Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1985 senesiydi . Ruhi Su , Cemal Reşit Rey , Orson Welles ve Enver Hoca o yıl ölmüştü .
Zaman bizleri değil, Mustafa Kemal'i haklı çıkarmıştı. Lenin'in, Mao'nun, Enver Hoca'nın, Dimitrofun heykellerinin yerlerde sürüklendiği, resimlerinin duvarlardan kaldırıldığı, Leningrad isminin St. Petersburg'a dönüştürüldüğü günümüzde, bunu görebilmek kuşkusuz daha da kolay.
Reklam
Enver ve Cemal Paşaların bu ziyaretleri ve bilhassa Ravza-î Mutahhara'da muazzam bir cemaatle namaz kılışları ile şebeke-i mutahharaya yüz sürerken, göz yaşlarını tutamıyarak dua edişleri, ve en sonunda etraflarını saran Medinelilerle kardeşçe kucaklaşıp el sıkışmaları bütün şehri, bütün Hicaz'ı ve Arapları son derece duygulandırmıştı. Hele bir alay şeyhler, sarıklı hoca ve paşaların en önünde giden, gerçekten de pek dindar olan Enver Paşa'nın Osmanlı ordusunu temsil eden o pırıl pırıl sırmalı, kordonlu, göğsü nişanlarla kaplı büyük üniforması içinde, öylesine azametli ve heybetli göründüğü halde, daha Markâd- Nebeviye (Peygamber Efendimizin mübarek kabirlerine) yaklaşırken, son derece heyecanlanarak, büyük bir heyecan içinde kollarını da kavuşturup, ayaklarının ucuna basa basa ve ağır ağır yürüyerek aldığı saygılı vaziyetle, ziyaretini doyamamışçasına uzatışı ve sonunda bir masum çocuk saflığı ile, boynunu bükerek gözyaşlarını döküşü, bir anda dillere destan olmuştu.
Sayfa 31 - Yağmur Yayınları
Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ismi tesadüf değildir. Enver Paşa'dan geliyor Enver Sedat'ın ismi. Arnavutluk Cumhurbaşkanı vardır Enver Hoca, o da Enver Paşa'dan gelme. Bunlar tesadüf değildir.
Sayfa 191Kitabı okudu
Enver Paşa için birçok ağıtlar yazılır. Biri de, Buhara Cumhurbaşkanı Osman Hoca'nındır: Türk balası Oruslardan köb sıkıldı Er kırıldı, kız ezildi, yurt sıkıldı Hamiyetlik Enver Paşa onu surab Kelib azad etmek için şehid boldu... İntikam......al intikam....
Sayfa 639Kitabı okudu
Köylülerin Örgütlenmesi
Arkadaşlar! Bilirsiniz ki şimdiye kadar, birçok yerler elimizden gitti. Tuna Vilayeti, Bosna ne oldu? Oradaki ahalinin canlarını kurtarmak için mallarını bırakarak kaçtıklarını bilirsiniz. Bunlar ne oldu? Geldiler, bu yerlere sığındılar. Fakat, ekserisi aç çıplak. İşte şimdi bizim de başımıza bu belalar gelecek gibi görünüyor. Hükümetin
Reklam
Mısır'ın Vadi-ün Nil gazetesinde "Vahdettin'in Desiseleri" ünvanıyla çıkan yazıda özetle şöyle deniyor: "Savaştan bıktığını, barış istediğini söylüyor. M. Kemal'de savaşa karşıydı, ama bağımsızlığı için savaş vermesi şarttı. Sevr'deki kendi suçunu azaltmak için Said Halim, Talat, Enver, Cemal, Rauf'a hırsız,
Sayfa 319 - Boyut YayınlarıKitabı okudu
Sonra Hoca çok insaflı idi. Meselâ can düşmanı olması gereken İttihatçılar hakkında bile bir kere şöyle demişti: "Birgün Enver Paşa'nın Meclis'te ağladığını gördüm, yüreğim parçalandı. Talât filân, bunlar hırsız, soysuz insanlar değildiler. Fakat düşman çok kuvvetliydi. Sonra teşrik-i mesai, işbirliği yaptıkları kimseler, onları yanlış yollara sevk ediyorlardı. İnsanı batıran da, kurtaran da arkadaşıdır..."
Sayfa 148Kitabı okudu
Saat üçe doğru, Kumandan Paşa beraber olduğu halde, çıktık. Ahali, hükümet konağı önüne toplanmaktaydı. Sonra asker geldi. Ulema-yı İslamiye ve Heyet-i Ruhaniye geldi. Harbiye Mektebi muallimleri, müdürleri orada olmadığın- dan iştirak etmediler. Ahali toplanmış: Yaşasın Millet! Meşrutiyet! Hürriyet! diye bağırışıyorlardı. Kumandan Paşa'ya Kaymakam Bey'e aşağı inmemizi teklif ettim. Hep [birlikte] aşağı inildi. Evvela, hoca efendilerden birisi dua etti. Bulgar rahiplerinden Pop Goşo Efendi gayet müessir, Bulgarca bir nutuk söyledi. Ben de, biri Türkçe, biri Bulgarca, ber-vech-i âti iki kısa nutuk söyleyerek: Yaşasın Vatan! Hürriyet! söz- lerini hep beraber tekrar ettik. Bu sırada üç top atıldı. Asker de selam vaziyetinde duaya iştirak etti. Sonra kışlalarına çekildiler.
Neyi düzelteceğiz bilir misiniz? İstanbul'daki idareyi. Pekala bilirsiniz ki İstanbul'da birçok memurlar hiç iş görmedikleri halde binlerce liralar alıyorlar. Hafiyelere binlerce liralar beybude veriliyor. Bu yüzden birçok evler kapanıyor. Sizin yalımayak, başı kabak çalışarak ektiğiniz ekinlerden alınan paralar hep böyle gidiyor. İstanbul'a gidenleriniz bilirler ki orada on yaşında çocuklara miralaylık veriliyor. Ne lazım, sizin Tikveşli Hoca yüz elli lira maaş alıyor; kardaşı, yazma okuma bilmezken, Meclis-i Maarif'te elli lira alıyor.
Reklam
ÖZETLE, ÖZETİMİZ...
Bizim için 1917 Ekim Devrimi'nin içeriği ve karşılaştığı zor­luklar ; siyasi ve ekonomik özüyle NEP dönemi; Lenin sonrası Rus­ya ve Stalin önderliğinde yürütülen sosyalizmin inşası; Sovyetler­ de ulusal sorunun ele alınış biçimleri; Lenin sonrası Üçüncü Enter­ nasyonal ve Stalin;. İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası gelişme­ler;
Tam Cuma'lık alıntı
Yüce dinimiz çalışmayan kişinin insanlıkla ilgisi kalmaya­cağını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı Tanrı'nın varlığı­nı yadsımak olduğunu sanıyorlar. Asıl yadsıma onların bu sa­nısıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, Müslümanların, Tanrı'nın varlığım yadsıyanlara köle olmalarını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın. Hoca olmak sarıkla de­ğil kafayladır.
İttihat ve Terakki'nin çatısı açık Numune Mektebi'ne biraz çeki düzen verilerek yerleşen Meclis, yazdığım gibi, 115 memur ve emekli ile 61 hoca, 51 asker, 26 çiftçi, 37 tüccar, 49 avukat, 51 hekim, 8 şeyh, 6 gazeteci, 5 ağa, 5 aşiret reisi, 2 mühendisten kurulu idi. Meclis'teki eski İttihatçılardan çoğu Mustafa Kemal'e hep eski gözle bakmışlar, onun yerine Enver'i getirmeyi düşünmüşlerdir.
Sayfa 252 - Pozitif Yayınevi, İkinci Baskı: Temmuz 2023
Sabataycılar
Okuduğum bir kitapta, Türkiye'de Sabetaycılık diye adlandırılan akımın daha çok Mevlevi tarikatında yer bulduğu yazıyordu. Sabatay Sevi dediğimiz adam, IV. Mehmet Han zamanında İzmir'de ortaya çıkmış bir Yahudi hahamıdır. Kabalacıdır. Kabala'yı biliyor musunuz? Yahudi mistisizmidir. "Yahudi tasavvufu" demeyin, tasavvuf
Sayfa 95
701 sayılı kanun uyarınca 5 Aralık 1927 tarihinde tedavüle çıkarılan Cumhuriyet banknotları, iktidardaki devlet başkanının resmini taşıyan ilk Türk paralarıdır. Osmanlı paralarında da padişahın tuğra ve mührünün bulunması itibariyle, bunu Osmanlı geleneğinin modernleştirilmiş bir devamı sayabiliriz.    Gerçekte olay daha ilginçtir. Çünkü, tespit edebildiğimiz kadarıyla bu tarihe kadar yeryüzünde “cumhuriyet” sıfatına sahip hiçbir ülkede, paralara günün devlet başkanının resim, mühür veya adı konmamıştır. Böyle olmasının nedeni de açıktır. Devletin itibarının hükümdarın kişiliğiyle ve devlet hazinesinin hükümdarın mülküyle özdeşleştirilmesi, öteden beri monarşilerin ayırt edici bir özelliği olagelmiştir. Cumhuriyetlerde devlet, devlet başkanının kişiliğinden bağımsız bir tüzel kişiliktir; devlet başkanı bu tüzel kişiliğin yasal vekili ve memurudur. Bundan ötürü eski Yunan’dan bu yana cumhuriyetlere ait sikke ve paralarda sadece devletin soyut simgelerine veya ülkenin geçmiş ünlülerinin resimlerine yer verilmiştir.    Türkiye’nin açtığı çığıra Avrupa’da uyan bir başka ülke tespit edemiyoruz: Mussolini, Hitler, Stalin, Franco, Metaksas veya Enver Hoca resmi taşıyan paralar yoktur. Lenin’in portresi Sovyet paralarına ölümünden otuz yıl kadar sonra konulmuştur. Ancak kraliyetle yönetilen Avrupa ülkelerinde hükümdarın portresi paralara basılmaya devam etmektedir
438 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.