Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kapitalizm'e övgü; (işte bir fikir böyle savunulur!)
Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız mı? Para bir mübadele aracıdır. Ortada değiş tokuş edilecek ürünler, onları üretecek insanlar olmazsa, para da var olamaz. Para aslında, birbiriyle iş yapmak isteyen insanların, değere karşı değer verme
Allah'ın Herşeye Gücü Yetiyorsa Neden İşlerini Meleklere Yaptırıyor?
Allah Şuurlu şuursuz, canlı cansız, farklı yapıda çeşitli varlıklar yaratmayı dilemiştir. Bu varlıklar arasında fizik aleme değil metafizik aleme ait, irade sahibi olmayan, sadece emredileni yapan varlıklardır. Allah melekleri insanın yaratılış serüvenine şahit tutmuş ve kainatın düzeni içinde onlara da birtakım görevler vermiştir. İnsan dışında
Reklam
İnşallah, okul çocuklarının tarih dersinde, bir zamanlar milyonlarca insan açken, bir avuç başka insanın fino köpeklerini havyarla beslediği olgusu karşısında inanmazlıkla çığlıklar attığı bir toplumsal düzenin yaratılması bu kadar uzun sürmez.
Sayfa 113 - YordamKitabı okudu
Acı çekmeye yaklaşımlar arasında iki önemli ayrım var: 1- Acı, var olan düzenin, yaşamın sürdürülmesine engeldir ve ortadan kaldırılması gerekir. 2- Acının varlığı var olan yapının aksadığını gösterir ve üzerine gidildiği takdirde, yeni bir düzenin, yaşamın yaratılmasına giden yolun başlangıcıdır. Bu yüzden acı olgusu ve böylece dünyada kötünün varlığı iki boyutta belirir: İçkinlik ve aşkınlık. Acının ve kötünün varlığı, süregidene düşürülen bir şüphe, bir tehdittir ve bu varlığın, çevresinin kuşatılarak yaşamdan soyutlanması, bulaşmasının, yayılmasının önlenmesi ve etrafına çekilen set içinde bertaraf edilmesi gereklidir. Aşkın boyutta ise bu varlık, yeni bir sürecin başlaması, yeni bir düzenin yaratılması için büyütülür, büyüdükçe bilincin içine işlemesi, anlaşılması ve yeni eylem yollarının bulunması kolaylaşır.
Sayfa 8 - Metis Yayınları
Yeni bir sürecin başlaması, yeni bir düzenin yaratılması için büyütülür.
Biliyorsunuz, para her kötülüğün kaynağıdır... O da, paranın tipik bir ürünü. Rearden, Francisco’nun bu sözü duyabileceğini sanmamıştı, ama genç adamın ciddi ve nazik bir gülümsemeyle oraya döndüğünü gördü. “Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç
Plato Film Yayınları - Çeviren: Belkıs Çorakçı DişbudakKitabı okudu
Reklam
İbn-i Sînâ evrenin ilahi inayetin sonucu nasıl var olduğunu ve evrendeki nizamın kusursuzluğunu açıklarken Ku'an'daki 'sünnetullah' (Fâtır 35/43) terimine referansta bulunur: "Sen Allah'ın yasasında değişme bulamazsın. Sen Allah'ın yasasında sapma da bulamazsın.” Evrenin yaratılması, zâtı gereği mutlak iyi ve cömert olan bir varlık olan Tanrı’nın kendi zatını akletmesi sonucunda, O'nun zatından kaynaklanan bir zorunlulukla akılsal bir düzenin tesis edilmesi manasına gelir. “Tanrı, zatı hayır olduğu için kendine âşıktır; O'nun âşık olunan zatı bütün var olanların ilkesidir; dolayısıyla bütün var olanlar en güzel bir düzen (ahsen-i nizam) içerisinde O'ndan çıkar.
Sayfa 111Kitabı okudu
Ya­şamı oluşturan süreçlerin çoğu kendiliğinden olmayan reaksiyonlardır; bu nedenle öldüğümüzde çürürüz ve bu yaşamsal reaksiyonların hiçbiri devam etmez. (İlkece) basit bir örnek olarak, bir protein molekülünün yapımını verebiliriz, bir protein molekülü, çok sayıda tek tek amino asit molekülü­nün tamamen kontrollü bir dizilim içerisinde birbirine bağ­lanmasıyla oluşur. Protein yapımı kendiliğinden olan bir süreç değildir çünkü düzenin düzensizlikten yaratılması gerekir. Ancak, protein inşa eden reaksiyon güçlü biçimde kendiliğinden olan bir reaksiyona bağlanırsa, o durumda ikincisi ilkini yürütebilir, tıpkı bir motordaki yakıt yakımının elektrik jeneratörünü düzenli elektron akışı üretmesi için -yani elektrik akımı için- yönetmesi gibi.
Acının ve kötünün varlığı, süregidene düşülen bir şüphe, bir tehdittir ve bu varlığın, çevresinin kuşatılarak yaşamdan soyutlanması, bulaşmasının, yayılmasının önlenmesi ve etrafına çekilen set içinde bertaraf edilmesi gereklidir. Aşkın boyutta ise varlık, yeni bir sürecin başlaması, yeni bir düzenin yaratılması için büyütülür, büyüdükçe bilincin içine işlemesi, anlaşılması ve yeni eylem yollarının bulunması kolaylaşır.
Sayfa 10 - Metis, İkinci Basıma Sunuş I.Bölüm, Alper OysalKitabı okudu
Dünyanın kendisinin Akıl ile donanmış olduğu fikri, aslında erken dönem Yunan düşüncesinde çok daha ön- celeri dile getirilmiş olan bir fikirdir; fakat, sofistike bir hale getirilmesi, ancak Platon'la mümkün olmuştur. Erken dönem düşüncesinde anlaşılabilir bilgi nesnesinin kendisini kavrayan akıldan keskin bir biçimde ayrılmamış
Reklam
Para nedir?
“Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız mı? Para bir mübadele aracıdır. Ortada değiş tokuş edilecek ürünler, onları üretecek insanlar olmazsa, para da var olamaz. Para aslında, birbiriyle iş yapmak isteyen insanların, değere karşı değer verme
Ve başarılı oldu.
Emperyalist-kapitalist düzenin son 20 yıldır beşeri anlamda en fazla yatırım yaptığı alan neydi? Büyük teorilerin, büyük anlatıların terk edilmesi ve daha pragmatist, parçaya bakan, en önce ve hep kazancını hesap eden insanın yaratılması...
kitap notları:
Cinsiyetçilik, fallokrasinin' doğurduğu bir sonuçtur. Fallokrasi (penis egemenliği) ise şöyle tanımlanıyor: "20. yüzyıl ortalarında ortaya çıkınış, erkeklerin (ve fallusun sembolik gücünün) kadınlar üzerindeki egemenliğini ifade eden isim." Ancak feministlere göre, kimilerinin androkrasi (erkek egemenliği) ya da ataerkil (patriyarkal)
Nietzsche’nin düşünme biçiminin çelişkili, hatta birbiriyle bağdaştırılamayan yönleri vardır. Bir yandan, çalışmasında, öncelikle de devlet üstüne, erkekler ve kadınlar üstüne ve top­lumsal yapıda hiyerarşi ve eşitsizliğin gerekliliği üstüne görüşlerinde yankısını bulan otoriteci parçalara rastlanabilir. Ama öte yandan, düşünme biçimi derinden özgürleştirici liberter yönler ta­rafından belirlenir; örneğin, sabit sınırların, bölünmelerin ve mer­tebe düzenlerinin alt edilmesini gerektiren, sürekli kendini-alt etme olarak Dionysosca yaşam anlayışı, şen bilgi veya bilim görüşü (Wissenschaft) ve gülmeyi yüceltmesi gibi (Platon’nun Republic’te. [Devlet] koruyucu sınıfa, yani yönetici sınıfa, gülmeyi açıkça ya­saklaması kayda değer ilginçlikte bir noktadır). Nietzsche politik görüşü kapsamında klasik otoriteci kalıba çok fazla uyar. Politik düzenin (ve kültürün yaratılması için düzen gereklidir) ancak di­siplin, hiyerarşi ve kölelik sayesinde (en azından bir biçiminde, ama ne var ki tanımlanmış biçiminde) kurulabileceğine inanır. Bu­nunla beraber, Nictzsche’nin “Dionysosca” felsefi görüşü hakkın­da insanı hayrete düşüren şey, felsefi görüşünün politik düzen an­layışını inşa ettiği temelleri yerle bir etmesidir.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.