Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Quels drôles de corps vous êtes, vous autres peintres! Vous faites tout au monde pour vous créer une réputation. Dès que vous en avez une, on dirait que vous voulez vous en débarrasser. C'est sot de votre part, parce qu il ny a qu'une seule chose plus désagréable que de faire parler de soi : c'est ne pas faire parler de soi.
Meave Kernaghan, dog-sitter, would not have taken any chances. She would have scurried to safety, preferably by finding her boyfriend and hiding behind him. DS Meave Kerrigan, on the other hand, wanted very badly to find out who was lurking in the shadows at the time in the morning.
Sayfa 168Kitabı okudu
Reklam
Kimi mest-i muhabbet hâne-i hammârdan gelmiş Kimi medhuş-i hayret şu'le-i dîdârdan gelmiş Kimi hurşîde benzer âlem-i envârdan gelmiş Kimi varmış diyâr-ı vahdete tekrardan gelmiş Gözüm dûş oldu gördüm bir gürûhu hep külâhîler Aceb heybet aceb şevket aceb tarz-ı ilâhîler Kelâm-ı samtı deryâlar gibi pür cûş söylerler Muhabbet râzını
Sayfa 88 - Şeyh Galib
"En ağır silleleri vurss ds kader, Ezilir belki ama eğilmez başım."
Sayfa 325Kitabı okudu
5 Ekim 2019'ds ABD ve Yunanistan Savunma Bakanları Atina'da 'Karşılıklı Savunma İşbirliği Antlaşması' imzaladı. Böylece ABD'ye, Yunanistan'a ait tüm askerî üslerin kullanılma izni ve olanağı sağlanmış oldu.
Bizden hiç söz etmiyorlar mı sanırsınız? Bilseler de bilmeseler ds konuşurlar. Her şey bilinmez ama her şey söylenir.
Reklam
Down Sendromu ------------------------- Down sendromu (DS) fazladan genetik materyalin çocuğun gelişiminde geciklemelere neden olduğu ve sıkıkla zihinsel geriliğe yol açtığı bir durumudur.
Enver Paşanın İstifası Osmanlı Ordusunda Derin Üzüntü Oluşturması
Osmanlı ordusu Enver Paşa'ya bağlanmıştı ve onu seviyordu. Mağlup olmuş bir başkomutanın istifa haberini alan birlik komutanlarının ona çektikleri telgraflar, gerçekten dikkate şayandır ve bir insanın nasıl sevilebileceğinin güzel örnekleridir. 5. Ordy Komutanı Mahmut Kamil Paşa, telgrafında şöyle söyler: "İstifanız 5. Ordu-yı Hümayun üzerinde derin bir hüzün ve tesir yarattı. Memleketin kurtuluşunu sağlamayı amaçlayan yüksek bildirim ve öğütlerinize uymayı, 5. Ordu, bundan sonra da en onurlu ve kutsal bir görev sayar..." Karadeniz Boğaz Komutanı Kaymakam Kiramettin Bey de şöyle söyler: "Hepimiz, Allah'ın yardımına dayanarak, tek bir vücut halinde, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra ds askeri namus ve görevimizi, en kesin bir azim ve sağlamlıkla, sonuna kadar yerine getirmeye devam edeceğimizi ve yüksek emir ve komutanız altında geçirilen günlerin minnet ve şükran hatırasını sonsuza dek unutmayacağımızı arz ile bütün birlikler adına, kalbi tazim ve hürmetlerimizin lütfen kabulünü istirham ederim efendim." Çekilen telgraflardan ikisini kitabına alan Şevket Süreyya Bey, bu göz yaşartıcı sevgi ve bağlılığı şöyle yorumlar: "Bunlardan da görüleceği gibi ve bu vesileyle de tekrar edelim ki, Enver Paşa, her şeye rağmen ve bütün savaş boyunca ordu üstündeki güç ve saygınlığını yitirmemişti... Bu niçin böyleydi? Bunun cevabı sanıyorum ki, şudur: Osmanlı Ordusu en az iki yüz yıldan beri başında, kolay yıkılmaz, otoriter ve askeri onuru temsil eden bir başkomutan bekliyordu. Onu, Enver Paşa'nın şahsında bulduğuna inanıyordu"
Sayfa 408Kitabı okudu
Enver Paşa Yurt Dışına Çıktktan Sonra Mustafa Kemal Paşayla Mektuplaşması
Enver Paşa yurt dışına çıktıktan sonra da, Milli Mücadele'ye destek için uğraşırken Mustafa Kemal Paşa ile yazışmıştır. Pek samimi bir üslupta süren bu yazışmalarda, zaman geçtikçe üslup değişir. Kara Kazım Paşa'nın ısrarlı istekleri üzerine, Mustafa Kemal Paşa'nın ds "açık neşriyatı başlattık" dediği, Enver Paşa'yı karalama kampanyası yazılarından biri Hâkimiyet-i Milliye'de çıkar. Enver Paşa öfkelenir ve 17 Temmuz 1921 tarihli mektubunda şöyle yazar: "Bununla, mateessüf Trablus'tan beri bildiğim şahsi ahlakınızın bugün vardığınız mevkide bile değişemediğini görüyorum. Ve benim yalnız iktidarınıza bakarak görmek istemediğim diğer noksanlarınızı artık göze sokacak şekilde belli ettiniz. Ben yine sükûnetle, arkadaşlarla birlikte başta Türkiye olmak üzere İslamın rehâsı için olan çalışmalarımızda ilerleyeceğiz. Bütün bu şahsi hırslarınıza rağmen Cenab-ı Hakkın şimdiye kadar yaver olan talihinizi, yine vatanın selametine hâdim kılmasını diler, fakat sizi, şahsî hırsınıza mağlup olarak bu kadar küçülmüş gördüğümden dolayı teessüf ederim. Allah hepimizi doğruluktan ve iyilikten ayırmasın."
Sayfa 405Kitabı okudu
Reklam
İnce ve insanın içine işleyen bir yağmur havayı donduruyor, grisi siyaha dönüşen bez pantolonları dizlerine yapıştırıyordu. Yüzleri morarmıştı; uzun sakalları ve kısa saçlarından sular sızıyordu, titredikleri görülüyor, dişleri öfkeden ve soğuktan takırdıyordu. Zaten kımıldamaları mümkün değildi. Prangaya vurulduğunda zincir kolu olarak anılan iğrençliğin bir parçasına dönüşen bu kitle tek bir kişi gibi hareket eder. Kürek boyunduruğunun ölüme mahkûm ettiği zekâ artık geri çekilmelidir ve beden denilen hayvana gelince artık ihtiyaçlarını belirlenmiş saatlerde gidermelidir. Böylece neredeyse hepsi yarı çıplak, başı açık, başları aşağı sarkmış olan bu hareketsiz kalabalık, temmuzun kavurucu sıcağında da, kasımın dondurucu yağmurlarında da hiç değişmeyen giysileriyle birbirinin aynısı olan beş arabaya yüklenmiş olarak yirmi beş gun sürecek yolculuklarına başlıyordu. Toplum cellatlık görevine âdeta doğa koşullarını ds katmak istiyordu. Etraflarındaki kalabalıkla arabadakiler arasında korkunç bir diyalog başlamıştı; bir yandan hakaretler, diğer yandan meydan okumalar duyuluyor, her iki taraf da birbirine küfürler ediyordu; ama yüzbaşının bir işareti üzerine arabalardaki omuzların, kafaların üzerine rasgele inip kalkarken sopa darbelerinin toplumsal sükûnet adı verilen düzeni yeniden tesis ettiğini gördüm. Gözleri öfkeyle dolan bu sefiller dizlerinin üzerindeki yumruklarını sıkıyorlardı.
Sayfa 25
Eskiden kan midemi bulandırıyor, başıma döndüyordu ama artık kan su gibi, beden parçaları sıradan eşyalar gibi geliyor. Savaşın nedenini bile bilmiyorum. Neden devrim oluyor? Neden ailemi götürüyorlar? Ben resim yapıp okula giderken neler oldu? Eskiden sanattan, modadan, dinden ve yolculuk etmekten söz ederken şimdi neden herkes siyasette söz ediyor? "Ne oldu?" Diye haykırıp bağırıyorum. "Ne oldu!" Kime bağırdığımı bile bilmiyorum. Kimse bana bakmıyor. Babam hala ağlıyor, aynı sözcükleri tekrarlıyor. Amire ds kulaklarını kapatan Ali'yi kucağında sallıyor ve gözlerini kapatıyor. Artık kim olduğumuzu bilmiyorum.
İlâhî yâri kıl bana ki senden gayrı yârim yok Ne yüzle varayım sana günâhdan gayrı kârım yok Gönül yâd etdi Sübhân’ı gözüm yaşı ile kanı Komuşum bâş ile cânı bu yolda ihtiyârım yok Yine bir menzile erdim nedâmet bahrine daldım Hayâl-i aşka dûş oldum sabâ gibi karârım yok
......... NEDİR ?
1. Bârekellah sende bu nev-tâze dilberlik nedir Sözde şekkerlik bu yüzde hâb-ı esmerlik nedir 2. Savlet-i gamzenle oldu Rüstem-i devran zebûn Bu ciger-dirlik dil-âverlik bu ejderlik nedir 3. Merhamet-sâz-ı dil-i 'uşşâk idik ol şâha Şimdi bu zulm-i sitem-gerlik gam-âverlik nedir 4. Sende kim vardır bu berrâk-ı cebîn ü tâb-ı ruh Çok mu mihr ü mâha hem-serlik berâberlik nedir 5. Hırka ber-dûş bade-nûş ol eyle terk-i mâ-sivâ Zihniyâ bak lezzet-i rind [ü] kalenderlik nedir
Sayfa 245Kitabı okudu
“-Korkmamı tercih ediyorsun, anlıyorum ama korkmuyorum, yüzbaşı. En fazla ölürüm. - En fazla ölmezsin, en fazlasını hayal bile edemezsin. O yüzden cesurlukla aptallık arasındaki o çizginin üzerinde yürümekten vazgeç. Bazen.. Cesurlar ds korkar.”
322 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.