Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kedilerin, kadınların ve büyük suçluların ortak noktası şudur: Onlar ulaşılamaz bir ideali ve kendini sevme yeteneğini temsil ederler ve bu da onları bizim gözümüzde çekici kılar. Sıgmund Freud
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
Reklam
Cok cok cok iyi!..
Şimdi, örnek olarak, çocukluktaki nevrozları ele alan M. Wulff'ı (Odessa) anacağım: Dokuz yaşında bir çocuğun, hastalık tarihini incelerken Wulff, onun, dört yaşındayken köpek fobisine yakalandığını saptamıştır. Caddeden bir köpek geçerken çocuk: "Cici köpek. Yakalama beni. Uslu duracağım!" diye bağırmış. "Uslu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Kedilerin, kadınların ve büyük suçluların ortak noktası şudur: Onlar ulaşılamaz bir ideali ve kendini sevme yeteneğini temsil ederler ve bu da onları bizim gözümüzde çekici kılar. Sigmund Freud
_Kitap okumayan cahil halk kitlesi, edebiyatın yarattığı zihinsel devrimden etkilenmemiş olarak kalır. Bu yüzden Avrupa’da sözlü olarak bugüne gelmiş olan boş inançlar, genellikle dinden çok daha eski ve ilkel tiptedir. Eğitimli dünyayı baştan aşağı sarsmış ve değiştirmiş olan büyük entelektüel güçler, köylüleri pek etkilememiştir. Onlar, en
Reklam
_Freud ve Josef Breuer, nörotik semptomların, örneğin histerinin, gerçekte simgesel anlamları olduğunu fark ettiler. Bunlar da tıpkı rüyalar gibi, bilinçaltının dışavurum biçimleridir. _Breuer ile Freud’un Travma Kuramı’na göre, nörotik septomlar ve histeriler, travmalardan ve psişik hasarlardan ortaya çıkıyor ve bilinç dışında yıllar boyu
_Totem: Kutsal sayılan herhangi bir şey. Tanrılar, putlar, uğur getiren eşyalar, dilekler, dua, kara kedi,13 sayısı vs. totemdir. Olması istenen dileklerin, kutsal varlıklar aracılığıyla yerine gelmesi için totemler devreye sokulur. Totem yapabilmek için, şans getirdiğine inanılan bir sözün söylenmesi ya da hareketin yapılması gerekir. Sözlü
“Kedilerin, kadınların ve büyük suçluların ortak noktası şudur: onlar ulaşılamaz bir ideali ve kendini sevme yeteneğini temsil ederler ve bu da onları bizim gözümüzde çekici kılar.“ SIGMUND FREUD
Sayfa 36 - Paloma YayneviKitabı okudu
Bundandır kedileri bu kadar çok sevmem
Kedilerin insanlardan en büyük farklılık gösterdikleri yer burasıdır. Psikanalizin babası Sigmund Freud'un keşfetmiş olduğu gibi, tekinsiz bir mutsuzluk insanlar için olağandır. Freud bu rahatsızlığı ne hiçbir zaman izah etti, ne de psikanalizin onu tedavi edebileceğine inandı. Bugün ise ondan kurtarmayı vadeden sayısız teknik söz konusu. Bu terapiler, insanları başkalarıyla yaşarken daha az zorlanmalarını sağlayacak yetilerle donatabilir. Ama onları insan olmanın beraberinde gelen huzursuzluktan kurtaramazlar. Bunca insanın kedilerle olmayı sevmesinin nedeni işte budur. Ailurofiller* sıklıkla antropomorfizmle –insani duyguları, onlardan yoksun olan diğer hayvanlara atfetmekle– itham edilirler. Oysa kediseverler kedileri, onlarda kendilerini gördükleri için değil, kendilerinden böylesine farklı oldukları için seviyorlar.
Sayfa 28 - *Eski Yunancada "kedi" anlamına gelen ailuros sözcüğü ile "sevmek" anlamı katan -phile son ekinin birleşmesinden oluşan bir terim; "kedisever", "kedi düşkünü" anlamlarında kullanılıyor. (ç.n.)
Reklam
Sigmund Freud'un keşfetmiş olduğu gibi, tekinsiz bir mutsuzluk insanlar için olağandır. Freud bu rahatsızlığı ne hiçbir zaman izah etti, ne de psikanalizin onu tedavi edebileceğine inandı. Bugün ise ondan kurtarmayı vadeden sayısız teknik söz konusu. Bu terapiler, insanları başkalarıyla yaşarken daha az zorlanmalarını sağlayacak yetilerle donatabilir. Ama onları insan olmanın beraberinde gelen huzursuzluktan kurtaramazlar.
Sayfa 29
“Akılcı ben” illüzyonunun hakkını vermek için özgür irade konusunda ayrı bir kitaba ihtiyacımız var. Şimdilik daha dar bir kavrama odaklanmamız yeterli: rasyonalizasyon.* Freud bunu, eylemlerimizin hesabını süperegoya verirken kullandığımız bir savunma mekanizması olarak görmüştü fakat günümüzde daha geniş bir kullanım alanı var: Gerçek sebeplerinden utandığımız, korktuğumuz veya düpedüz bihaber olduğumuz davranışları, mantıken ve ahlaken tutarlı sebeplere bağlama çabası. Uzanamadığı ciğere “murdar” diyen kedi, başarısızlığını rasyonalize ederek özgüvenini korumaktadır. * Türkçeye bu haliyle geçmiş ama bazen ussallaştırma da deniyor.
Sayfa 76 - KENDİNİ TANI Yolun Sonu: RasyonalizasyonKitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.