Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Şimdi; koltuğa bakmadan oturma heyecanına "gençlik" diyoruz. Oturmadan önce koltuğa bakma ihtiyatina ve garip adamlardan uzak durup kendimizi korumaya "hayat tecrübesi" diyoruz.
Gençlik, cilasızdır, kuvvetlidir, güçlüdür ve evet, zalimdir. Ayrıca gençlik kolay incinir.
Reklam
Günün birinde, huyumuzun bize bile meçhul kalan derinliklerine dalabilmek için aynaya bir defa bakmak kâfi gelecek.
Yirmi yaşındayken nabzımızda vuran sevinç zamanla körelir. Bacaklarımız tutmaz olur, duyularımız çürür. İğrenç kuklalara dönüşürüz. Korkup kaçtığımız tutkuların,tadına bakmaya cesaret edemediğimiz nefis günahların anısı bize rahatlık, dirlik vermez.Ah, gençlik! Gençlik! Dünyada gençlikten başka hiç, ama hiçbir şey yoktur!
"Ey sonsuz gençlik Aynı yaşta oluruz bir gün."
"Biz romantizmden uzak, realizme yakın, azimli bir gençlik arıyoruz; öyle bir gençlik ki hassasiyeti bir yana bırakacak, objektif ve hâkim, hayatın karanlık sayfalarına cesaretle bakacaktır. Biz gençlere muhtacız, dünyayı olduğu gibi görüp seven bir nesle muhtacız. Gerçeği her şeyin üstünde tutan; planları, tasavvurları olan bir nesle muhtacız.."
Reklam
Ah gençlik,ah çocukluk…Yaşarken kıymeti bilinmeyen sıradan anların uçuculuğu.Mutluluğu hep gelip omza konacak şatafatlı,ağır bir masal kuşu gibi hayal etme hatası. Yıllarca beklediği şeyin,içinden geçtiği hafif anlarda kanatlanmış,minik,basit sevinçlerden ibaret olduğunu insanın bu kadar geç anlaması,ah.
kendi nefsini beğenen ve seven adam, başkasını sevmez. Eğer zahirî sevse de samimî sevemez, belki ondaki menfaatini ve lezzetini sever.
ÖLÜM GÜZEL ŞEY BUDUR PERDE ARDINDAN HABER
"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber, Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü peygamber Ebedî gençlik, ölüm desem kimse inanmaz Taş ihtiyarlar, servi çürür ölüm yıpranmaz. Hangi gün, hangi yerde, kim bilir saat kaçta Tabutumun tahtası bilsem hangi ağaçta"
Sayfa 43 - Necip Fazıl Kısakürek - Profil KitapKitabı okuyor
Hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış ve hastalık vazifesini bitirdikten sonra Hâlık-ı Rahîm inşâallah sana şifa verir."
Reklam
Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti; Canım bahar geçti çoktan , kış şimdi. Hani sevincin o cıvıl cıvıl kuş ? Nasıl, ne zaman geldi, Nasıl gitti ?
"En hayırlı genç odur ki; ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak, gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır.
Tevekkül ile bela yüzünde gül, tâ o da gülsün. O güldükçe küçülür, eder tebeddül.
Gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, akıbeti göremez.
Utanç bir örtü gibi kaplıyordu üstünü. Önünü doğru düzgün göremez olmuştu. Örtü ağzına giriyor, tenine batıyordu. Sanki hayatı sona ermişti. Peki ne kadar sürmüştü bu his? İki hafta mı, daha mı fazla? Sonra bu his geçmiş, gençlik hayatının kısa bir bölümü sona ermişti; Marianne ise hayatta kalmıştı. O kadar.
Sayfa 228Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.