Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Filhakika her zaman ve mekânda bir çok mürebbîler dâima mevcûd olagelmiştir. Bir kere Cenâb-ı Hak “Rabb” ism-i şerifiyle de tesbit ve ifade edilmiş olduğu üzere, en büyük mürebbîdir.
İsmini afişe etmenin lüzumsuzluğundan, Leyla diye bahsedeceğim ondan. Filhakika her maşuk bir nebze Leyla değil midir?
Reklam
“Bizim münevverlerimiz vagonlarından kopmuş lokomotiflere benzerler. Onlar kömürleri tükendiği yerde kalır, biz burada gebeririz.” Filhakika ne üniversitelerimizde İbrahim Hakkılar’ın, Yunuslar’ın ruhu ne de Yunuslar’ın ve İbrahim Hakkı’ların ruhunda üniversitemizin tohumları görülüyordu. Böylelikle iki yabancı ruh, âdeta iki millet manzarası meydana çıktı: Biri bin yıllık hayatı, bin üç yüz yıllık ideali ile yaşıyor, Anadolu’nun varlığında barınıyor; öbürü, ona her sahada karşı koyan sözüm ona münevverler zümresini teşkil ediyordu.
Sayfa 81
Altı - Ok
Sağ Kol'un mümessili İl -Tanrısı, Sol Kol'un mümessili Yer - Su olduğu gibi, iki kolun kısımları olan batınların (Oğuzlarda ok’ların) mümessilleri de, Küçük Tanrılarla Küçük Yer-Sular'dır. Sağ Koldaki batınların mü­messilleri Gün Han, Ay Han, Yıldız Han namındaki Kü­çük Tanrılardır. Sol Kol'daki batınların mümessilleri Gök Han, Dağ Han, Deniz Han adlarında Yer - Sulardır. Bundan altı ilâh ismi çıkıyor, Çinlilerde de altı adedinin dinde mevkii vardır. Huaî - nan - tse ismindeki Çin kitabında yazıldığı­na göre, senenin on ikinci ayında payitaht yahut kumandanlık merkezi olan her şehrin haricinde, topraktan altı adet öküz rekz edilir. Filhakika (öküzün alâmeti olan) Tcheou bü­yük soğukları kovacak vasıtadır.
Sarayda şarbon hastalığı
Sultan Hamid'in hususi operatörlüğüne tâyinimden birkaç sene sonraydı. Bir gün Hünkârın en sevgili gözdesi hastalanmış. Ecnebi saray hekimlerinden biri bakmış: «Ehemmiyetsiz bir çıban, låpa koyunuz, geçer!» demiş! Ama, kadıncağız bu tedavi tarzıyle iyi olmamış. Üstelik sırtındaki yara büyüdükçe büyümüş… Padişahın vehmi, malüm… Hünkâr telâşa
Reklam
Filhakika en mükemmel, en modern, en verimli, en ucuz, en tasarruflu, en küçük ve en kompleks kompüter makineler (bilgisayarlar) hücrelerdir, nöronlardır.
"Filhakika zekâ ve rûhumuza bir yük değil, bir irfan ve olgunlaşma aracı olabilmesi, okullarımızın birçok şeyler bilerek hiç düşünmesini bilmeyen bir tek makinadan çıkarılmış sürü hâlinde kafalar değil de şahsiyet sahibi fertler, haksızlığa ve eksikliğe isyan ederek eser yaratabilen kuvvetli ruhlar yetiştirilebilmesi için temel olan iş, derslerin bugünkünden başka metotlarla ve başka ruh ve gayelerle okutulmasını temine çalışılmalıdır."
Filhakika hükümet, cemiyet itibarıyle bozulmaya uğramıştır, fakat bu günahların kusuru esasen kavimden ziyade iklimin, fıtratın değil, zemin ve zamanındır.
Her millette güzellik telakkisi başkadır. Bir milletin güzel gördüğü şeyleri, diğer millet çirkin görür. Bu surette, zevkin millî olması lazım gelir. Filhakika, her milletin, millî bir zevki vardır. Eğer bir millet, millî zevkinden uzak düşmüşse, sanat sahasında yaptığı şeyler, hep âdi taklitlerden ibaret kalır.
Reklam
Filhakika elçilik heyetinin başında bulunan İbn Mühelbân'ın anlattığına göre imparatorun kendisine ilk sözü, İsfahan'ın mı, yoksa Hemedan'ın mı daha iyi olduğunu sormak olmuş, kendilerinin İsfahan'ın, atlarının da Hemedan'da kışlayacaklarını söylemek suretiyle nihai hedefini, nezdine iki büyük devlet arasında sulhü korumak ve kurmak için gelmiş olan elçiye açıklamaktan çekinmemiştir. (Başka bir rivayete göre, imparator, Irak'ta kışlamak, Iran'da yazlamak azmindedir). Elçinin imparatora verdiği cevap dikkate şayandır. Gerçekten elçi, şu cevabı vermiştir: "Atların Hemedan'da kışlamaları doğrudur. Sana gelince onu bilmiyorum."
Sayfa 275Kitabı okudu
At
Gerçekten atın Orta-Asya ovalarında ehlîleştirildiği ispat edilememiş ise de bu hayvanın, ilk defa olarak, bir savaş vasıtası haline getirilmesi ve okçu süvari ordularının meydana çıkışı Türklerin eseri olmuş ve askerî üstünlükleri de bu sayede sağlanmıştır. Filhakika, ilim âleminde kabul edildiğine göre, ilk önce Türkler (Hunlar) koșum takımlarını, üzengi, eğer ve dizgini keşfederek ata binmek ve ona hâkim olmak sayesinde sür'atli bir nakil ve muhabere vasıtası elde etmişlerdi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.