Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Rüzgarlı Masa
Sevdiğim ne varsa, Henüz veda ederken özlerdim Ondandır bu yorgunluklarım Dinlensem geçmez ki Beklesem dinmez ki Kavuşmak lazım bana Vedasız bir dünya Ümit içinde gelecek Bir masa lazım bana Karşımda sen gülecek.
Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü Hırsız da bilmiyor çaldığını Biz yeni bir hayatın acemileriyiz Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor Şiirimiz, aşkımız yeniden, Son kötü günleri yaşıyoruz belki İlk güzel günleri de yaşarız belki Kekre bir şey var bu havada Geçmişle gelecek arasında Acıyla sevinç arasında Öfkeyle barış arasında
Reklam
“Kendi seçimlerimden ve kararlarımdan sorumluluk alırım,” diyen kişi şunları ifade etmiş oluyor: • Bir; karar verirken, o konuda neyi ne kadar bilip bilmediğime önem veririm. Yani ortama getirdiğim bilinçten sorumluluk alırım. • İki; ortama getirdiğim bilinci eyleme dönüştürebilme özgürlüğüm olduğuna inanırım. • Üç; ortama getirdiğim bilinci eyleme dönüştürebilme gücüm olduğuna inanırım. • Dört; neyi, ne kadar, ne zaman, nasıl yapacağıma dair, sınırlarımla ilgili gerçekçi bir algılama içinde olduğuma inanırım. • Beş; “bu benim hayatım” diyebileceğim bir gelecek yaratmak için kişisel bütünlük içinde olmam gerektiğine inanırım.
Burhan Toprak'la bir gün (Sen) nehrinin bir köprüsü üzerinden geçerken, kendisine şu sözü söylediğimi hatırlıyorum: -Bir gün gelecek; bu makine dünyasının son buhranı kertesinde beklenen fikir kahramanı zuhur edecek ve kollarını açarak insanlığa seslenecek: “Ne yaptınız, mukaddes emaneti, ne yaptınız?”
umarım iyilerdir.
bugün yılın son günü. bu son günde yoksun. ben bu seneyi de beraber kapatırız diye düşünmüştüm. yine hayatımda olursun ve aramız iyi olur diye düşünürdüm. nasıl oldu, nasıl bu hale geldik bilmiyorum. bu beni çok üzüyor. seni çok seviyorum ben. bunu hep dile getirirdim, biliyorsun. ben senin hiç kötülüğünü istemedim, hep en iyisi seninle olsun
Bu yüzden, doğal olmayan her şey geçici, ancak senin içindeki güç kalıcıdır.
Reklam
“Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar kazançlarının helal mi haram mı olduğuna bakmayacaklar artık” şeklinde bir hadisi şerif vardır. Bu zaman gelmiş midir?
Nihayet gelmişti zaman Bir güneş doğumunda Rüzgar eşliğinde Birşeyi hatırlatırcasına duruyordu zaman Geçmişten gelen Çok önceden Söylenmesi gereken bir şeydi bu an Yalnız anlayanlara konuşuyordu Sessiz bir uğultu eşliğinde Artık duyuluyordu gelecek olan Beklenen vakit geldi Soluğumuz ensesindeydi her zaman
Türk Devleti ve Türk ulusunun nasıl. ne şartlarda kurulduğu hepimizce malum. Ne kadar ağlasanız da zırlasanız da kudursanız da gerçekler ortada. Ki bu gerçekleri ne ortaokulu, ilkokul seviyesinde bir çocuk gayet biliyor. -Bu raddeye gelecek kadar ne oldu size? Harbiden soruyorum n'oldu? Beyinleriniz yıkanmış. Çok yazık!- Aksi bir görüş
Ebru

Ebru

@marksistimge
·
25 Mayıs 2023 22:15
Türk devleti ve Türk ulusu, 1910'larda Ermeni, 1920'lerde ve 30'larda Kürt ulusunun seri ve toplu cinayetlerinin üzerinden inşa edildi. Bu tarz bir inşayı koruyabilmek ve süreklileştirebilmek için de bütün refleksler ve mekanizmalar, aynı temelde sonraki onyıllarda güçlendirildi. Sorumlusu elbette Türk halkı değil, Türk resmi ideolojisinin kurucu ve uygulayıcı iktidarlarıdır, İttihat ve Terakki'dir, Kemalizm'dir.
Sayfa 8 - SunuşKitabı okudu
Ama artık her şey için çok geçti. Geçmiş yok sayılabilirdi belki; pişmanlıkla, inkârla, unutarak yapabilirdi insan bunu. Fakat gelecek kaçınılmazdı. İçinde felâket şekillerde ortaya saçılacak arzuları, kötülüğünün gölgesini gerçeğe dönüştürecek hayalleri vardı.
Reklam
"Çocukların güler yüzlerini kaybetmeyeceği bir gelecek hazırlayacağım".
·
Puan vermedi
Hem eğitici hem eğlenceli :)
Stephen Hawking hayatını kaybettikten sonra, ölmeden önce verdiği röportajları veya konuşmaların birleştirilmesiyle yazılan kitaptır. Kitap günlük hayatta düşündüğümüz şeylere cevap vermektedir. "Tanrı var mı, her şey nasıl başladı, evrende bizden başka canlı varmı,zamanda yolculuk mümkün mü, uzayda koloni kurabilir miyiz, yapay zeka insanlığa üstün gelecek mi?" Gibi başlıklar bulunmaktadır. Gerçektende öyle değil mi her yerde her zaman aklımıza gelir bu sorular ben neden varım, tanrı kim ve var mı, robotlar dünyayı ele geçirmebilirmi? Gibi fantastik düşüncelere tuvalette yatakta okulda banyoda her yerde dusunebiliriz. İşte bu kitap bu sorulara eğlenceli ve anlaşılmasi kolay bir üslupla cevap veriyor (Tanrı var mı gibi konularda kesinlik içermiyor kitap belirsizlik olduğunu söylüyor) ve sonrasında bize soru yöneltiyor ve bizim cevaplamamizi istiyor. Kitabı okuma fırsatım oldu ve sevdim size de tavsiye ederim.
Büyük Sorulara Kısa Yanıtlar
Büyük Sorulara Kısa YanıtlarStephen W. Hawking · Alfa Yayıncılık · 20182,064 okunma
Arkadaşım badem ağacı (38 gün kala)
Sen ağaçların aptalı Ben insanların Seni kandırır havalar Beni sevdalar Bir ılıman hava esmeye görsün Düşünmeden gelecek karakış.. Açarsın çiçeklerini .. Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...
“Conciergeri Hapisanesi'nin karanlık kasvetli zindanları, ertesi gün giyotine gidecek mahkumlarla doluydu. Giyotine gidecek tam elli iki kişi vardı. Akmış olan kanlara onların da kanı karışacaktı. Onlar hücrelerinden çıkar çıkmaz yerlerine başkaları gelecek, daha kanları kurumadan diğer kurbanlar belli olacaktı. Bu elli iki kişi arasında, serveti hayatını kurtarmaya yetmeyen bir general, fakirliği ölümüne engel olamayan yirmi yaşında küçük bir terzi kızı da vardı. İnsanlar zengin fakir demeden tek tek ölüme mahkum ediliyordu."
Sayfa 249 - Olympia yayınlarıKitabı okudu
Şan ve şöhrete karşı duyulan sevgi, şeytanın cennete girebilmek için boşlukta kurmak istediği köprüye benzer. Şan, geçmiş ile gelecek arasındaki tek bağdır. İnsanı bunda ayıran nedir bilinmez. Napoleon Bonapart
Sayfa 163 - Kapra Yayıncılık
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.