Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
584 syf.
5/10 puan verdi
·
30 günde okudu
"Buyrun dostlar buyrun, Halil İbrahim sofrasına" demek isterdim canlarım ama sadece cenaze namazına davet edebiliyorum sizleri. Vallahi öldü umutlarım, yıkıldı hayallerim. Ben de topladım hepsini, Grange'in tüyleri diken diken eden gerilim dolu kalemiyle birlikte gömüyorum! Mayıs 1968 Paris'ine gidiyoruz. Ortalık mahşer;
Kızıl Karma
Kızıl KarmaJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 2024207 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
Halil... Birgül... Aysel... Oğuz... Bir dönemin portresini çizmiş yazar. 1970'li yıllar... Yılların nasıl yorgun düştüğünü ve bu süreçte insanının da ister istemez nasıl yıprandığını anlatıyor. Hem de tüm duygularıyla. Herkesin özgür ve eşit olduğu bir dünya mümkün müydü ve belki daha da önemlisi bu uğurda ödenecek bedelleri taşıyacak omuzlara sahip miydi insan? Nelerden vazgeçmek zorunda kalınırdı kimbilir... Her dönemin davası başka oluyor. Taşlı, sopalı kavgalar, grevler, özgürlüğün sadece duvarlara yazılmış bir kelime olmaktan öteye geçemediği anlar... İnsan belki de bazen aslında hiç içinde olmadığı çemberin siyah çizgilerini çekmeye çalışıyor, gün gelip o halkanın içinde hapsolacağını bilmeden. Belki de o yuvarlağın zamanla boynuna dolanan kalın bir halat olup canını almaya çalışacağını anlamadan. İçindeki karakterlerin yaşamları çok etkiledi beni. Kimi dinlesek o haklı. Yazarın dediği gibi "Gerçekten ne çok duvar var. Ne çok aşılması gereken, insanı yoran, yaralayan, bazen de üstüne yıkılan duvar var. Ne çok." Ve her birimizin duvarı kendine yüksek, kalın ve sert. Hâlbuki ruhlarımız bir o kadar yaralı, ince ve hassas. Ufacık bir rüzgarın darmadağın edebileceği, karşıdan bakınca aşılmaz sanılan, sağlam ördüğümüz duvarlara inat... Bir o kadar da kırılgan...
Duvarlar
DuvarlarCaner Almaz · Everest Yayınları · 20248 okunma
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
Alman şair, tiyatro yazarı ve yönetmenidir. 20. yüzyıl Alman şiirinin ve tiyatrosunun en önemli isimleri arasında kabul edilir. Eserleri uluslararası alanda da saygı ile kabul görmüş ve ödüllendirilmiştir.
Bertolt Brecht
Bertolt Brecht
İki güzel güçlü dostluğun gecırdıpı zorluklara rağmen bozulmamış haliyle, yıllar sonra ayrı olan ıkı yabancı dostun hikâyesini okuduk. '
Bertolt Brecht
Bertolt Brecht
' in Kaleminden okuduk bu dostluğu "Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra, Hitler Almanya'sından hemen önce grevler, gösteriler, yürüyüşler ve enflasyonla sarsılan bir dönemde, iki genç adamın, A. Bronnen ve B. Brecht'in, dostluklarını, tiyatroya başlangıç çabalarını ve aşklarını anlatmakta. Bu ilginç ilişkide Brecht, Bronnen'i dostu, yandaşı, iş arkadaşı olarak görür;
Brecht'li Günler
Brecht'li Günler
Bronnen ise Brecht'e hayrandır; ona "bağımlı"dır, taparca sevdiği bu adama hizmet ve yardım etmek için çırpınır. Bronnen, 1920'li yıllarda Almanya'da ortaya çıkmaya başlayan "Nasyonal Sosyalist" akıma giderek bağlanır. Bu görüş farklılığı, arkadaşlıklarının sarsılmasına neden olur. 1920'lerin magazin basınına geçen bu yarım kalmış, "değişik" arkadaşlığın öyküsü, Brecht'in gençlik günlerine küçük bir pencere açıyor. Arka Kapaqın bilgisiyle
Brecht'li Günler
Brecht'li Günler
Yolumuz gercek dostluklara olsun, gönlümüzü, elimizi güzel dostlarımız tutsun
Brecht'li Günler
Brecht'li GünlerArnolt Bronnen · Mitos Yayınları · 03 okunma
584 syf.
·
Puan vermedi
Kızıl Karma, Jean-Christophe Grangé'nin şimdiye dek yazdığı en kapsamlı kitap. Birçok konuda bilgi içeriyor, buna cinayet eşlik ediyor ve polis soruşturmasıyla ilerliyor fakat kitap o kadar ayrıntılı yazılmış ki polisiye kısmı gölgede kalıyor. Şöyle ki; Hintlilerin birbirinden farklı inanışları detaylı işlenmiş. Doğu mistisizmi, maocular,
Kızıl Karma
Kızıl KarmaJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 2024207 okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
İnsan yeni kurulmuş bir kasabada işlenen bir cinayeti nasıl anlatır? Ruhun katli diye mi? Nereden başlar insan? Tıpkı bu satırlar gibi ben de cümlelerimi toparlamakta, Kan Çiçekleri 'ni nereden anlatmaya başlayacağım konusunda zorlandım. Ilmorog, Kenya' nın kuraklığa, kendi kaderine terkedilmiş yalnız, ücra bir köyü.Ilmorog
Kan Çiçekleri
Kan ÇiçekleriNgugi Wa Thiongo · Ayrıntı Yayınları · 201948 okunma
680 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 günde okudu
İngiliz tarihçi Antony Beevor tartışmasız çağımızın en iyi savaş yazarlarından biridir. Yazar yirminci yüzyıla damgasını vuran savaşları ve bunların özellikle de dönüm noktası diyebileceğimiz bölümlerini çok ustaca anlatarak her biri birer bilgi hazinesi olan kitaplar yazmıştır. İşte bu kitap ta onlardan biri. İsminden de anlaşıldığı üzere yazar
İspanya İç Savaşı 1936-1939 (Ciltli)
İspanya İç Savaşı 1936-1939 (Ciltli)Antony Beevor · Alfa Yayınları · 20225 okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“Verdiğin ücretle sen geçin!”
Kitapla birlikte 1960’ların başına, küçük bir balıkçı kasabası olan Zonguldak’ın Ereğli ilçesine gidiyoruz. Türk ve Amerikan sermayesi ile bölgede, Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarından biri olacak Ereğli Demir Çelik Fabrikaları’nın inşaası başlıyor. Türkiye’nin dört bir yanından yapı işçileri kendilerine de bir iş çıkar umuduyla,
Her Yer Seri Direniş
Her Yer Seri DirenişCan Kartoğlu · Ayrıntı Yayınları · 20208 okunma
556 syf.
·
Puan vermedi
Bir isyanın çığlıkları var..
Okuduktan sonra sizi bunalıma sokacak depresif bir kitap.Fransada’ki maden işçilerinin gerçek direniş ve grev öyküsünü konu alıyor.Roman,1960 larda kuzey Fransa’da yaşanmış bir olayı konu almaktadır.Maden işçilerinin yaşadığı hayatları yakından görüp, yerin binlerce kilometre altındaki gerçeklere şahit olacağınız bir eser.İşçiler tarafından yapılan uzun soluklu grevler, acılarla sonuçlanan büyük direnişler..Uzun süre etkisinden çıkamayacağınız, aynı zamanda sizi bunalıma sürüklemesi de muhtemel.Emile Zola’nın en iyi romanlarından biri olan Germinal, kömür madencilerinin acı gerçeklerini ser bir şekilde yüzümüze vuruyor..
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,8bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Palyatif Toplum" günümüz toplumuna mükemmel bir şekilde ayna tutan bir kitap. Byung Chul Han bir kültür eleştirmeni olarak pandemi çılgınlığı sonrası değişen ve dönüşen insanın acıdan kaçınmasını ve hissizleşme sürecini anlatıyor. İçinde bulunduğumuz toplumun her türlü acıdan ve olumsuzluktan kurtulmaya çalışması, insanın içindeki
Palyatif Toplum
Palyatif ToplumByung-Chul Han · Metis Yayınları · 20241,856 okunma
87 syf.
·
Puan vermedi
·
34 günde okudu
Kitap genel olarak köyden kente göç eden birinin yaşadığı zorluklar alışma çabası ve affalamasini anlatıyor Bahsedilen karaketerin icindeki korku ve heyecanı kısacası Anadolu' insanını anlatıyor. Karakterin hislerini sizlerde okuyunca bizzat hissedeceksiniz. Bununla beraber şehirlerde meydana gelen nüfus artışı, değişiklikler tutucular modernistler işçilere yapılan haksızlıklar yapılan grevler isyanlar kapanmayan bir uçurum ve ölüm. Ve bu manzaraların günümüze de çok uzak olmadığını farkedisimiz. Kitapda genel olarak verilmek istenen mesaj ve dili güzel olmasına rağmen sonlara doğru neyden bahsettildiğink anlayamadığım kafa karıştırıcı bir olay örgüsüne dönüştü onun dışında okunmaya değer bir eser.
Yokuşa Akan Sular
Yokuşa Akan SularMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 19984,044 okunma
Reklam
184 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kumrunun Gördüğü, Ahmet Büke ile ikinci buluşmamız. Sait Faik Hikaye Armağanı almış kitapları okuduğum için okudum ve bu ödülü 2011 yılında almış. Seveni çok ancak ben İzmir Postası'nın Adamları'nı okuduktan sonraki hislerime döndüm. Yani sevemedim. Başkalarının bulduğu o sımsıcak hikayeleri bulamadım. Sık sık koptum metinden, dağınıklık vardı, cümleler aklıma geldikçe yazdım, akıcılığı önemsemedim tadındaydı. Bu kitabın zorlu bir okuma deneyimi sunduğu söyleniyor. Hani aslında ben zorluktan da kaçmam, ama işlemeyince olmuyor, deride kalıyor cidden ve kitabın kapağını kapattığınızda unutmuş oluyorsunuz çoktan bazı şeyleri. Aslında toplumda yaşanan olaylardan, içine dert ettiği meseleleri olan biri belli ki. İşçi ölümleri, darbe, grevler vs. Bunları kendine has bir üslup ile işliyor ancak benim uyum sağlayamadığım yer de burası oldu işte. Dili bana hitap etmedi. O sebeple sadece böyle hisseden kişiler de var bilinsin diye yazdım. Ne tavsiye edebilirim ne de zaman kaybı diyebilirim. Ama şunu söyleyebilirim ki herkesin sevebileceği bir öykü kitabı değil, ödüllü de olsa.. Ben bir kitabı teknik yönden inleyebilecek bir eğitimden geçmiş biri olmasam da uzun yıllardır kitaplarla haşır neşir olan bir okuyucu olarak bende uyandırdığı hissi yazmak istedim. Elimde bir de Deli İbrahim Divanı var. Umarım onu okurken daha farklı hissedeceğim.
Kumrunun Gördüğü
Kumrunun GördüğüAhmet Büke · Can Yayınları · 2010205 okunma
464 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Kolombiyalı yazar, bu kitabı ile Nobel Edebiyat Ödülü almıştır. 2014 yılında hayatını kaybeden
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
eserlerini çoğunlukla büyülü gerçekçilik tarzında vermiştir. Büyülü gerçekçilik, olağan bir hikaye okurken bir anda araya giren fantastik öğelerle ne olduğunuzu şaşırmak suretiyle meydana gelen bir edebi olaydır :) Bu akım, ilk kez Alman yazar ve
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,1bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Dikkat Terörü
Kitapta o kadar çok altını çizdiğim yer var ki hepsini buraya alıntı olarak girsem tamamen kitabı yazmış olurum. İnceleme yaparken de değinmek istediğim birçok nokta var fakat bunu da yaparsam neredeyse tüm kitabı anlatmış olacağım. Dolayısıyla özetle şunları söyleyebilirim: 1) Dikkat eksikliğinin sebebi yalnızca elimizdeki cep telefonları değil. Her türlü ekran, soluduğumuz hava, hareketsiz yaşam, tükettiğimiz besinler ve dahi bizi yöneten üst düzey kapitalist sistem. 2) Daha az uyuyoruz. Hayatımız hep koşturmayla geçiyor. Eğer 1 saat bile fazla uyusak kapital düzene deprem etkisi yaratırız. Daha az uyuduğumuz için birçok sektöre kazandırsak da kendimizden kaybediyoruz. Muhakeme yeteneğimizi, mutluluğu, yaşamayı ve daha birçok şeyi az uyuma ile beraber öldürüyoruz. 3) Bireysel olarak ne yazık ki yapabileceğimiz net bir şey yok. Bu duruma karşı koyabilmemiz için kolektif bir şekilde hareket etmeliyiz. Nasıl ki geçmişte de örnekleri gösterilecek grevler ve baş kaldırışlar varsa şimdi de tam olarak aynısını yapmalıyız. Dikkatimizi çalanlara karşı birlik olup baş kaldırmalıyız. 4) Oyun oynamayı sokaklardan alıp bilgisayarlara sığdırdık. Bu durum birçok probleme yol açtı. Sosyolojik olarak sağlam temelleri olmayan bir toplum olduk. Bu listeye daha birçok madde ekleyebilirim ama elbette burada uzun uzadıya kitabın aynısını yorumlayarak yazmak istemiyorum. Mutlaka herkesin hem kütüphanesinde hem de aklında olması gereken muazzam bir eser.
Çalınan Dikkat
Çalınan DikkatJohann Hari · Metis Yayınları · 01,469 okunma
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.