Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman; Aşındırarak bütün güzel duyguları. Bir yarım umuttur elimizde kalan, Göğüslemek için karanlık yarınları. (...) Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
Sayfa 394Kitabı okudu
İnce Kentler 5 İnanmaya hazırsanız ne iyi.Örümcek ağı kent Ottavia'nın nasıl olduğunu anlatacağım.İki sarp dağ arasında bir uçurum var:kent boşlukta duruyor,bir doruktan ötekine halatlar,zincirler ve tahta köprülerle bağlanmış.Küçük tahta traversler üzerinde boşluğa basmamaya dikkat ederek yürüyor insan ya da kenevir ilmiklere tutunuyor.Aşağıda,yüzlerce,binlerce metre hiçbir şey yok:birkaç bulut geçiyor;uçurumun dibi zar zor seçiliyor. Kentin temeli bu:geçit ve destek gibi kullanılan bir ağ.Geri kalan her şey duvara yükseleceği yerde aşağıya sarkıyor:ip merdivenler,hamaklar,çuval evler,vestiyerler,küçük teknelere benzeyen teraslar,su mataraları,gaz lambaları,kebap şişleri,sicimlere bağlı sepetler,yük asansörleri,duşlar,trapezler,oyun çemberleri,teleferikler,avizeler,sarkan yapraklarıyla çiçek saksıları. Ottavia sakinlerinin boşluğa asılı yaşamları diğer kentlerdekine oranla çok daha güvenli.Herkes biliyor ki ağ daha fazlasını taşımayacak.
Sayfa 119
Reklam
Büyük toplumsal gerilim anlarında, tüm üçüncü kişiler geçersizleşir ve çelişki durumu hem fiziksel hem de hayali dost-düşman çatışmasına indirgenir. Bu tümüyle düşman "mutlak Öteki"nin temsili, onun farklılığının özleştirilmesine bağlanır. "O" artık "biz" ile hiçbir ortaklığa sahip değildir. "Farklılığın" sembolik sının tümüyle geçit vermez bir hal alır. Bu Öteki, tümüyle farklıdır ve aslında artık tam anlamıyla insan dahi değildir.
Sayfa 73 - İletişimKitabı okudu
Zulüm krallara vergidir. Zulüm sevginin önündeki melektir ve bu bağlantı kurulmadan benim için geçit yok zamana.
Aslan Asker Şvayk
Kupa Meyhanesi’nde tek bir müşteri vardı: Devlet güvenlik örgütünde görevli sivil polis Bretschneider. Meyhaneci Palivets bardakları yıkıyor, Bretschneider de onu kapana kıstırmaya çalışıyordu, ama boşuna. Palivets, ağzı bozuğun tekiydi. “Göt”ten, “bok”tan, “sıçmak”tan başka laf bilmezdi. Ama aslında mürekkep yalamış adamdı; önüne
Sayfa 19 - 1.Aslan Asker Şvayk Dünya Savaşı’na burnunu sokuyor - Birinci Bölüm CEPHE GERİSİNDEKitabı okudu
Soneler 1
Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman; Aşındırarak bütün güzel duyguları. Bir yarım umuttur elimizde kalan, Göğüslemek için karanlık yarınları. Ağzımda ağzının silinmez ılık tadı Damağımda kösnüyle gezinirken; Yüreğimde yılkı, aklımda ölüm vardı, Dışarıda rüzgar acıyla inilderken. Unutulmuyor ne tuhaf dünya işleri, Seninle bir döşekte sevişirken bile. Düşünüyorum hüzünlü genç anneleri, Çarşılarda pazarlarda,ellerinde file... Bu kekre dünyada yazık ki geçit yok aşka; Bir şey yok paylaşacak acıdan başka .
Sayfa 401
Reklam
Hiç
bakmayın gölgem yok her yerdeyim ve hiçbir yerde ellerim benim olmayan ayaklarım kollarımın taşıdığı iki ceset
Sayfa 45 - Mühür KitaplığıKitabı okudu
Kimse bilmiyor Geçit yok şarkısına aşkın Ah her şey Bir pencereden göründüğü kadar Bir pencere kadar dünya Bir kartpostal gibi geçtiğimiz dünya Kalbim. Kör bir çocuk gibi düşe kalka.
OTEL KÂTİBİ - (Eliyle giriş kapıştın gösterir ve ortadan haşlayarak gişeye kadar havada bir kavis çizer.) Şu geçit yok mu, şu geçit?.. Bilsen buradan kaç türlü insan gelip geçer?.. Gel de insan sarrafı olma!.. Gece gelen mi istersin, sabaha karşı düşen mi, gündüz damlayan mi?.. Meteliksiz, cepleri dopdolu, niyeti örtülü, eli açık, ağa, serseri, sevincinden uçan, derdinden sürünen, nüfus kâğıdından saklanan, sürü sürü insan... Bir bakışta kestiririz biz, müşteriyi...
- Batmıyacağına inanarak, dedi, suya bas, yürür gidersin. İmkânsız olan belki buna inanmandır; su üstünde yürüyebilmen değil... İnanmaktan açayım, inanmaktan... İnanmak, insanoğluna vâdedilen bütün mucizelerin anahtarı... İnanmaya memuruz. Ne kadar kuvvetimiz varsa hepsini inanmaktan alıyoruz. Neye inanmıyorsan, sen o şeyde, kanatları kesilmiş bir kuşsun; uç bakalım, uçabilirsen... Eşya ve hâdiselerin varlığı, kendisini, kendi zatî varlık hey'etinden evvel, bizim inanmamıza borçlu... İnandığımız herşey var; inanmadığımız hiçbir şey yok. Sustu, ince ve esmer dudaklarını buruşturdu, devam etti: -Sezmiyor musun ki, bütün kâinat misilsiz bir tılsım kavanozunda, birkaç ışık, renk, çizgi ve ses oyunu içinde kendi kendisine hiçbir vücut sahibi olmadan, sadece bir vücut fikri yüzü suyu hürmetine varlık şartlarına bürünen muhteşem bir yokluk plânından ibaret. Bu yokluktan o varlığa, tek bir geçit yol veriyor. Ruhumuzda kıl kadar ince bir geçit... İnanmak!... Bu âlemde insandan başka her unsur, tam ve mutlak bir inanma uykusunun huzuru içinde... Cemat, nebat ve hayvan, memur oldukları işlerin tam ve mutlak imanına bürülü... Halbuki inanmak, büyük ve sonsuz iman, inanmanın tâ kendisi, ruhu ve cevheri, insana mahsus... İnsan inanacaktır; ve bütün insanları peşi sıra götürecek...
Reklam
Soneler
I Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
Sayfa 394 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
O’NUN SANATI
(Yok) bir (var)dır; Geçit vermez; Dar mı, dardır! (yok) bir (yok)tur; Akıl ermez. Ne de çoktur! (Var) bir (yok)tur; Yusyuvarlak Dönen oktur. (Var) bir (var)dır; O’na varmak …. Bu kadardır!
Sayfa 30 - büyük doğu yayınlarıKitabı okudu
1.115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.