Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
EZGİ AKOĞLU
EZGİ AKOĞLU
@ezgininsatirlari
Kitaplar disinda yazmayiniz !
Kitap yorumları için insgram sayfamı ziyaret edebilirsiniz.
İnsgram kitap hesabı:ezgininsatirlari
İstanbul
350 okur puanı
Ekim 2017 tarihinde katıldı
Nefret Köprüsü(Şirzı )Barbaros Baykara
”Kızardı kayalar, al giydi bağlar .”
Yazar bu eseri kaleme almadan önce bu konuda yazılan çeşitli eserleri okumuş sonrada olayların içinde yaşamış insanlarla konuşmuş sonrasında bu kaleme almıştır .
Eser , 1914-1918 yıllarındaki Doğu Anadolu insanının ızdırabını yansıtmasının yanı sıra tarihi gerçekleri
Sinekli Bakkal her ay bir Türk romanı etkinliği kapsamında okuduğum ikinci kitap.Daha önce Seviye Talip adlı eserini üniversite zamanında okumuştum .Bu okuduğum ikinci eseri.Mahur Beste’den sonra dili daha hafif geldi.Daha kolay okunuyor.
Gelelim kitap hakkındaki yorumuma : Halife Edip Sinekli Bakkal romanını İngiltere’deyken kaleme almıştır ve ilk adı Soytarı ve Kızı olmuştur.Daha sonrasında ise değiştirilerek Sinekli Bakkal adını almıştır.Çok doğru bir isim olmuş çünkü kitap genel itibariyle de o hem o sokakta yaşayan insanların hayatlarını sunuyor bize.Hem de Rabia ve babası Tevfik’in hikayesini anlatıyor;
Rabia adında hafız bir kızın önce anne -babasının geçmişine nasıl evlendiklerine daha sonrasında Rabianın hafız olma yolculuğu ,evlilik yıllarını anlatıyor. Zaman atlayarak bize yaşadığımız toplumun ve aile faktörünün karakterin şekillenmesinde evlilikte ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlatıyor .
Mahur Beste’den sonra okuduğum da erkek bir yazarla kadın yazarın yazması arasındaki farkı bir kez daha görüyoruz .Mahur Beste daha geri planda duran bir kadın karakter varken Sinekli Bakkal toplum da “Kadının” hem sosyal hayatta hemde evlilikte eşit olduğunu anlatıyor.Abdülhamit dönemindeki baskıcı dönem,”Kızıl Sultan” olarak adlandırılmasına ,dönemdeki yaşanan olaylara da dikkat çekiyor yazar.
1898 yılında yayımlanan Canavar,Stephen Crane’in en bilinen novellalarından biridir.New York yakınlarında yer alan Whilomwille adlı kurgusal bir kasaba ;ön yargıların ,korkunun ve tecridin gölgesinde geçen bu hikâyede , beyaz ırktan olan bir çocuğu kurtarmak uğruna yangının ortasına dalarak feci şekilde yanan siyahi bir gencin toplumdan nasıl dışlandığına şahit oluyoruz.
Bu siyahi gencimiz Henry Johnson , hizmetlisi olduğu evde çıkan yangında küçük çocuğu kurtarmak için saniye düşünmüyor.Fakat bu yangında feci şekilde yaralanmasının yanında yüzünü de kayabediyo.
Halk tarafından “ Canavar” olarak nitelendiriliyor. İnsanlar tarafından dışlanıyor . Görünen o ki bir insanın yüzünü kaybetmesi,toplumda ona atfedilen rolü de tanınmaz hale gelmesi demektir. Yazar ise bu asıl canavarın Henry mi ,yoksa kendisinden olmayanı nefretle dışlayan toplum mu olduğuna karar vermeyi de okuruna bırakır.
Kitap bir gün de bitirilebilir.Fakat ben küçük bir rahatsızlık geçirdiğim için ilki günde bitirebildim.Eğer benim gibi modern klasikler dizisini seviyorsanız kesinlikle almalısınız. “
“Mesele ,eflatun rengi pantolon ya da parlak ipek şeritli hasır şapka değildi.Değişim başka yerde ,Henry’nin ta içinde bir yerlerdeydi.” “Zenci ,zenci ,asla ölme sen.
Kara yüzlü ve parlak gözlüysen.”
“ Onu sen yaratacaksın,bunun sen de farkındasın.Tamamen senin yarattığın bir şey olacak.Besbelli ki doğa ondan vazgeçti.O bir ölü.Sen onu yeniden hayata döndürüyorsun. Onu en başta yaratıyorsun ve aklı olmayan bir canavar olacak.”
Okur Takip Önerileri
Kitabı iki günde bitirdim.Kitap baş karakterimizin kendi iç konuşmalarından oluşuyor aslında.Adını hiç bilmiyoruz.Kadın karakterimizin adı ise Müzeyyen.Kitap ismini ordan alıyor. Baş karakterin kendi çözümlemelerini çok beğendim.Altını çok fazla çizdiğim yer oldu. Fakat kitabın en büyük eksisi bir kız çocuğu için kurulan”Orospuyu çok özledim.”cümlesi oldu benim için.
Kitapla aynı ismi taşıyan filmi de izlemeyi düşünüyorum daha sonra ikisi arasındaki benzerlikleri farklılıkları paylaşabilirim.Eğer kısa sürede bitirmek istediğiniz bir kitap varsa okunabilir.
Halil Cibranin okudugum ikinci kitabi daha önce “Kum ve Köpük “ kitabini okumustum.
Ermis’i de Kum ve Köpük gibi çok begendim.Sade bir anlatimi var bir o kadar da felsefi yaklasiyor konulara.Yazar bu kitabi en büyük basarisi olarak nitelendiriyor .Böyle bir nitelenme de Halil.Herkesin kendinden bir sey bulabilecegi bir kitap.Birçok konuyu ele aliyor;aski,evliligi,dostlugu,çocuklari,aciyi ,dostlugu gibi birçok konuya felsefi yaklasiyor.Okurken altini çizmekten kendinizi alamiyorsunuz ve okuduklarinizi düsünürken buluyorsunuz kendinizi.O yüzden kesinlikle herkes okumali.Sözümü bir alintiyla bitiriyorum;
“Kişi uzaklasmadan nasil gerçekten yakin olabilir?”
Kitap uzun süredir kitaplığımda olmasına rağmen yeni okudum.Kitap da beni rahatsız eden yapılan yazım hatalarıydı.
Kitabın konusuna gelecek olursam; Çocukluk arkadaşı olan , on iki sene ayrılan Trudy Bennet ve Rock yıldızı olan Jake Wethers’ın öyküsünü anlatıyor.Trudy bir gazetede köşe yazarlığı yapıyor.Jake Wethers ise bir rock yıldızı.Bir şekilde yolları kesişiyor ve olaylar başlıyor.
Okurken akıcı bir şekilde ilerledi.Dediğim gibi yapılan yazım hataları çok fazla.Okurken Trudy’nin kararsızlığı beni çok sinir etti.Ama bazı yerlerde de haklı buldum.Kitabın esas oğlanın ağzından yazılan serinin ikincisini okurmuşum bilmiyorum.Çünkü elimde okumadığım çok fazla kitap var.
“Kitap uzun süredir kitaplik da duruyor summer.Araya baska kitaplar girince firsat olmamisti okumak için.Sonunda okudum ve bayildim.Daha önce Mart Menekseleri ve Bögürtlen Kisini okumustum buna da bayildim.
1950’lerden 2019’a kadar uzanan bir ask hikayesini ve 2 kadinin hayatini son derece etkileyici bir sekilde anlatmis.Okunmali.”
Kitap Frida Kahlo’nun hayatindan kisaca bahsederek basliyor. Kisa sözlerine ve mektuplarina yer veriyor.
Kitabi bir saat de bitirdim. Eger Frida Kahlo’yu Malayan bir kitap okumak isterseniz tavsiye
“Ask ve Aci “, bu kitap degil kesinlikle.
Kitap sürekli siddet gören ve hayal dünyasi çok genis bir çocuk olan Zeze’nin hayatini anlatiyor.Zeze ,yoksul bir ailenin çocugu .Bu yoksullugu kitap boyunca yazar olan olaylarla hissettiroyor.Okurken üzülmenize neden oluyor.Fakat yaptigi yaramazliklari okurken de gülümsettiriyor.Kitap kisa bir kitap olmasi ragmen ben biraz uzun sürede bitirdim özel sebeplerden dolayı.Her yaştan kişinin okuyabileceği bir kitap.Adını ise Zeze Şeker Portakalı Fidan’ından alıyor.
Elia ile Yolculuk Zülfü Livaneli’nin okudugum ikinci kitabi. Daha önce Gölgeler’i okumus ve yine çok begenmistim.Bu kitabi da yine kisa sûrede bitmesine ragmen etkileyici bir kitap olmus.Kesinlikle okunmali.
Konusu ise ; ünlü yönetmen Elia Kazan’la olan dostluğunu, onun hakkında ve kendi hakkında bilinmeyen yönlerini anlatıyor.
Felsefe yazarı ,romanci ,mistik bir sair ve ressam olan Halil Cibran’la ilk tanismam bu kitabi sayesinde oldu. Kisa kisa sozlerinin yer aldigi kitap bir gunde bitebilir . Son derece akici bir kitap.
Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan Victor Hugo bu kitabında Fransa’da Grev meydanındaki idamlara karşı çıkıyor ve bu idamların kişideki etkilerini anlatmak, ailesinin üzerindeki etkileri anlatmak için bu kitabı kaleme alıyor. Sonradan eklenen önsöz ile o dönem hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlıyor.
Kitap idam kararının verilmesinden başlıyor ve mahkumun giyotin sehpasına gitmesine kadar olan zamanı kapsıyor. Kısa sürede okunabilecek bir kitap. Okunması gereken kitaplardan bir tanesi.
“Doğum saati , 12:56
Ardından hayatımda duyduğum en güzel ağlama sesini duyuyorum.Kızımız,bebeğimiz,Nazlı’mızın ağlama sesini.
Alican bey , bebeğimizi bacaklarından tutup kaldırıyor ve hemen yanı başımızdaki hemşirelere teslim ediyor.
“Sağlıklı mı ?” Diye soruyorum.
“Hem de çok,” diyorlar hemşireler.
ALLAHIM ,sana şükürler olsun .!
Bizim kızı temizliyorlar ,yüzünü siliyorlar , sonra da kalın bir örtüye sarıp yanıma getiriyorlar . Kucağıma veriyorlar.
İşte o an bütün endişelerim , korkularım,tedirginliklerim uçup gidiyor.
Gerçekten de tarifi olmayan ,anlatılamayacak bir anmış meğerse o an .
Kızımı kucağıma alıyorum kokusunu içime çekiyorum ve biliyorum ki , o an ,hayatımın en mutlu anı ve yine o an ,önce kendi annemi sonra da dünyadaki bütün anneleri anlıyorum . Her bebek , annesinin kuzusu. HEM DE YAŞI KAÇ OLURSA OLSUN. “
Gerçekçiliği ile sürükleyici ve bizden bir kitap ne eksik ne fazla anne olmayanların annelerini anlamasını olanların ise kendini ve o anı kitapta tekrar yaşamasını sağlayan bir kitap olmuş. Yazarın içtenliği,samimiyeti,sempatikliği kitaba yansımış.Kitabın başından sonuna kadar duygu geçişleri çok güzel nakşedilmiş,çoğu zaman güldüren aralarda duygulandıran ama en önemlisi biz kadınlara en güzel tercümanlık yapan bir kitap olmuş. Ayrıca anne adaylarına yol gösteren verdigi ufak bilgiler ayrı bir güzellik katmış.
Ayşegül Çiçekoğlunun ilk okuduğum kitabı “İntikam”.Kitabın konusundan bahsedersem; İçinde intikamdan başka bir duygu yeşermeyen, yirmi iki yıl boyunca acısını intikamla sarmış,alacağı intikamın hayaliyle büyümüş,yüzü ve ruhu yaralı bir adam olan Ege’nin ve intikamın ateş hattında kaldığından habersiz, o yaralı ruha aşık bir genç kız olan Aslı’nın hikayesi.️
İntikam; içinde intikamdan başka bir duyguya yer olmayan bir kalbin yeniden var olma hikayesi.
Kitaba başlarken klasik bir konusu var demiştim.Fakat kitabı okumaya başlayınca düşüncem tamamiyle değişti. Ege’ye Aslı’ya davranışlarından dolayı yer yer sinirlendim.Fakat yaşadıklarından dolayı haklı bulduğum yerler oldu.Ama sonunda ne olursa oldun Aşk kazandı.️
Stefan Zweıg ' ın "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu " adlı öyküsünü 1920 'li yılların ilk yarısında kaleme almıştır. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu okuduğum ilk Stefan Zweıg kitabı. Yazarın külliyatının tamamını okumadan yazarın dili hakkında birşey söylemem mümkün değil. O yüzden kitabın konusundan bahsetmek istiyorum ; Kitabın ana kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanırız. Kadın hayatı boyunca sevdiği, aşık olduğu,çocuğunun babası olan erkek için kaleme aldığı bu mektubun gönderen'inin adı verilmemiştir.Mektubun başında sadece bir hitap vardır; " Sana beni asla tanımamış olan sana. "
Öykünün erkek kahramanı ise roman yazarı R 'dir.
Romanın kadın kahramanı, R' nin kırk birinci doğum gününde ona bir mektup yollar.Mektupta herşeyi en başından anlatır. Kadın kahramanın hayattayken R'ye hiç birşey anlatmama nedeni ise ona sorumluluk yüklemek istememesidir.
Kitap ise kadın kahramanın yazdığı bu mektuptan oluşur . Elli beş sayfadan meydana gelen kitap bir saatte okunabilir.Stefan Zweıg bu kitap'la aşkın hiçbir tanımlaya, sıfata ve karşılığa gerek duymadığını anlatmıştır.
"Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birinkisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan,hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için? "
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,8bin okunma
Libby Morgan'ın yıllardır tek bir hayali vardır: Büyük bir iş yükü altında çalıştığı hukuk firmasına ortak olmak. Kariyeri için arkadaşları, evliliği ve aile kurma şansı da dahil olmak üzere her şeyden feragat etmiştir. Patronu onu ofisine çağırdığında Libby en sonunda güzel haberi alacağını zanneder, fakat sarsıcı gerçek onu beklemektedir: İşten çıkarılmıştır ve tüm hayatını yeni baştan kurmak zorundadır... hem de hiç vakit kaybetmeden. Bütün uğraşlarına rağmen iş bulamayınca Libby eski arkadaşlarıyla tekrar bağlantı kurar ve öğleden sonralarını da sıcacık bir yüncü dükkanı olan Bir Yumak Mutluluk'ta geçirmeye başlar. Burada dükkanın iyi huylu sahibi Lydia, Lydia'nın çocukluktan yeni çıkmış olan enerjik kızı Casey ve Casey'in en iyi arkadaşı olan Ava'yla yakın bir ilişki kurar. Utangaç ama sıkıntılı bir kız olan Ava, Libby'nin geleceğini şaşırtıcı ve köklü bir şekilde yeniden değiştirecektir. Başarısız bir evlilikten sonra kendisini işine adamış bir doktor olan "Taş Kalpli " Philip'in hayatı Libby ile kesişir ve ikisinin hayatı değişir. ️Debbıe Macomber kalemini, yazdığı hikayelerini beğendiğim ve romanlarını. severek okuduğum bir yazar.Bu romanını beğendim ve keşke devamı da olsaydı keşke dediğim bir roman oldu.
Çalıştığı gazetedeki görevinden hiç memnun olmayan Carrie için iki seçenek vardı.Ya doğup büyüdüğü yere,ailesinin yanına geri dönecek ya da kariyerinde farklı bir yol çizmek için fırsat arayacaktı.Kendisine,kimsenin ulaşamadığı ve herkesin çok merak ettiği "Yalnız" romanı çok satan yazar Finn ile röportaj yapması önerildiğinde bunu hiç düşünmeden kabul eden Carrie, ne kadar zor bir seçimle karşı karşıya kalacağını henüz bilmiyordu.O güne kadar herkesten özellikle kadınlardan uzak durmak konusunda başarılı olan Finn ise, bu davetsiz misafirin hayatını nasıl değiştireceğinden habersizdi. Debbie Macomber'in " Yıldızlı Gece" adındaki romanı 200 sayfa. Bir günde bitebilecek güzel bir Noel hikayesi
Arka kapak yazısı: Beni Trıstan Cole hakkında uyarmışlardı." Ondan uzak dur," demişlerdi. "O bir pislik."
"O duygusuz."
"O yaralı."
Birisini dış görünüşüne göre yargılamak,Tristan'a bakıp bir canavar görmek kolaydı.
Ama ben bunu yapamazdım.Onun içinde taşıdığı enkazı kabul etmeliydim çünkü benim içimde bir
Tam adıyla Magdelina Carmen Frida Kahlo'nun hayatını anlatan bir otobiyografi niteliğinde bir kitap "Acı ve Aşk"Hem Frida Kahlo'nun hayatını en ince detaylarına kadar anlatması yönüyle hem de yaşadığı dönem hakkında bilgi vermesi yönüyle son derece önemli Frida Kahlo 20.yüzyılın popüler ikonlarından ressam devrimci ve feminist.Dünyaya ilk geldiği andan itibaren babası Gullermo Kahlo'nun tarafından diğer kardeşlerinden farklı olduğu anlaşılır.Doktor olmayı isteyen Frida'nın hayatındaki dönüm noktası arkadaşı ile beraber geçirdiği tren kazası olur.Uzun yatak ıstırahatleri Frida'nın resim yapmaya başlamasında önemli bir rol oynar. •Diego Rivera ,Frida Kohlo'nun iki kere evlendiği büyük aşkı yirminci yüzyılın tartışmasız en ünlü Meksikalı ressamıdır.Hiç bir zaman çevresindekiler tarafından aralarında nasıl bir ilişki olduğu anlaşılmaz ve tuhaf olarak olarak nitelendirilir. Aralarındaki ilişki aşk evliliğinden ziyade dostluk, bağlılık ... üzerine kuruludur.Birbirlerini defalarca aldatsalarda en son birbirlerine geri dönerler. • 47 yaşında çok genç bir yaşta hayatını kaybeden Frida Kahlo'nun 47 senelik ömrüne 147 resim ve 55 otoportre sığdırır. Resimlerinde doğum, kadın kürtaj gibi konuları resme konu edinen Frida Kahlo'nun yaşamını konu edinmesi yönüyle ve kitabın arka tarafında yaptığı resimlerden bir kısmının yer aldığı bu kitap ilgi çekici
”Türkiye geri kalmış bir ülke değil geride bırakılmış bir ülkedir.” Saklı Seçilmişler,Soner Yalçın’ın ilk okuduğum kitabı.Şiddetle tavsiye ediyorum.Ama kitabı okumadan istediğiniz gibi yiyin için çünkü kitabı okuduktan sonra yiyemeyeceksiniz.Her yediğiniz içtiğinize tereddütle yaklaşacaksınız.Kitap biraz ağır bir kitap kısa sürede okumanız pek mümkün değil.Hem kitabı okudukça okuduklarınıza inanamayacaksınız hem de kitabı sindire sindire okuyun.
Kitabın konusuna gelicek olursam ;
Yazarımız diyor ki ; “Siz onları değil onlar sizi seçti.Bir film düşün.İlk sahne dışardan bir olayla başlar.Film ilerledikçe gelişmelere inanamazsın.Dehşete kapılırsın.Film biter etkisinden kurtulamazsın.Korkarsın.”
Ben de size diyorum ki ; Bu kitabı okurken dehşete kapılıcaksınız. Amerika birleşik devletleri, Küresel şirketler ve Rockefeller ailesinin buğdayımıza,mısır’ımıza,tavuğumuza,pirincimize,ekmeğimize koyunumuza neler yaptığını neden sürekli eski tavuğun ekmeğin tadı yok dediğimizi açıklıyor aslında.
Her taşın altında her yiyeceğimizin altından Rockefeller ve ailesi çıkıyor.İşin açıkçası tek bir amaçları var ; “ öjeni”. Öjeni ,ne mi demek bunu anlamak için kitabı okumanız gerekiyor.Ülkemize ,bize ,gelecek kuşaklara ne yaptıklarını anlamak için bu kitabı okuyun,okutun!!!
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk “ bir çocuk psikiyatrist ve bir gazetecinin kaleme aldığı bir kitap.
️Kitap on tane çocuğun başından geçen olayları, onların iyileşme öykülerini kaleme alıyor.Çocukların ve ailelerinin isimleri değiştirilmiş,zaten değiştirilmiş olan isimlerin hangileri olduğu kitap da belirtiliyor.
️Kitap sizi uyarıyor eğer başınızdan böyle bir olay geçtiyse ‘lütfen yavaş yavaş okuyun etkilenebilirsiniz.Zaten kitabı okurken etkilenmemenizin imkanı yok tüyleriniz diken diken olacak okurken baştan uyarıyorum.
️Kitap ağır bir kitap olduğu için kısa sürede okumak biraz zor.Okurken etkilendiğiniz içinde ara vererek okumak en mantıklısı oluyor.Kitap hem bilimsel bilgiler hem de psikolojik bilgiler verdiği için son derece faydalı bir kitap Okumanızı tavsiye ediyorum
️Kitap ismini Justin’in başından geçenlerden alıyor.Anne babası yok.Ona bakan kişi ise çocuklar hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir köpek bakıcısı.Köpeklere nasıl bakıyorsa Justin’e de öyle bakıyor...
️Ateş ısıtabilir veya yakıp yok edebilir ,su susuzluğu giderebilir veya boğabilir,rüzgar okşayabilir yada kesebilir.
İnsan ilişkileri de böyledir.Birbirimizi hem yaratabilir ve yok edebilir hem besleyebilir ve dehşet içinde bırakabilir hem de travma içinde bırakabilir hem de iyileştirebiliriz ....
️Ve en güçlü terapi insan sevgisidir ️
Yılmaz Özdil “ Mustafa Kemal “ kitabında Atatürk’ün daha önce hiç bilmediğimiz yönlerine ışık tutuyor.Daha önce bize hep kaç yaşında doğduğu kaç yılında vefat ettiği anlatıldı hep.Arkadaşlık ilişkileri,manevi çocukları ve onlarla olan ilişkisi, çalışanlarıyla olan ilişkisi gibi konular anlatılmadı .Yılmaz Özdil bu kitabında bu konulara ışık tutuyor.Farklı bir Atatürk görmemizi sağlıyor.
Bazı yerlerde okurken gülerken bazı yerleri gözlerim dolarak okudum. Bir kez daha ülkem için yaptıklarından dolayı minnet duydum.Okunması gereken bir kitap.Ama kitabın tek sıkıntısı kaynakçanın olmaması .Kaynakça olmadığı için Yılmaz Özdil bu kadar ayrıntı bilgiyi nerden öğrendi diye düşünüyorsun.Onun dışında kitap bilgilendirici ve okunulması gereken kitaplardan bir tanesi .
Micheal Ende’in Momo adli kitabiyla tanismam ögrencilere okutmak için kitap aramamla gerçeklesti.Momo Küçük Prens gibi yasi olmayan bir kitap.Hem büyük hem Küçük okuyabilir.Kitabin konusundan bahsedersem ; Kimsenin bilmedigi bir yerden kimsenin bilmedigi bir zamandan gelen kimsesi olmayan Momo adinda bir kizin hikayesi.
Yazar zamana Momo’nun hikayesi araciligiyla zaman kavramina nasil baktigimizda sorgulamamizi sagliyor.Kitap masal tadinda fantastik bir roman.Kirmizi punto ile yazildigi için daha çok diktat çekiyor.Daha fazla ayrintiya girmeyecegim.Kisa sürede okunan bir kitap.Sözümü kitapdan bir alinti ile bitiriyorum.
Yol benim içimde.”
John Boyne Çizgili Pijamalı Çocuk adlı kitabı Bruno adında dokuz yaşında bir çoçuğun hikayesi.Tarih 15 Nisan 1984. Babasının işi nedeniyle Berlin’den Outwithe taşınıyorlar. Bruno yalnızlıktan keşif yapmaya başlıyor. Asıl hikaye işte o zaman başlıyor. Kitap 198 sayfa o yüzden daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.Kitap kısa sürede yazılmış dokunaklı bir öykü. Nazi döneminde geçiyor hikaye.Fakat yazar hem büyükler okuyabilsin hem de küçükler diye savaşın korkunçluğundan ve nazi kamplarından bahsedilmemiş.Fakat okuduğunuzda hissediyorsunuz.Yazar kitabın sonunda yazmasana sonunu anlıyorsunuz.Kitaptan alıntılarla sözümü bitiriyorum;
Çocuklar dil,din ve ırk ayrımı yapmazlar.Masum bir sevgileri var onların.️
”Sanki bir daha asla neşeli olmayacak gibi görünen insanlar var.”
” Keşke sadece kendime ait bir adım olsaydı. “
Kitap herkesin okuyabilecegi ve kisa sürede okunabilecek bir kitap.Konusundan kisaca bahsedersem ;Matilda kitap okumayi çok seven çok zeki bir kizdir.Anne ve babasi ise kitap okumanin vakit kaybi oldugunu düsünür.Vakitleri televizyon izleyerek geçirirler.Matilda büyüklere bir ders vermeye karar verir .
Tahsin Yücel -Kumru ile Kumru
Tahsin Yücel’in diliyle kitaplarıyla ilk tanışmam oldu. Kitabın dili son derece sade.Yöreye özgü kelimelere de yer veriyor Tahsin Yücel. Toplumumuzda var olan tüketim çılgınlığına,insanların doyumsuzluğuna ve köyden kente göç etmenin insan hayatını nasıl etkilediğini de yer veriyor.Kitabın konusuna gelince; Başlık parası karşılığında evlendirilip ürkerek geldiği büyük şehirde yaşamını,kimliğini,tamamen yabancı olduğu yeni değerleri baştan kurmak zorunda kalan genç bir kadın olan Kumru’nun hikayesi. Gündeliğe gittiği evlerde keşfettiği yaşamın kodlarını ustalıkla hayatına geçirirken yabancılaşan bir birey.Sınıf atlamaya çalışan bir köylü kızı .Tüketen insanoğlunun,tüketilen yaşantısının aynadaki görüntüsü.
“ Demek benim gelin uşaklığı seçiyor,”dedi alçak sesle.”Elinde uzaktan bir kumanda bulunsun istiyor , herkes gibi.Alacak eline uzaktan kumandayı eline dünyalara kumanda ettiğini düşünecek ,gerçekte uzaktan kumandaya çalıştığını hiçbir zaman bilemeyecek,herkes gibi.”
️Andrey Voznesenski ‘ nin “ Oza “ adlı kitabı için Özdemir İnçe şöyle demiştir ; “Oza iç içe geçmiş bir sırılsıklam bir aşk şiiridir.Moyakovski’sen sonra Rus şiirinin biçimsel sınırlarını kıran devrimci bir şiiridir.Önem ve büyüklüğünü anlatmak için bu iki cümle bile yeter! “ demiştir.
️Oza adlı kitap yazarın ölümünden sonra tekrar
