Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Vazelin; Bu hikayeyi kime anlatsam çok beğenildiğini en baştan söyleyerek başlayayım. Ne de olsa hepimiz Vazelin'in, eee, iyi bir şey olduğunu biliriz. Öncelikle bu çok amaçlı nanenin bulunuşuna dair biraz bilgi vereyim: Her şey 1859 yılında Brooklyn, New York'ta başladı. Robert Chesebrough (Chesebrough-Ponds bakım malzemeleri ile ünlüdür) adlı genç bir kimyagerin ofisinde çalıştığını gözünüzün önüne getirin. Genç Robby, döneminin çok yaygın bir sorunuyla boğuşmaktaydı: Yakıt olarak gazyağı satıyordu ama Pennsylvania'daki petrol kuyularındaki büyük grevler geçimini zorlaştırıyordu. Petrolün gelecekte en temel enerji kaynağı olacağını öngörmekteydi. Ne yapmalı? Ne yapmalı? İlk akla gelecek şeyi yaptı. At arabasına atlayıp, petrol kuyularının anavatanı olan Pennsylvania'daki Titusville'e doğru yola çıktı. Amacı petrol sektöründe voleyi vurmaktı. Ancak, sondaj aletlerinde kullanılan parafin benzeri bir yapışkan madde ilgisini çekti. Kuyularda çalışanlar bu maddeden nefret ediyordu, çünkü sondaj aletlerinde tutukluğa sebep oluyordu. Fakat sebep olduğu bütün sorunlara rağmen, işe yaradığı bir nokta da bulmuşlardı. Bir yaraya veya çürüğe sürdüklerinde, iyileştiriyordu. Robby bu maddeden bir miktar alıp Brooklyn'deki laboratuvarına götürdü. İçindeki temel madde olan ve bugün petrol jölesi olarak bilinen saydam maddeyi keşfetmesi uzun sürmedi. Harikalar yaratan bu jölenin patentini 1870 yılında aldı.
1981' de Başkan Reagan'ın greve giden 11.000 hava kontrolorünü işten çıkarması, " hükümetin grev kırıcılığına onay verdiğini gösteriyordu ve yeni bir endüstiriyel ilişkiler dönemi açıldı." Ne var ki, ana akım medyayı okuyarak ya da dinleyerek bunu öğrenmemiz neredeyse imkansızdır. 1944'te Business Week de yayımlanan istisnai bir makalede"Geçen son 10-15 yılda... ABD endüstirisi sendikalara karşı tüm zamanların en başarılı savaşlarından birini yürüttü. Örgütlenme haklarını kullandıkları için binlerce işçinin işten çıkarılması, 1980' lerin sonlarında seçilen temsilcilerin üçte birinin yasadışı bir şekilde işine son verilmesi, savaşın kazanılmasına yardımcı oldu diye yazıyordu. Bu başırılı savaş, medyanın işbirliğiyle sessizce yürütüldü. Sendikaların yetkilerinin gasp edilmesi,yedek işçilerin kullanılması, Caterpilllar grevi gibi uzun ve güçten düşürücü grevler son derece alçak perdeden ele alındı. Propaganda modelinin uygulanabilirliğini gösteren dikkate değer bir örnek şuydu: Nisan 1989' da başlayan ve dokuz aya yakın süren Pittston madencilerinin grevi, aynı yılın yaz aylarında Sovyet madencilerinin yaptığı grevden daha az ilgi topladı ve aynı ölçüde dostça bir yaklaşım görmedi.
Sayfa 56 - AramKitabı okudu
Reklam
"Allah kahretsin doktor, tetanos her yerde var. Frengiye Park Avenue'de de rastlayabilirsin. Eğer bizimle birlik değilsen, neden yanımızdan ayrılmıyorsun.""Görmek istiyorum," dedi Burton. "Parmağını kestiğinde mikroplar yaraya girer, parmağın şişer ve iltihaplanır.O şişme vücudunun karşı koyması, acı da savaşıdır. Hangisinin kazanacağını bilmezsin, ama yara ilk savaş alanıdır. Hücreler ilk çarpışmayı kaybederlerse, mikroplar istilaya geçerler ve savaş koluna doğru yayılır. Mac, bu küçük grevler de iltihaplanma gibidir. Adamların içine bir şey girdi, hafif bir ateş başladı ve lenfatik hücreler yedek kuvvet gönderiyorlar. Şen görmek istediğim için yaralı olan yere gidiyorum." "Bu grev bir yara mı sertçe?" "Evet. Grup halindeki insanlar hep iltihap kaparlar. Bu da kötü bir şey gibi geliyor bana. Görmek istiyorum Mac. Bu grup halinde yaşayan insanları gözlemek istiyorum, bunlar tek tek insanlara hiç benzemeyen yeni birer varlık gibi geliyor bana. Grup içinde yaşayan bir insan artık kendisi değildir, organizmada bir hücredir. Nasıl vücudundaki hücreler sana benzemezse, o da gruba benzemez. Ben grubu incelemek, neye benzediğini anlamak istiyorum. 'Halk kitleleri çılgındır, ne yapacağı bilinmez' denir. Neden insanlar halk kitlelerine insan olarak bakmazlar da halk kitlesi olarak bakarlar? Bir halk kitlesi, karşında halk kitlesi olduğunu düşünürsen, her zaman mantıklı hareket eder oysa."
Tanımadığım kentin Ağırlık merkezine alındım Taşıtlar grevler insan böğürmeleri Alış verişler Şapka seçerken birden çocuk doğuruyorlar Baba oyundan çağrılan çocuklar gibi isteksizdir Ya da bırakır kürekleri denizin üstüne Suda kayan cilalı bir taş gibi seğirtir
Sayfa 119Kitabı okudu
Aldous Huxley'nin Büyük Buhran döneminin tam ortasında, 1932'de yayımlanmış distopik romanı Cesur Yeni Dünya'da, mutluluk en üst değerdir ve psikiyatrik ilaçlar siyasetin temeline yerleşerek oy sandığının ve polisin yerini alır. İnsanlar her gün, üretkenliklerini ve etkinliklerini azaltmadan mutlu eden sentetik bir ilaç olan "soma"dan bir doz alırlar; tüm gezegeni yöneten Dünya Devleti asla savaşlar, devrimler, grevler ve gösterilerle tehdit edilmez, tüm insanlar hangi koşullarda yaşarlarsa yaşasınlar hâllerinden son derece memnundurlar. Huxley'nin gelecek vizyonu George Orwell'in 1984'inden çok daha tedirgin edicidir. Böyle bir dünya fikri çoğu insanı rahatsız eder ama bunun neden olduğunu kolay açıklayamazlar. Herkes sürekli mutlu olacaksa, bunda kötü olan nedir ki?
Sayfa 381 - Kolektif YayıneviKitabı okudu
On binden fazla politik, kırk binden fazla adi tutuklular, mahkumlar zor durumdalar. Ama yıllardan bu yana… Hapishaneler ortaçağ zindanlarını, Nazi toplama kamplarını aratmıyor. Örneğin mahkumlar zincirlerle biribirlerine bağlanarak mahkemelere götürülüyor. Kitap, gazete, çoğunlukla onlara verilmiyor. Teyp, radyo, televizyonlar çoğunlukla yasak. Hastalara gereğince bakılmıyor. Dışarıdan yeterince para, yiyecek gidemiyor içeriye. Sonra mahkumlar geceleri koğuşlarından alınıyor, büyük işkenceler yapıldıktan sonra yerlerine geri gönderiliyorlar. Sayılmakla bitmez insanlık dışı davranışlar. İşte iki bin kadar mahpus da bu yüzden açlık grevinde. Birçok hapishanedeki açlık grevi bir ayı geçti. Kırk üçüncü gününde olan grevler var. Açlık grevindeki gençlerin birçoğu ölümle karşı karşıya. Ve Türkiyede, dünyada bu korkunç olaya kimse gereğince ses çıkarmıyor. Muhalefet lideri İnönü, ben onu eskiden beri tanır, iyi bir adam olduğunu da sanırdım, o bile, açlık grevleri birer şiddet eylemidir, diyebildi.
Reklam
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
İran'da Şahın Devrilmesi: Yeni Rejim
... ayaklanmalara ve çatışmalara iki kuvvet hâkim olmuş ve rejimi de bu iki kuvvet yıkmıştır: Cami ve petrol kuyuları. Cami dinci kuvvetlerin hareket noktası, yani aşırı sağın bir çeşit karargâhı, solcu grupların kışkırttığı grevlerle de petrol kuyuları solun en kuvvetli vasıtası olmuştur. Şahın siyasî gücü petrol parasına dayandığı için, sol şahın altından bu gücü çekip almak için, grevler vasıtasıyla üretimi düşürmüştür. Öyle ki günde 6 milyon varil olan petrol üretimi 1978'in sonunda 700.000 varile düşecektir.
Sayfa 669 - Timaş Yayınları, 20. BaskıKitabı okudu
Hey ,hey! Neredesin ey Doğunun uyanık nesli! Ey güzel ,duygulu,derin ,arif ve hikmetli Doğu. Şu anda seni geri, sömürge, cahil, fakir ,mahrum ,aç, esir ve zayıf olarak kabul ediyorlar . Onca tarih , kültür, felsefe ,düşünce, sanat, güzellik ve marifete rağmen şimdi yardıma muhtaç bir hale düştün ;şimdi sana buğday, peynir, yoğurt, konserve ,giyecek ve benzeri şeyler vererek adi ve aşağılık bir hayat yaşamanı sağlıyorlar. Eğer yem vermezlerse kafesinde kanat çırparsın . Bütün o kıyamlar, devrimler, antlar ,şehadetler , zindanlar , katliamlar , gizli ve açık savaşlar, gösterirler, açlık grevleri, susma boykotları , pasif direniş, grevler , sabotajlar, feryatlar , mitingler , saldırılar , bildiriler ,marşlar, yazılar, makaleler , gazeteler ve tercümeler hiçbir işe yaramadı...
Sayfa 95 - undefined
599 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.