca ileriye akar.
Sayfa 426
Reklam
Böyle söyledi Zerdüşt.
İnsan aşılması gereken bir şeydir: işte bu yüzden erdemlerini sevmelisin — çünkü onlarda yok olacaksın.
Günler geçtikçe annemin yüzünü unutacağımdan korkmaya başladım. Gözlerim ona odaklanamıyordu ve annemin yüzü gittikçe daha belirsiz bir hal aldı. Yaklaştığımda annem yüzünü hafifçe çeviriyor, benden saklıyordu. Çünkü yaşarken ona gerçekten bakmamıştım, yüzünü sonsuza kadar hatırlamak ister gibi bakmamıştım, nefes almak için çırpınırken elini tutmamıştım ve onu sevmem gerektiği gibi sevmemiştim.
"Bilgimizin ulaştığı yerden daha ilerisini görebilseydik, belki o zaman acılarımıza sevinçlerimizden daha büyük bir güvenle katlanabilirdik."
Müfrezemizde Çimuk soyadlı iki kardeş vardı ... Köylerinde pusuya düşmüşler, bir samanlığa sığınıp ateş açmışlar; sonunda düşman orayı ateşe vermiş. Fişekleri bitene kadar çarpışmışlar ... Sonunda yanık vaziyette çıkmışlar dışarı ... At arabasına yükleyip insanlara göstermişler bunları, biri çıkar da kimlerden olduklarını söyler diye. Ele verir diye ... Bütün köy oradaymış. Babaları ve anneleri, kimse çıtını çıkarmamış. O an feryat etmeyen ananın mangal gibi yüreği olmalı. Ses etmemiş. Ağlayacak olursa bütün köyün yakılacağını biliyormuş çünkü. Yalnız onu değil herkesi öldürürlerdi. Tek bir Alman askeri için köy yakıyorlardı. Biliyormuş kadın ... Her şeyin bir ödülü vardır ama en üstün kahramanlık madalyası bile bu anneyi ve sessizliğini ödüllendirmeye yetmez ...
Reklam
Ebu'l Vefa b. Ukeyl der ki: “Ben kesinlikle biliyorum ki sahabeler ölürken bile cevherin, arazın ne olduğunu bilmiyorlardı. Eğer onlar gibi olmak istiyorsan ol. Eğer kelamcıların yolunun daha iyi olduğunu görüyorsan ne kötü bir haldir bu. Zira kelam ilmi birçok kimseleri şüpheye düşürürken birçoklarını da inkâra sürüklemiştir. En azından sözlerinden inkâr kokusu gelmektedir. Çünkü onlar evvelkilerin yetindikleriyle yetinmediler ve hakkı, akılla aramaya koyuldular. Oysa akıl sadece Allah'ın bildiği hikmeti idrak etmekten acizdir. Allah-u Teâlâ bildiği tüm bilgileri yaratıklarına söylemez. Başlangıçta ömrümün uzunluğunu mübalağa edip kitaplara daldım, mezhepleri araştırdım ama şimdi de geri adım attım ve selefe baktım ki onların yolu en sağlam ve en salim yoldur. Çünkü onlar incelemenin en uç noktasına kadar gittiler ve aklın idrak etmekten aciz olduğu bazı hikmetlerin olduğunu fark ettiler. Bunun için İslam hududuna bağlı kaldılar ve her şeyde bir illet ve sebep aramaktan vazgeçtiler. Akıl da üstünde bir ilahi hikmetin var olduğunu gördü ve o hikmet-i ilahiye teslim oldu.”
"Psişik bir saldırının en üzücü özelliklerinden biri, mağdurun uyumaktan korkmasıdır, çünkü uykuda savunmasız olduğunu hisseder."
"Çünkü insanların kalbinde ev sahibi olmak mümkün değildir. Kısa, uzun, muayyen bir müddet için, insan bir kalbe girer, sonra yerini yeni kiracılara, daha çok bedel veren kiracılara bırakır, gider."
Sayfa 179 - Can YayınlarıKitabı okudu
Başkalarının ne hissettiğini kaydedememek duy­gusal zekâ bakımından büyük bir eksiklik, insan olmak anlamında da trajik bir başarısızlıktır. Çünkü ilginin, şefkatin kökü olan duygu­sal ahenk, empati yetisinden kaynaklanır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.