Bir süre sonra şehre, otobüslere, insan seline, okuluna, akrabalarının o evde yokmuş gibi davranmalarına, evin babasının onu tamamen yok saymasına, arada bir nedensiz çığlıklar atıp sonra annesinden dayak yiyen zavallı küçük çocuğun sesine, hep tek başına yediği burnuna uzatılan tatsız tuzsuz yemeklere alışmıştı.