Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İmdat, 12 Yıl Okul Var!
Bebekler, meme emmekten başka pek bir şey bilmez. Yeni doğmuş bir arının, yeni doğmuş bir insan yavrusundan daha akıllı olduğunu düşünebiliriz. Bal okullu diye bir şey yoktur ;) ama yine de arı, nasıl bal yapacağını bilir. İnsan yavrusu ise öğrenir. Milyonlarca şey öğrenecek ve arayı kısa zamanda geçecektir. Arı, hiçbir zaman doğduğunda bildiklerinden daha fazlasını bilmeyecektir. Uçuş tekniğini ya da çiçeklerin taş yapraklarına inmeden önceki yavaşlama şeklini geliştiremeyecektir. Uzaktan en güzel çiçekleri bulabilmek için dürbününü icat edemeyecektir… Arının bilgisi hiç değişmeyecek. Oysa, insanların bilgisi durmadan değişir, gelişir. Biz insanlar, öğrenmek uğruna inanılmaz zaman harcarız. İlkokul için, lise için, üniversite için 9, 15, 17 yıl harcarız. Yalnızca ana sınıfından lise sona kadar 13 yıl eder, günde yaklaşık 6 saatten hesaplarsak, bu da okulda geçirilmiş yaklaşık 13.728 saat demektir! Sınıfta kaldıysak ya da özel bir eğitim alıyorsak, bu süre daha da fazla olabilir. Öğrenmek uğruna okul dışında da çok zaman harcarız. Tabağınızdaki eti kesmeyi, yüzmeyi, yıkanmak için sabunu kullanmayı, günaydın demeyi, Bowling oynamayı, krep yapmayı, bağcıkları bağlamayı falan öğrenmek için …
Sayfa 14 - Günışığı Kitaplığı
Hayat, Cümleler Kurdurur. Ve Bazı Cümleler Tokat Gibidir.
Kız evlatmışsınız, Kıymetiniz olmazmış sizin… Göremediler çocuk olduğunuzu, Taktıramadılar saçlarınıza çiçekleri, Köy kızları uçuramadı eteklerinin uçlarını, Yeryüzüne ruhlarını teslim edemediler… Soysuzları vardı başında, Halası gelmiş diye, Ruhu Tanrı’ya emanet, Beden koca koca adamlara emanet, yamalı bebelerine hasret küçük hanımlar onlar şimdi… Anasının dizinin dibinde büyümesi nasip olmayan, Saçlarındaki çiçekleri açamayan, Etek uçları uçmayan küçük hanımlar şimdi onlar. Ruhu Tanrı’ya, Bedeni koca koca adamlara teslim olan küçük hanımlar.
Sayfa 96 - https://kadranyayinevi.com/urun/hayat-cumleler-kurdurur-ezgi-gunaydin/
Reklam
Ben korkmayorum sana yönelmekten. Seni yinelemekten, seni yenilemekten, Bir bağlayan, bir ayıran duyuda, Senden gelmekten. sana gelmekten.
-Yaşamak, sabahleyin seni alnından öperek sana günaydın demek, güllerin kokularını duyup, çiçekleri toplamak, bütün bunlar çok güzel olurdu. Ne yazık ki bunun için çok geç oldu..
Sayfa 396 - Jan Valjan
Günaydın
yağmurdan sonraki gökkuşağı gibi acılardan sonra neşe gösterecek yüzünü
Günaydın. Burnumuzun dibinde ne kötülükler yaşanıyor. Dünya bir kıyamet. Bunca çirkinliği kaldıramıyoruz. Hançer gibi bazı meseleler, saplanıp kalıyor yüreğimize. Ne yapabiliriz bilmiyoruz. Sinem Sal, "Dünyadan bütün intikamımı aldım, bu sabah çiçekleri suladım" der ve ekler: "işte benim marifetim bu." Hiçbir şey yapamıyorsak, çiçekleri sulayalım sevgili okur. Belki güzellikler büyür bir yanda ve öbür yanda ve sonra, tüm dünyada. Var olun.
Reklam
Işık Heceleri
Öyle bir hayal ecesisin ki, her yer sensin. Usul usul dökülen mimozalar, azalan limon çiçekleri, ayaklanan hanımeliler, deniz yaprakları, gülen güneşler, rayiha bahçeleri, bulutlu rüzgârlar... Tanrı da senin gibi var oluyor dünyada. Günaydın sabah sevinci, uykulu gamze, kuyuların rüyası... Günaydın zamanın tanrısı, ağzımda harflenen sonsuzluk, yürüdüğüm gökyüzü... Günaydın bulut türküsü, el çırpan ağaçlar...
Sayfa 15 - KırmızıkediKitabı okudu
Günaydın
“ Dünyadan bütün intikamımı aldım, bu sabah çiçekleri suladım işte benim marifetim bu.. “
İçindeki mavilikleri tek seferde tüketme. Bahçendeki çiçekleri yavaş yavaş toplayıp insanlara verebilirsin böylelikle bahçen hep çiçekli kalır. Ama sen tek seferde bunu harcarsan kuraklık yaşayabilirsin bir süre.
Sayfa 160Kitabı okudu
Dışarı çıkıyorsanız dikkat! çiçeklerle karşılaşmayın Ya da koklamayın onları, iyisi mi, yüzünüzü örtün şapkanızla Ya da düşünmeyin hiç, ben bakın öyle yapıyorum Neden diyeceksiniz, insandaki sevgiliyi eskitiyor bu çiçekler Güneşe benzetiyorlar adamı, masaya vurmuş koyun butlarına Pek tuhaf! ben de sahanda yumurtayı kıskanırım. Beni
Sayfa 17
Reklam
Sabah doğan güneşi, akşam ayın sana göz kırpmasını bekle. Ama asla gideni bekleme. Seveceksen yine sev ama bekleme. Duyguları başka duygulara karışmış, göz bebekleri başkasına gülmüş, avuç içlerine başkasının dudakları değen birisi değmez senin beklemene. Tüm beklentilerini boşa çıkaran bir insanı bekleme. Yazı bekle, baharı, çiçekleri, hatta kırmızı karın yağmasını bekle. Ama gecenin gözyaşına boğup, başkasının mutluluğu için çırpınanı bekleme. . . Unutma beklemek en çok seni bekleyenle güzeldir.
Rojbaş/ Günaydın/ Sodire Semo Xer Bo!
Şimdi hangi yola dönmeli Her şey bitti ve aramzda Duran yine benim Her bir hücrem sadece Senin için nefes alırken Hangi tarafa koşmalı Sen varlığınla bile mahvedebiliyorken beni Nasıl buradan dönüp de Kendime bakmalı
yangın
Dışarı çıkıyorsanız dikkat! çiçeklerle karşılaşmayın Ya da koklamayın onları, iyisi mi, yüzünüzü örtün şapkanızla Ya da düşünmeyin hiç, ben bakın öyle yapıyorum Neden diyeceksiniz? insandaki sevgiliyi eskitiyor bu çiçekler Güneşe benzetiyorlar adamı, masaya vurmuş koyun butlarına Pek tuhaf! ben de sahanda yumurtayı kıskanırım... Beni
Sayfa 17 - Yapı Kredi Yayınları, 4. Baskı, İstanbul, Şubat 2019Kitabı okudu
Günaydın
Ey kör! Aç gözünü de düşlerden uyan. Simurg'u göremesen de bari küçük bir serçeyi gör. Kaf Dağına varamasan bile hiç olmazsa evinden çıkıp kırlara açıl; böcekleri, kuşları, çiçekleri ve tepeleri seyret..
Bahçendeki çiçekleri yavaş yavaş toplayıp insanlara verebilirsin böylelikle bahçen hep çiçekli kalır.
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.