Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar....
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.