Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nasıl yazılır?
Mikrofon, mikrodalga, mikrobiyoloji, mikroamper, mikrocerrahi, mikroekonomi, mikrofilm, mikrokredi, mikroklima, mikrometre, mikrosinema, mikroteknoloji vb. bitişik yazılır. **Mikro kelimesi Fransızca "micro" kelimesinden dilimize geçmiş olup küçük ve dar anlamına gelir. Makro kelimesinin karşıtıdır.
Güzelsin ama öyle nesnel değil. Bir şiir kitabı, Fransızca bir şarkı, eski bir plağın sesi gibi. Herkesin göremeyeceği kadar güzelsin.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
67 günde okudu
"Peki ya sonra?"
Cesare Pavese'nin en başta kendisi olmak üzere günlükleri de beni kesinlikle derinden etkiledi. O kadar çok alıntı yaptım ve o kadar çok yeni şey öğrendim ki, yazarla kelimenin tam anlamıyla bir bağ kurdum. Birçok alıntıyı paylaşmayı bir kenara bırakırsak altını çizmeye kalemin yetmediğini bile söyleyebilirim. Sadece "intihar" ve
Yaşama Uğraşı
Yaşama UğraşıCesare Pavese · Can Yayınları · 20212,033 okunma
Çünkü Cemil Meriç, zekâsıyla yalnızdır...
Bir sayfayı Osmanlıca olsun Fransızca olsun bir kerede okur. Onda, düşüncenin hızı, ışık hızıyla yarışır... Büyük bir zekâ, büyük bir dikkat sahibidir. Zekâ, onda dikkatten ibarettir. Sinema ekranına nasıl sahneler bir bütün olarak yansıyorsa, onun müteyakkız zekâsı da bir anda bir sayfanın bütününün satırlarını hafızaya alabilir. Úslubunda da, hayatında da aní iniş çıkışlar gözükür. Zihin çok hızlı çalışır. Gerek Jurnal'de, gerek diğer kitaplarında uçlarda dolaşan Cemil Meriç'i görürüz. Hep yukaridan, üst perdeden alır: "Kit'aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik.' der. Espriyle zekânın doğru orantılı olduğunu. gösterir gibi, her zaman her durumda anlatilabilecek bir fikrasi, duruma göre ortamı yumuşatacak, zihinlerden uzun süre silinmeyecek Fransızca esprileri vardır.
_Sümerler, Türk'tür. _Tarih 5500 yıl önce Sümer’de başlar. _Sümerce kesinlikle Türkçedir. Prof. Atakişi Kasım _MÖ 2400 yıllarına ait çivi yazılı belgelerde Türk adları bulundu. _Sümerce, Türk, Fin ve Macar dillerine akrabadır. Asurolog Jule Oppert _Atatürk demiş ki: Bırakın şu Asurları! Asurlar Arap cinsinden. Bu Sümeroloji olacak demiş.
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Reklam
Dostoyevski, Puşkin, Çehov, Gorki
_Lev Tolstoy_ _Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için, güneşin doğduğunu sanırlar. _İnsanları yalan söylеdiklеrindе dinlеmеyi sеvеrim. Çünkü, olmak istеdiklеri ama olamadıkları insanları anlatırlar. _Hayat bizi dört işlеmlе sınar. Gеrçеklеrlе çarpar, ayrılıklarla bölеr, insanlıktan çıkarır vе sonunda topla kеndini dеr. _Bozuk para, insanın
Seni seviyordum. Bu yüzden dönmene izin verdim, seni affettim. Üç ay sonra, eylülde, yine kıyametler koptu; bu kez konu, giriştiğin Salomé çevirisindeki okul çocuğuna yakışır hataları sana göstermemdi. Şu andaki Fransızca bilgin, o çevirinin ne herhangi bir Oxfordlu olarak sana ne de aktarmaya çalıştığın yapıta yakışmadığını anlamana yeter sanıyordum.
Sayfa 42 - Can YayıneviKitabı okuyor
Tembelliğin tembelliği var. Yani çok tembeller
Turan: Bizim bilmediğimiz, ilgi duyduğunuz ve öğrendiğiniz başkaca diller var mı hocam? Maalesef Türkiye'de birçok hocamızda dil bilme konusunda bir tembellik var. Bunu üzülerek söylüyorum. Çabalarınız bir örnek olsun diye sordum... Sezgin: Tembelliğin tembelliği var. Yani çok tembeller. Bizim Türkler dilin masa başında öğrenildiğini bilmiyorlar. Zannediyorlar ki Fransızca öğrenmek için Fransa'ya gitmek gerekiyor. Tamam, öğreniyorlar ama ne kadar yazabiliyorlar. Almanya'ya Türkler geliyorlar. 30-40 sene kalıyorlar, Almanca öğrenemiyorlar. Evvela tembelliğimiz, lisana karşı bir korkumuz var. İkincisi, biz gramer bilmiyoruz. Ben ilkokul 3. sınıfındayken, 1934-35 yıllarında grameri müfredattan kaldırdılar. Bundan evvel Sarf-ı Türkî denen bir gramer dersi vardı, onu kaldırdılar
Hatıra örneği
İlk okuduğum eserle beraber bende yazı yazmak hevesi peyda olmuştu. Az zamanda o vakit Türkçe mevcut olup hatmettiğim eserler kadar kitap yazdığına zannederim. Bunlar evvela tabii pek çocukça şeylerdi. Fakat mürûr-ı zamanla mütâlaâtım vüsat peyda ettikçe, ufk-ı ilhamım da derece-i iktidarım da zaruri olarak genişliyor idi. Böylece on altı, on yedi
Reklam
184 syf.
·
Puan vermedi
Tokyo Üniversitesi'nde Fransızca profesörü Sen-nen, Fransız Mathilde ile evlenerek Paris'e yerleşir. Bir kızları, mutlu bir evlilikleri ve huzurlu bir yuvaları olur. Bu mutlu evlilik Mathilde amansız bir hastalığa yakalanana kadar devam eder. Elbette sadece bunu anlatan bir kitap değil Bin Yılın Aşkı. Bunun çok daha ötesinde bir tutku var içinde: Müziğin evrensel gücü. Sen-nen'in gençlik yıllarından başlayan ve yıllar sonra tekrar uyanan Figaro'nun Düğünü operasına olan tutkusunu okumak bu kitabı beklentilerin ötesine taşıdı benim için. Sanki kitapta kelimeler yerine notalar vardı, bütün bir hikaye bu dört perdelik operayla anlatıldı, hayatın acı tatlı bütün tesadüflerini müzikle doldurdu yazar. Çok güzel, çok nahif ve tutkulu bir kitaptı.
Bin Yılın Aşkı
Bin Yılın AşkıAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 202358 okunma
Ziya Gökalp
Ziya Gökalp
Ziya Gökalp
(23 Mart 1876, Diyarbakır - 25 Ekim 1924, İstanbul), Türk yazar, sosyolog, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak anılır. 23 Mart 1876'da Diyarbakır'da dünyaya gelmiştir. Babası Vilayet Evrak Memuru Tevfik
Mısır'daki Kavalalı Mehmed Paşa da çoğu 1815'ten sonra olmak üzere müsait olan Fransız subayları işe al­dı. Kahire'de kurduğu matematik okulunda, Rousseau ve Voltaire'in eserleri ve Avrupa'daki kurum ve kuruluşlar üzerine kitaplar da dahil olmak üzere Fransızca eserler bulunan bir kütüphane vardı. Başka birçok heyet gitmeye devam etti. Gidenler arasındaki ilk gruplardan biri Amerikan İç Savaşı'ndan sonra Mısır'a ulaşan Amerikalı bir grup subaydı. Ortadoğu toplumundaki zümreler arasında, en uzun ve en yoğun şekilde Batı etkisine maruz kalıp, modernleşme ve reforma hayati derecede mesleki ilgisi olanlar askerlerdir.
Sayfa 52 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.