Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimim Ben?
Neden korkuluyor? Kendimi iyi ifade etmemden mi? Dili çok düzgün kullanarak hakimleri zor durumda bırakıp dosyalardaki eksikler, soruşturmanın zayıflığı gibi konularda rahatsız edici itirazlarda bulunmamdan mı? Onları bu kadar endişelendiren nedir? Başlarına iş açacak açıklamalarda bulunmam, adli makamların tutarsızlıklarını gözler önüne sermem mi? Yoksa kendi yasalarını hiçe sayan yargıç kılığında iş birlikçi küçük burjuvaların ideolojisini oluşturan basit düşüncelerinin diyalektiğim karşısında zayıf düşeceği fikri mi? Ayan beyan görünen ikilemlerinin kaynağını yetersizliklerinde bulmaları mı? Adalete bağlı bu insanlar, dili bir silah haline getirip kendimi siyasi tutuklu olarak savunmamdan, hapiste olmama rağmen korkuyorlar. Dili, sistemi eleştirmek, daha da kötüsü İslami Devrim'in kötü(!) örneğini yaymak için kullanma ihtimalimde var.
Sayfa 29
Eleştirmek, yalnızca bir kavramın, yeni bir ortama daldırıldıkta yittiğini, bileştiricilerini yitirdiğini ya da onu değiştiren yeni bileştiriciler kazandığını saptamaktır. Ne ki yaratmaksızın eleştirenler, yitişi, ona can verici güçler kazandırmasını bilmeden, savunmakla yetinenler, felsefenin yaralarıdır. Hınç ayakta tutar, tüm bu tartışmacıları, bu İletişimcileri. İçi boş genelliklerle boğuşarak, yalnızca kendilerinden söz ederler. Felsefe tartışmalardan nefret eder. Onun her zaman, yapacak başka işleri vardır. Tartışmayı dayanılmaz bulmasının nedeni kendinden fazlaca emin olması değildir: tersine, asıl belirsizlikler onu daha ıssız başka yollara sürükler.
Reklam
Bilimsel yeteneklerimiz hemen hemen sıfırdır. Üniversitede ders verir ve üniversite yönetiriz, ama üniversite öğretiminin esas amacının ne olduğunu bilmeyiz. Bildiğimiz tek şey kürsüye çıkıp ders vermek, her yıl aynı şeyi yinelemek, öğrenciyi kendimiz gibi ezbere özendirmek ve aslında vakit öldürmektir. Üniversitenin esas itibariyle bir araştırma yeri olması gerektiğinden habersizizdir. Okumak ve daima okumak, yeni yayınları, gelişmeleri izlemek, eleştirmek, düşünmek ve orijinal bir şeyler vermek nedir bilmeyiz.
Kendisini bilen bir sanatçı, ürettiği eseri öncelikle kendisi eleştirmek ve yorumlamak zorundadır.
“bir insanı geçmişinden dolayı eleştirmek bana mı düşmüştü?” ama bence,sürreya’nın geçmişini umursamayışımın en önemli nedeni, benim de kendime ait bir geçmişim olmasıydı.pişmanlık nedir,çok iyi biliyordum.”
Sayfa 169Kitabı okudu
Nedir bizi 'şen bilgi'yle yaşamaktan alıkoyan tavrımız? Bilginin kendisine duyduğumuz saygısızlık, bilgiyi bir emânet olarak alıp, onu yorumlamak, benimsemek ya da eleştirmek sorumluluğunu taşımayışımız. Bilgi, elimizin altında, kullanılıp atılacak, sömürülecek, bir eşya değil. Onunla diploma, onunla para kazandığımız. Salt sınavlardan geçmek için katlanmak zorunda kaldığımız bilgiler... Ezberleyip, unuttuğumuz. Hiçbir biçimde ilgimizi çekmeyen. Sürekli üzerimize yağan, ayıklayıp seçemediğimiz. Bilgiye kendimizi körü körüne teslim etme tutumumuz. Seçme, ayıklama gücümüzün yetersizliği. "Hangi bilgiyle nasıl yaşamalıyım?" sorusunu soracak ufkumuzun olmayışı.
Sayfa 148 - BİLGİ-BİLİM-EĞİTİM, Şen Bilgili ÜniversiteKitabı okudu
Reklam
- Eleştirmek hakkına sahip olabilmek için insanın inandığı bir gerçek olmalı... Sizin inandığınız gerçek nedir?
..Bununla beraber radikal, s0syalist, liberal ve kültürel feminizmin ortak noktası bütün ataerkil yapılara, geleneksel aile yapısının toplumsal cinsiyet eşitsizliği söylemlerine karşı çıkmaktır. * Hobbes'un Leviathan'ındaki bir benzetmeyle ifade edecek olursak, kadın her durumda kurtlarla (erkeklerle) ve kurt düzeni (ataerkil yapılar) ile birlikte
Dr. Hikmet Kıvılcımlı üzerine E- Dr. H. Kıvılcımlı'nın eserlerinden alıntılar yapmışsınız (...) Dr. Türkiye solunun (...) dir. Onun fikirleri günümüzde çoktan aşılmıştır (...) Dr.'un, alıntılarla da olsa, kitabınızda gündeme getirilmesi, kimi düşüncelerinizin gerçekleşme şansını önceden sıfırlamaktadır. (...) (Z.O. Göztepe- İstanbul) E- Dr.
Sayfa 163 - 163-167 sorun yayınları
İnsanoğlu her zaman bir başka insanın standardını incelerken onu küçümser; yukarı bakarak eleştirmek zorunda kalacağı birini hiçbir zaman bulamaz.
Reklam
Önsöz
Gerçekten inançları soyut temellere dayandığı için diğer birçok dini eleştirmek zordu ve inananları kızdırır. Buddhizm ise eleştirilebilir ve inananları daha hoşgörülüdür. Hatta Buddhizmin oluşmasında eleştirel bakışlar büyük rol oynamıştır. Tanrı veya tanrılarla görüştüğünü öne sürmeyen, sadece kendine ve düşüncelerine güvenen tarihi bir kişilik olarak Buddha, zamanın geçiciliğini temel atmıştı ve başka birçok düşünürün yaptığının tersine o, Tanrı nedir, Dünya nedir, Biz neyiz gibi soruları yanıtsız bırakmayı uygun görmüştü.
Sayfa 13
~ Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renge boyayamazsın. / 31 ~ Keşke benim de, Baba ' nın acıma duygularını harekete geçirecek bir yara izim olsaydı. / 58 ~ Kesikler acır, düzelmesi birkaç hafta alırdı... Onlar bir kez daha göz açıp kapayıncaya kadar geçen, nefis bir mevsimin anılarıydı. / 63 ~ Gözlerini gökyüzünden
Everest YayınlarıKitabı okudu
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.