Evvet, herkese merhabalar insan kardeşlerim.
Bir süredir okuduğum kitaplardan sonra inceleme yapmıyordum. Çünkü okuduğum kitaplar için mâhir insanlar tarafından yapılmış incelemeler mevcuttu. Şüphesiz bu kitap için de mevcuttur lâkin okurken güldüren, güldürürken de düşündüren bu kitap hakkında ben de düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Öncelikle kitabı okumadan önce Moliére'nin yaşamını ve yaşadığı çağa bir göz atıp öyle okusak kitabın vermiş olduğu ince mesajı ve kahramanların kişiliklerinin sebebini daha iyi kavramış oluruz.
Moliére Fransa' nın en mutlu olduğu çağ da yaşamıştır. Nitekim Moliére de hep mutludur. Nitekim ondan ötürü eserlerini taşlama yönü ağır basan komedyalardan oluşturmuştur. Zengin ve bir o kadar da tutumlu bir babanın oğludur.
Moliére' den ilk çevirileri bildiğimiz üzere Ahmet Vefik Paşa Tanzimat döneminde yapmıştır. Biz de ki Batılı anlamda ki tiyatro akımına da öncülük ettiği söylenebilir.
Kitabın içeriğine gelecek olursak içerikten pek söz etmem bilirsiniz. Yalnız belirttiğim gibi cimri bir babanın oğlu ve kızına karşı takındığı tavrı anlatan, içinde illa ki aşkın da yer aldığı bir olay söz konusudur. Baba Harpagon cimriliğin atası sayılabilir. Hatta bazı diyalogları okurken Harpagon'a epey güleceğinizin garantisini verebilirim. Pek uzun sayılmayan bu kitap oldukça da içten ve akıcı üslupla yazılmış. Tek solukta okuyabilirsiniz. 1.5 - 2 saat sürede bitirebilirsiniz. Lafı uzatmayayım. Zaten hayli uzattım yine. :/
Sevgiyle kalın, Kitapla kalın. :)
CimriMolière · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202221,9bin okunma
Evvet, merhabalar kıymetli hazirun. :)
Kitapla ilgili inceleme yapmayacaktım aslında ama içimi bir yerlere dökme ihtiyacı duydum ve burayı tercih ettim. :)
Sir Henry Neville...
Bizim bildiğimiz adıyla William Shakespeare. 16. YY.da yaşamasına rağmen, 18. YY.da ortaya çıkan romantizm akımının en güçlü ismi olarak nitelendirilen bir romantik bir
Güzel kadın... Safiye Erol, Cumhuriyet kadını edasıyla yazdığı cümlelerini, kendi nahifliğiyle dokumuş.
"O gözler ki içlerinde görülmedik cümbüşler yapılan cennet saraylarının pencereleri gibi Tanrı ışıklarıyla yanardı."
İnsanın doğasında var olan ihtiraslı duygular ve durumlar baştan sona sizi de içine alarak devam ediyor.
Türk kültürüne dair dönemin yaşayış biçimi, dini inanç, tarihte yaşanılan olaylar ve akla gelebilecek pek çok konuya ustalıkla değinilmiş, özenle işlenmiş bir kitap.
Yazar, bilgilerimize ve görüşlerimize çoğu kısımda bambaşka bir pencere açıyor, katı yaklaşılan olaylara empati kurmak durumunda kalıyorsunuz. Böylece kitabın okuyucuya çok şey kattığını, duyarlılığını ve hoşgörüsünü arttırdığını, bakış açısını genişlettiğini söyleyebilirim.
"Hatır kırmak, can yakmak, yürek deşmek... Oğullarınız bunu sizde dener, karılarında olgunluğa erdirir, öyle değil mi? Zinhar evlatlarınızı zalimlik derecesine vardıracak kadar sevip şirazeden çıkartmayın."
Öyle ki yazarın tespitlerine hak vermemek elde değil...
"Türk milleti cihangirliğini yüzyıllar evvet yaptı. Kılıcının ucuyla bir çırpıda üç kıtaya imzasını attı. Üç kıtaya kendi yüksek medeniyetinin anıtlarını dikti."
Milli, dini, aşkı, acıyı her duyguyu kuvvetle tattırdın Ciğerdelen.
Hallo guyss (Spoiler içərir)
Evvet, bu günkü əsərimiz Johann Wolfgang Goethe' Gənc Verterin iztirabları :
• İncələmə yazmağı çoox xoşlayıram, məni daha rahat hiss etdirir.
Goethe çoz sevdiyim, yazarlardan biridir, onun çox sevdiyim bu kitabında da,çooox xoşuma gələn alıntılar var. Kitabda həddindən artıq, sevgiyə aid alıntı var,əmin ola bilərsiniz.(intihar hekayəsi olmasına baxmayaraq)
Çox hissiyata qapanan bir gənc olan Verter Lotta adlı qıza vurulur,lakın Lotta ərli və ərinə sadiq bir qadındır. Bunu bilən Verter sevdanın baş tutmayacağını anlasa da,ümidlərini itirmir. Çəkdiyi əzablarla birgə yaşayır.Verterin qardaşı Vilhemə yazdığı məktublarda Höte insan qəlbinin gizli hisslərini çox ustalıqla qələmə almışdır. Əsərdə Varterlə Albert arasında intihar edən insan haqqında dialoqlar verilib. Albert bunun zəiflik Varter isə güclü olmaqdan irəli gəldiyini bildirir.
Əsərə sevgidən yox,bir intihar hekayəsi kimi baxılmalıdır. İntihar edən kəsə cəmiyyətin baxışı,onun intiharından öncəki həyatı, iztirabları və s kimi məsələlər əsərdə qeyd olunub.
• Çox dərin bir mənaya malik miniklassika əsəridir.
Bu əsəri oxuyarkən çox diqqət etmək lazımdır, çünkü bəzi oxucular,nə qədər oxusalar da, anlam verə bilmirlər. (Həqiqətən də,çox dəhşət bir əsərdir)
Bu arada, sizə bir məlumat da verim ki, Romanın yayılması Avropada intihar hallarının sayının kəskin artmasına gətirib çıxarmışdı. Buna sonralar Verter effekti adı verilmişdi. Bu effekt o qədər güclü idi ki, bir çox ölkələrdə kitabın nəşri qadağan edilmişdi.
• Xoş mütaliələr
Dill «Büyüyünce palyaço olacağım,» dedi. Jem ve ben bakakaldık. «Evvet! Palyaço. İnsanlara gülmenin dışında bir şey yapmıyorum. Onun için bir sirke girip katılana dek güleceğim.»
___
Evvet, herkese merhabalar insan kardeşlerim.
Başınızın belası ben, bu sefer Türk edebiyatımızın en naif yazarlarından Reşat Nuri Güntekin' in önde gelen eserlerinden birinin incelemesinde karşınızdayım.
İncelemeye Reşat Nuri Güntekin ile başlamak istiyorum. Çünkü O' nun için inceleme yapmak istedim desem yanlış olmaz.
Benim hayalimde ki Türkiye
Merhabalar evvet arkadaşlarım bugün karşınıza duygularımı alt üst eden bir kitapla geldim. Uzun zamandır bu denli duygu yönünden beni sarsacak kitap okumamıştım ve şu an 2021 yılı enlerimin arasına koyacağım kitap oldu. Insanların hayalleri olmali ulaşabileceği veyahut ulaşamayacağı. Hayali olmayan insanın hayata dair umudu da yoktur zaten. Kitabımızda George ve Lennie çiftlikten çiftliğe iş arayan iki adamdır. Ikisinin de ortak bir hayali vardır bir çiftliklerinin olmasi. George aklı selim fakat Lennie aklı selim değildir. Zaten genel itibariyle George vasıtasıyla hareket eder. Dediğim gibi Lennie aklı selim değildir ve sonrasında George'nin başına açtığı olaydan ötürü cezalandırılacaktır. Kitabın sonu beni benden aldı. Onun için çok detaylı anlatmak istemedim zaten kısa bir kitap. Kitabımızda yansıtılmak istenen olay o dönemin zorlukları, insanlarin birbiriyle iletişimleri. Irkçılığın o dönemde ki durumu. Aslında bir bakıma çok ders çıkarılması gereken bir kitap. Tek kelimeyle harika bulduğum ve severek okuduğum bu kitabı tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
evvet :-)
bu, kitabı ikinci kez okuyuşum ve farkettim ki zamanla insanların altını çizdiği cümlelerde değişiyormuş, Eksilme değil de eklenme oluyormuş. Belki de yaşadıklarımızdir buna neden olan. gelgelelim alıntıda paylaşıp inceleme alanında Kapsamlica ele Alacağım dediğim paragrafa. bu paragrafi görünce yıllar önce bir yerde okuduğum ama tam
Evvet kitabı okuduk. Gelgelelim fasulyemizin faydalarına...
Nurettin Topçu 'yu bir çok kimse muhafazakar kişiliğinden dolayı eleştirir.
Nurettin hocamız bu
Yarınki Türkiye kitabında ağır bir aksanla gençliğe seslenmekte!
Fakat unuttuğu bir şey var ki bu gençlik hüviyeti asliyesini unutmuş. Aksine batılılaşma hareketlerine çoktan başvurmuştur.
"Mazlûm yaşamaya razı olan, âdaletsiz insandır." (Syf.31)
Aslında kitaptaki bu alıntı beni epey iç dünyamda meşgul etmiştir. Âcep, üstad burada neyi anlatmak istemiştir diye..
Ve sonra dedim ki, bu adam bir dâva adamı...
Haksız değil ki Topçuzâde ailesinin bir üyesi!
Dedesi Osman Efendi; Erzurum, Ruslar tarafından işgale uğradığında Topçuluk yapmıştır. Bu sebepten ailesi Topçuzâde ailesi olarak tanınamakta.
Sorbonne Üniversitesinde okuyan ilk Türk öğrencidir. Yılın en başarılı Doktora tezini aldıktan sonra üstada; geleneklere göre birinici olanlara yılın en iyi ödülü verilir.
Topçuya: Bir altın saat mi? Amerika ve Kuzey Avrupa'ya mavi bir yolculuk mu?
Topçu: hiçbirini istemiyorum der.
Topçuya: o zaman ne istiyorsun?
Topçu: Sorbonne Üniversitesi'nin giriş ve çıkışlarında 24 saat boyunca Türk bayrağının dalgalanması o istiyorum. Der.
Böyle Vatan, Millet, Bayrak aşkı ile tutuşan dâva üstadlarımız var iken neden batılılaşıp asimilasyona uğramayı seçiyoruz?
Bence eserlerini kavrayabilmek için bir kere okumak gerekmez!
Defaatle okumak elzem gelir.
Ben bir daha okumayı düşünüyorum.
Mekânın cennet olsun vatansever ailenin vatansever evladı